‘İnsanca yaşamak ve insanca çalışmak hepimizin hakkı’
Konveyör işçisi kadınların tüm işçilere sendikalaşma çağrısı...
Adile DOĞAN
Tuzla Organize Sanayi‘de Konveyör AŞ’nin iki fabrikası var ve burada çoğu kadın, 600’ü aşkın işçi çalışıyor. Konveyör işçisi kadınlarla buluştuk, çalışma koşullarını, uğradıkları baskıları, hakaretleri, yaşadıkları tacizleri, işyerindeki keyfi uygulamaları konuştuk. Bir araya geldiğimiz kadın işçilerin adlarını burada paylaşamıyoruz. Ama yaşadıkları o kadar tanıdık ki isimlerin pek de önemi kalmıyor. Konveyör işçileriyle sohbetimiz de tam olarak böyle başlıyor. Aralarından biri “Biz kötü bir şey yapmıyoruz ki; adımız da yazılsın” derken diğeri müdahale ediyor: “Evet biz kötü bir şey yapmıyoruz ama sorgusuz sualsiz işten atılırız. Zaten bir sürü baskı var.”
Konveyör metal fabrikasında çalışma koşullarının çok ağır ve yorucu olduğundan söz ediyorlar. Konuştuğumuz işçilerden biri durumu daha açık ifade ediyor: “Ama yaptığımız işin ağırlığının, zorluğunun yanı sıra bizlere ustabaşlarının eliyle yapılan baskıları ve tacizleri anlatmak istiyoruz asıl olarak.” Fabrikada yaşadıkları koşulların kendisine hissettirdiklerini şöyle ifade ediyor yanındaki arkadaşı: “İş ne kadar ağır olursa olsun, ben bazen kafamı işe gömmek istiyorum; yeter ki ustabaşı gelip bana bir şey demesin.”
Aralarında daha önce ustabaşının tacizine uğramış ve işten ayrılmış bir kadın da var. Arkadaşları onu epey zorluyor konuşması için. Çekinerek başlıyor anlatmaya: “Tam bir ay boyunca beni rahatsız etti. Aylardır işsizdim; zar zor bulmuştum bu işi. Başladım çalışmaya. Girdiğim günden itibaren beni taciz etmeye başladı. Ben kimseyi tanımadığım için derdimi anlatacak kimse bulamıyordum. Aynı bölümde çalıştığım bir ablayla paylaştım bu durumu. O da ‘Git personel müdürüne, şikâyet et’ dedi. Ben de gittim anlattım bu durumu. Bana aynen şunları söyledi: ‘Daha dün geldin. Ne malum senin adamı tahrik etmediğin?’ Ben o odadan nasıl çıktığımı bilemedim, ayaklarım titriyordu, midem bulandı, bölüme gitmeden işten ayrıldım. Uzun süre kendime gelemedim; şu an anlatırken bile çok kötü oluyorum.”
HAMİLEYSEN KONVEYÖR’ÜN İŞİNE YARAMAZSIN
Bu durumu birçok kadın işçi yaşamış. “Anlatılacak çok şey var” diyorlar ve birbirlerini tamamlayarak başlıyorlar çalışma koşullarını anlatmaya:
“Kuralsızlık diz boyu; iş kazaları çok yaşanıyor. Hiç biri iş kazası olarak kayıtlara geçmiyor ve iş kazası geçiren işçi hiçbir hak talep edemiyor. Genelde iş kazası geçiren işçileri bir süre sonra işten çıkarıyorlar. İş kazasında parmağı kopmuşsa bile fark etmiyor. Eskisinden daha kötü bir muamele görüyor ustabaşları tarafından.”
“Sen bugün tuvalete çok gittin, diye tutanak tutuluyor. Bir işçinin en ufak hatasında ağız dolusu küfür yağdırılıyor, bir de ücret eşitsizliği var. Eski işçiler yeni işçilerle aynı ücreti alıyor. Yani asgari ücretle çalışıyor 10 yıllık işçi de, 1 aylık işçi de. Bu yeni işçilerin suçu değil tabii. Onlar da geçim sıkıntısı çekiyor, ama bu da bir tür adaletsizlik.”
“Erkek işçilerin durumu da içler acısı. Birçoğu üç günde bir gidiyor evine. Fabrikada yatıp kalkıyorlar. Çünkü mesai yapmasalar geçinemezler. Çocuklarının yüzlerini görmeden çalışıyorlar.”
“Hamile kalan işçilere yapılanlar saymakla bitmez. Hamileysen artık Konveyör'ün işine yaramazsın ve bu yüzden seni bıktırıp kaçırtmaya çalışırlar. Baskı, hakaret her şeyi yaşadık. Hamile bir kadın bir işe itiraz ederse ‘Çocuğu yaparken düşünecektin’ diyor ustalar. Doğum sonrası işe dönünce aynı baskılar devam ediyor. İzin alamazsın, işe geç kalamazsın, ‘Çocuğum hasta’ diyemezsin…”
GÖRECEKLER KADINLARI TACİZ ETMEK NEYMİŞ
Bunca haksızlığa karşı durabilmek için, bu insanlık dışı koşullara bir son vermek için işçiler birlik olmaya, sendikalaşmaya karar vermişler. Ama işveren ve ustabaşılar, sendikalaşmaya çalışan, öne çıkan işçiler üzerindeki baskıyı artırmış, bu işçileri işten çıkarmak için türlü gerekçeler öne sürer olmuş. “Bugüne kadar bilmezdim, birlik olunca bizden bu kadar korkacaklarını” diyor aralarından biri.
“Halbuki bizler kötü bir şey yapmıyoruz, kimseye zarar da vermiyoruz. Hakkımız olanı istiyoruz” diyen kadınların en büyük dilekleri bir gün örgütlü bir şekilde ustabaşlarından hesap sormak . Ve ekliyorlar: “O günler uzak değil, hele sendikamızı getirelim fabrikaya, o zaman görecekler kadınları taciz etmek neymiş. Ve biz buradan seslenmek istiyoruz tüm Konveyör işçilerine: Hepimiz birlik olup, bütün haksızlıklara karşı direnmeliyiz. Bu ilk adımı sendikaya üye olmakla atalım, örgütlülüğümüzü büyütelim. İnsanca yaşamak ve insanca çalışmak hepimizin hakkı.”