08 Kasım 2015 04:22

Ekim Devrimi’nin değerleri yaşamaya devam ediyor

Paylaş

İhsan ÇARALAN

Bu yıl, insanlığın en büyük devrimi Büyük Ekim Devrimi’nin 98. yılı.

98 yıl önce, 1917’nin 6-7 Kasım’ında (Rus takvimine göre 25-26 Ekim), bütün dünya işçi sınıfının öncü gücü olarak Rusya işçileri, insanlığın 10 bin yıllık sömürüsüz, savaşsız, barış içinde bir dünya umudunu gerçek yapmak için, insanlığın en büyük devrimini, Ekim Devrimi’ni gerçekleştirmişlerdi.

O günden beri de dünya işçi sınıfının ileri kesimi ve kendi geleceklerini işçi sınıfının kurtuluşuna bağlamış toplumsal güçler, siyasi odaklar, Ekim Devrimi’nden öğreniyor, bilinçlerini keskinleştiriyor, onun değerleri etrafındaki mücadeleyi sürdürme gayretlerini her yıl dönümünde yeniliyorlar.
Bu yüzden de denebilir ki, 98 yıldan beri, kendi meşruiyetini Ekim Devrimi’nin değerlerinden almayan hiçbir devrim mücadelesinin gerçek toplumsal dönüşümlere yol açması olanaklı olmamaktadır.

EKİM DEVRİMİ’Nİ ÖNCEKİ DEVRİMLERDEN AYIRAN NEDİR?

Kuşkusuz, Ekim Devrimi’ni, önceki devrimlerden ayıran pek çok şey sayılabilir. Ama burada Ekim Devrimi’ni bütün önceki devrimlerden ayıran, aynı zamanda bugün de hiç gözden kaçırmamamız gereken başlıca birkaç özelliğine dikkat çekmekle yetineceğiz.

* Önceki bütün devrimler iktidarın bir sömürücü sınıftan ötekine geçmesi biçimindeyken Ekim Devrimi, sömürülen bir sınıfın, işçi sınıfının, burjuvazinin ve derebeylik kalıntısı toprak beylerinin iktidarını alaşağı edip eski sınıfların şiddet aygıtı olan devlet çarkını parçalayarak, işçi sınıfının iktidar olduğu (proletarya diktatörlüğü) ilk devrimdir.

* Ekim Devrimi, insanlığın çağlar boyunca özlemini çektiği sınıfsız, savaşsız, tüm insanların kardeş olduğu bir sosyalist, komünist toplum idealini hayata geçirmek üzere gerçekleştirilen bir devrimdir.

* Ekim Devrimi, bütün önceki devrimlerden farklı olarak toplumun küçük bir azınlığının çıkarlarını gerçekleştirmek için değil, toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfının ve kurtuluşunu işçi sınıfının kurtuluşuna bağlamış bütün ezilenlerin kurtuluşunu amaçlayan bir devrim olarak gerçekleşmiştir.

MARKSİZM-LENİNİZM KILAVUZLUĞUNDA GERÇEKLEŞEN BİR DEVRİM!

* Ekim Devrimi, işçi sınıfıyla sosyalizm ve devrim mücadelesini birbirine bağlayan ve işçi sınıfı şahsında dünyayı değiştirecek gücü keşfeden Marx ve Engels’in öğretisi Marksizmi kendisine kılavuz edinmiş; onu emperyalizm çağına uygulayan Lenin’in önderliğinde Marksizmin devrim, devlet ve parti öğretisi, emperyalizm çağının koşulları dikkate alınarak geliştirilmiş, böylece Ekim Devrimi, Stalin’in tarifiyle, “Emperyalizm çağının Marksizmi olan Leninizmi” hem kılavuz edinen hem de onu mücadelenin ateşinde sınayan bir devrim olarak gelişmiştir. Böylece Ekim Devrimi, insanlığı yeni bir çağa atlatmıştır: Emperyalizm ve Proletarya Devrimleri Çağı! Ve dahası 98 yıldan beri Ekim Devrimi, sadece proletarya devrimleri değil dünyanın her köşesindeki ulusal kurtuluş mücadelelerinden her tür gericiliğe karşı sürdürülen bütün devrim mücadelelerine ilham kaynağı olan bir devrim olmuştur. Onun içindir ki, Komünist Manifesto’nun o “Bütün Dünyanın İşçileri Birleşin” şiarı Ekim Devrimi tarafından bir adım ileri götürülerek, “Bütün Dünyanın İşçileri ve Ezilen Halkları Birleşin!” olmuştur.

