06 Nisan 2012 15:52

Gençliğin en büyük sorunu: Gelecek kaygısı

Gençlik üzerinde ‘dindar gençlik’ tanımlaması ile başlayan; sorgulamayan, itaat eden ve geleceğine dair tüm düşüncelerinden arındırılmış bir gençlik profili dayatılırken, öte yandan eğitim ve sağlık başta olmak üzere paralı hale gelen haklarımız, yeni eğitim sistemleri ile sermaye güçlerinin hizmetine

Gençliğin en büyük sorunu: Gelecek kaygısı
Paylaş
Umut Yeğin

Selhan Taş bunlardan biri. Yıllardır ataması yapılmadığı için ücretli öğretmenlik yapıyor. Van’da AYÖP (Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu) temsilcisi olarak hükümetin gençliği sürüklediği geleceksizlik batağına karşı mücadele ediyor. 4+4+4 eğitim sistemine ilişkin kanun teklifini, Fatih projesini ve bunların öğretmen atamalarına etkisini Selhan Taş’a sorduk. Zorunlu eğitim beklentisinin 13 yıl iken bunun tam tersi bir uygulama ile karşı karşıya olunduğunu söylüyor Selhan Taş. Çalıştığı köy okulunda çeşitli bahaneler ile kız çocuklarının okuldan alınmasına sık rastlandığını ve yeni sistemin, kız çocuklarına koca yolunu gösterdiğini belirtiyor.

Ataması yapılmayan bir öğretmen olarak sizce Türkiye’de zorunlu eğitim ihtiyacı kaç yıldır? 4+4+4 sistemini nasıl değerlendiriyorsun?

8 yıllık zorunlu kesintisiz eğitim ile okullaşma oranındaki artış ortada. Bunun yanında kız çocuklarına yönelik yürütülen kampanyalar çerçevesinde kız çocuklarımızın okullaşma oranı ve özellikle kırsal kesimde çocuk yaştaki evliliklerin azalmasında oldukça kayda değer düşüşler yaşandı. Bu çıtayı daha da yukarıya çıkaracak olan okul öncesi dahil kesintisiz zorunlu 13 yıllık eğitim beklentisinin pratikte olumlu bilimsel altyapısı oluşmuşken, tam tersi bir tablo ile aniden karşılaşmak anlaşılır değil. Bilakis ücretli öğretmenlik yaptığım köy okullarında çeşitli bahanelerle okuldan alınan özellikle kız çocuklarımızı tekrar okullu yapmak için gösterdiğimiz olağanüstü ikna çabalarını düşününce, yürürlüğe konmak istenen yeni sistemin özellikle ilk hali ile kırsal kesimdeki çocuklara resmen koca yolu gösterilmiş oluyor. Bu sistemin neden aniden, tartışılmadan, sendika, sivil toplum örgütleri, bilim insanlarından görüş alınmadan bir an önce hayata geçirilmek istenmesinin asıl nedeni ise memleketin en önemli meselesi olan eğitim sisteminin gündemi değiştirmeye, halkın kutuplaştırılmaya kurban edilmesinden başka bir şey değildir.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer öğretmen açığını “Türkiye genelinde farklı branşlarda toplam 126 bin 137 öğretmen açığı var” şeklinde açıkladı. Buna karşın yeni sistem ile 8. yıldan sonra uzaktan eğitimin önü açıldı. Bu durum öğretmen atamalarına nasıl etki eder?

Milli Eğitim Bakanımızın işsiz öğretmen sorununa ve öğretmen açığına yönelik söylemleri maalesef gün gün, hafta hafta değişiyor. Biz işsiz öğretmenlerin halinden anladığını, mağdur edildiğimizi kabul etmesinin üzerinden çok kısa bir süre geçmeden böyle bir sorunun olmadığını, bizim “uyduruktan” bir sorun çıkardığımızı Fransa’da dillendirmesi, bakanın söylemlerine ne denli Fransız olduğunu acı bir şekilde göstermiştir. Bu somut çelişkiden hareketle öğretmen açığına yönelik söylemleri de pek tutarlı değil. Bu konuda AYÖP olarak Milli Eğitim Bakanı’nın söylemlerini değil de gerek sendikalar gerekse platform olarak örgütlü olduğumuz illerdeki temsilci arkadaşlarımızdan ve illerde çalışan ücretli öğretmenlerden bilgi alıyoruz. Ücretli öğretmenlikle dahi doldurulamayan çeşitli branşların verilerini baz alarak değerlendirmede bulunup daha sağlıklı verilere ulaşmış oluyoruz. Sendika ve temsilci arkadaşlarımızdan edindiğimiz verilerle şuan 200.000’e yakın öğretmen açığı mevcut. Uygulamaya geçirilecek 4+4+4 sisteminde ise ilköğretim ikinci kademenin, 3 yıldan 4 yıla çıkması ile doğacak branş öğretmeni ihtiyacı ve paralelinde bu branşlara atanacak öğretmenlerin atanacak olmasının yanında, ilköğretim birinci kademenin 5 yıldan 4 yıla indirilmesi ile oluşacak norm kadro fazlası sınıf öğretmenleri ve bu sistemin atamalara yansıması da atama bekleyen sınıf öğretmenlerimizi üzecektir. Ve her ne kadar adı zorunlu da olsa uygulamaya geçecek sistemin şu an uygulanan orta kademe sisteminden farklı bir tarafı olmadığı için (liseyi açık öğretimden okuma) orta kademeye yapılacak atamalara şu an yapılan atamalardan farklı bir etki yapmayacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Umut barışta*

SONRAKİ HABER

Barışın iyiliği, bütüb kötülükleri yenecek...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa