Gale - idam cezası - Erdal Eren
Gale; Austin Üniversitesi’nde felsefe bölümü hocası, yazar aynı zamanda da idam cezasına karşı kampanya yürüten ‘Deathwatch’ grubunun üyesi ve Harraway ile yöneticisidir. Teksas Valisi ile bir tartışma programında karşı karşıya gelen Gale, valinin bir tek masum insanın idam edildiğini kanıtlayamazsınız sözleri ü
Gale; Austin Üniversitesi’nde felsefe bölümü hocası, yazar aynı zamanda da idam cezasına karşı kampanya yürüten ‘Deathwatch’ grubunun üyesi ve Harraway ile yöneticisidir. Teksas Valisi ile bir tartışma programında karşı karşıya gelen Gale, valinin bir tek masum insanın idam edildiğini kanıtlayamazsınız sözleri üzerine yola çıkan filmin bu fikir üzerinden inşa edildiğini görmekteyiz.
Gale’in yakın arkadaşı da olan Harraway’in bütün mücadelesi, zaten hastalığı yüzünden az kalan yaşamında 17 yaşındaki bir genç kızın, bir polisi öldürmek yüzünden idam cezası alması nedeniyle gerçekleşecek olan ölümünü engelleyebilmektir. Evet bu karar ve bu uygulama bir politik idam cezasıdır ancak bu iki insan sistemin yanlışlığını, adaleti, masum insanların bile avukatlar, savcılar, hâkimler nedeniyle daha suçun kesinliği kanıtlanmadan ve yeterli delilerle dayanılmadan verilen idam cezalarını kanıtlayabilmek bunu dünyaya gösterebilmek için kendi canlarını vermektedirler. Görüyoruz ki ülkemizin geçmişi gibi diğer ülkelerin geçmişleri de kanlıdır. Filmdeki 17 yaşında bir genç kızın idam edilişi tüylerimizi ürperterek Türkiye’nin en acı ve en kanlı gerçeği olan yoldaş Erdal Eren’i yüreklerimizde hissettirmektedir. Ülkemizde idam cezalarının artık uygulanmıyor olması idam cezası uygulayan ülkelerin adalet sistemleri kayıtsız kalınamaz gerçeklerdir.
Adalet sistemini, yargılama süreçlerini, hala uygulanan idam cezalarını tartışabilmek, konuşabilmek için üniversitemizde Felsefe Kulübü etkinliği olarak ‘THE LİFE OF DAVİD GALE’ filminin gösterimini gerçekleştirdik. Büyük bir katılımla gerçekleşen etkinliğimizde film sonrasında felsefe bölümü 2. sınıf öğrencisi olan Nurhuda Arıcı ile gerçekleştirdiğimiz röportajda onun düşüncelerini aldık.
Felsefe kulübü olarak gerçekleştirdiğimiz THE LİFE OF DAVİD GALE filmi hakkında neler düşünüyorsun filmin sonunda neler hissettin?
İnsanlık için yararlı olmayı amaçlayan ve inandıkları uğruna hayatlarını bile vererek en büyük fedakarlığı yapmayı göze alan insanları izlemek çok etkileyiciydi.
Filmin gerçekliğini, ülkemiz gerçekliğiyle yüzleştirdiğimizde neler düşünüyorsun? Çünkü bu ülkede filmde de en dikkat çekici nokta olan17 yaşındaki bir genç kızın polis öldürmek suçuyla idam edilişinde hatırlıyoruz ki Erdal Eren, 17 yaşındayken bir eri öldürmek iddiasıyla idama mahkum edilmişti.
Nurhuda Arıcı: Filmde de gördüğümüz bu durum aslında hukuki bir yargılama sürecinin olmadığını göstermektedir.Ülkemizde de yaşanan katliamlara bile politik açıklamalar yapılırken ve üstü kapatılmaya çalışılırken, 12 yaşındaki çocukların 13 kurşunla öldürülmesi gibi olayların yaşanıyor olması bile uygulanmış olan idam cezalarının politik olduğunu bu ülkedeki sistemde kadınların, çocukların ölüm konusunda bir ayrıma tabi tutulmadığını da görüyoruz. Bu ülkede taş atan çocuklar için neden yapılıyor deniliyor, batıda her mahallede bir park bulunurken, doğuda benim yaşadığım yerde çocuklar için hiçbir şey olmadığı öyle ortadadır ki.
Ülkemizde olmamasına rağmen diğer ülkelerde hala uygulanan idam cezaları ve sistem içindeki yerinin doğruluğu ve caydırıcılığı konusunda ne düşünüyorsun?
Nurhuda Arıcı: Geçmişte yaşanan idam cezalarının yerinin Müslümanlıkta da geçen kıyasa-kıyas ifadesinden kaynaklandığı düşünülebilir ancak ben böyle düşünmüyorum. Bir kişinin yaşam hakkını elinden başka bir kimsenin alabileceğini düşünmüyorum. İdam cezaları yerine hukuki yargılamanın devam ettiği müebbet cezaları verilebilir ve bu süreç içinde kişinin suçsuzluğu ve suçluluğu tüm delil ve incelemelere dayanarak yapıldığı için kesinleşmiş olabilir.