EKİM DEVRİMİ RUSYA’DA YAPILMIŞ SONRA DA YENİLMİŞ BİR DEVRİM DEĞİLDİR!

Toplam açısından bakıldığında Ekim Devrimi, işçi sınıfının dünyayı yeni bir dünya olarak inşa etmek için giriştiği büyük eyleminin başlangıcıdır. Ve bu devrim, o günün koşulları içinde Rusya’da gerçekleştirilmiştir. Ama Ekim Devrimi, kendisinden sonraki bütün işçi sınıfı mücadelelerini, emperyalizme karşı verilen kurtuluş mücadelelerini, insanlığı az çok ilerletecek gerici güçlere karşı bütün ilerici, devrimci girişimlere dayanak sağlamıştır. Yani Ekim Devrimi değerleri sınır tanımadan yayılmış, işçi sınıfı başta olmak üzere emperyalist talan ve yağmadan kurtulmak isteyen ezilen halklar, kapitalist sömürünün yol açtığı felaketler karşısında çaresiz kalan kır ve kent yoksullarının umudu olmuştur.

İşçi sınıfı kapitalizme karşı mücadele ihtiyacı duyduğu ve bir kurtuluş mücadelesine girdiği, halklar emperyalizme karşı baş kaldırmayı sürdürdüğü sürece Ekim Devrimi’nin yoğurup biçimlendirdiği devrimci değerler yaşamaya, bitti dendiği yerde küllerinden doğup yeni kuşaklarda vücut bulmaya  devam ediyor, edecek de.

Bugün de dünyanın her köşesinde mücadele eden işçilerin, emekçilerin, halkların, en başta da sınıf partilerinin şahsında Ekim Devrimi değerleri yaşamaya devam etmektedir. 

Bu yüzden burjuvazinin ve onun ideologlarının, siyasetçilerin çabaları boşunadır ve en fazla gelip geçici “zaferlerle” avunmaktır.

Ekim Devrimi’nin dünya işçi sınıfına kazandırdığı devrimci değerler, sömürü ve zulme karşı, barış ve kardeşlik dünyası için sınıfın mücadelesi ilerledikçe yeniden yeniden büyüyüp serpilmeye devam edecektir. 

EKİM DEVRİMİ SOSYAL KAZANIMLARIYLA DA YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR!

Elbette Ekim Devrimi işçi sınıfına sadece ideolojik kazanımlar ve evrensel bir devrim stratejisi sunmasıyla değil, insanlığa, sayısı milyarlara varan ezilen, sömürülen yığınların yaşamlarına doğrudan katkı yapan kazanımlarıyla da yaşamaya devam etmektedir.

Çünkü Ekim Devrimi, devrim olarak Rusya’da gerçekleşmiştir ama Rusya’daki devrimin kapitalist emperyalist dünyada yarattığı sarsıntı işçi sınıfına ve halklara hayatın her alanında kazanımlar olarak (reformlar) yansımıştır. İşçi sınıfına sosyalizmin kazandırdığı haklar ve sosyal yaşama kattığı zenginliğe öykünüp sosyalizmde ısrar etmelerini önlemek için kapitalist ülkelerdeki işçi ve emekçilerin de parasız eğitim ve sağlıktan her vatandaşa sosyal güvenlik hakkı tanımaya, kadınların  eşitliği doğrultusunda kimi adımlar atmaktan çocukların yetişmesine yönelik kamusal önlemlere kadar pek çok alanda emekçilerin yaşamlarını kolaylaştıran, sömürüyü sınırlayan adımlar atan reformlara başvurmak zorunda kalmışlardır.
Bu yazı içindeki “çerçeve”de gördüğünüz ve ilk kez SB’de uygulanan haklar bile, bugün sanki “ezelden beri var”mış ve kapitalizmin doğal gelişmesi içinde kendiliğinden kazanılmış gibi gördüğümüz pek çok hakkın, aslında Ekim Devrimi’nin, kapitalist ülkelerdeki yansıması olduğu apaçıktır. 

Onun içindir ki kapitalistler, onların her soydan propagandacıları, parasız ve zorunlu eğitimi, parasız sağlığı, sosyal güvenliği,... “sosyal devletin bir sonucu” olarak gösterse de sosyalizmin kendileri için “yakın ve somut” bir tehlike olmaktan çıktığını düşünmeye başladıkları 80’li yıllardan itibaren, bu hakları “sosyalist uygulamalar” diye nitelemiş ve kaldırmak için karşı reform üstüne karşı reform yapmışlardır. Bu da Ekim Devrimi’nin ekonomik sosyal kazanımlarının, sermayenin bütün kapsamlı saldırılarına karşın hâlâ ayakta olduğunu, kapitalistlerin Ekim Devrimi’yle savaşmaya ara vermeden devam ettiğini göstermektedir. 

ÇERÇEVE

Sovyetler Birliği’nin kuruluşu döneminden itibaren uygulamaya sokulan ve dünyada ilk kez SB’de uygulanan haklar bile kapitalist ülkelerin bu ve benzeri hakları nasıl sosyalizmin baskısıyla kabul ettiklerine işaret etmektedir.

1. SSCB, insanlık tarihinde günde 8 saatlik mesaiyi sağlayan ilk ülkedir. 

2. Herkese yılda 1 ay tatil izni verilmesi, diğer bir ilktir. 

3. Sendikadan onay alınmadan işçi işten atılamaz

4. Devlet üniversite öğrencisine, “diplomasını aldıktan sonra iş” garantisi verir 

5. Giriş sınavını vermek, uygun lise notları karşılığında, istediği üniversitede ücretsiz okuma hakkı

6. İhtiyacı olan herkesin çocuğu için ücretsiz okul öncesi ve kreş hakkı 

7. Dünyada ücretsiz profesyonel sağlık hizmeti ilk kez Sovyet vatandaşlarına tanınmıştır. Her zaman, her yerde ve kesinlikle ücretsiz, sınırsız. Şu anki Rusya’da bile sistem devam etmektedir. 

8. Her Sovyet yurttaşı müdürüne giderek istediği tatil beldesine yılda bir kez gidiş talep edebilirdi. 

9. Her Sovyet yurttaşının bir apartman dairesi sahip olma hakkı vardı. Evet biraz uzun bekleme sıraları vardı sonunda alınıyordu, dünyada ilk. Bu sayede Rusya’da birçok kişi bugün ev sahibi. 

10. Her Sovyet yurttaşı, işi ile evi arasında ücretsiz ulaşım hakkına sahipti, dünyada ilk. 

11. Her yeni anne olmuş yurttaş, 3 yıl doğum iznine ayrılabiliyordu. İzninde bir süre tam ücret, sonrasında da bir süre refah yardımı alıyordu. 

12. Anneye bebeği için ilk üç yıl boyunca ücretsiz süt veriliyordu. Süt mutfakları adı verilen süt ağı noktasına gidiliyor ve ücretsiz alınıyordu. 

ÖNCEKİ HABER

Rusya ve Osmanlı’da devrimler

SONRAKİ HABER

Seçimlerin sonucu olarak; Doğru gözlüklere ikna etmek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa