15 Kasım 2015 04:09

Sende yok ama Süleyman emmide var!

Bizce Sülemyan Emmi, eşiyle birlikte yönetebilirler ülkeyi, saray da hazır, mis... Ülke olarak sırtımız yere gelmez. Öte yandan temkinli olmakta da fayda görüyoruz, zira kendisi de hayli “uzun”dur. Anladın sen onu, hani “sarayda” yaşıyor.

Paylaş

Hacer YÜCEL

Bizim bir Süleyman Emmi var. Beyazlaşmış saçları, gıcır gıcır takma dişleri, sigaradan sararmış bıyıkları ile 70’e doğru yol alıyor. 

Ama değme matematikçilere, ekonomistlere, stratejistlere taş çıkartır. Yok mektepli değil; hayat okulunun yüksek kaldırım mühendislerinden. Sen gibi yani. Ya da sen daha olmamışsın; ama O, “bu olmuş” tayfasının baş öğretmeni durumunda bulunuyor.  

Aylık 1050 lira para geçiyor eline. Ama oturduğu ev 700 liralık. Elektirik, su, doğalgaz ve  telefon faturaları toplamda 350 TL tutuyor, yaz döneminde tabi. Hadi ufak bir hesap yap. Ya değil mi? Bitti para. 
Ya da sen öyle san. Biter mi Süleyman Emmi’de para? Bitmez! Üstü başı gıcır gıcırdır, mutfağından asla eksik etmez eti, tavuğu, balığı, balı, cevizi... Ve daha neleri neleri... 

Ama sen alamıyorsun! Neden mi? Çünkü matematiğin zayıf, ekonomiden anlamıyorsun ve stratejiden de haberin yok.  

Öte yandan senin de kabahatin yok be arkadaş, eti, tavuğu, balığı, cevizi, balı yemezsen kafan çalışmaz ki. Ama o yiyor? Sonra kafası çalışıyor.  

Veriyor kendini matematiğe, ekonomiye, stratejiye... Sonuç ortada. Ve elbette bizce ülkeyi yönetecek adam. Bunun bir de karısı var. O, Süleyman Emmi’yi ikiye katlar. Hani şu, suya susuz götürüp sonra suya daldırıp kuru çıkartan ve susuz getirenlerden...

Bizce karı koca da yönetebilirler ülkeyi, saray da hazır, mis... Ülke olarak sırtımız yere gelmez? Öte yandan temkinli olmakta da fayda görüyoruz, zira kendisi de hayli “uzun”dur. Anladın sen onu, hani “sarayda” yaşıyor. 

ÖZGÜR AŞKA KIRAN MI GİRDİ? 

Neyse konumuz bu değil. Ama bizce Süleyman Emmi okullarda ders olarak okutulması gereken bir şahsiyettir. Ne dış borcu vardı ne de iç borcu... Türkiye gibi değil yani, senin gibi ise hiç değil. Ne banka kredisi ödemişliği ne de kredi kartı kullanmışlığı vardır. Nakit çalışır. Borcu sevmiyor adam. Bu değirmenin suyu nereden mi geliyor? Elbette evliliğinin ilk altı yılında yaptığı yatırımdan. Şimdi onun meyvesini yiyor. Kirayı en büyük kızı, faturaları bir numaralı oğlu ödüyor. Evin mutfak ihtiyaçlarını iki numaralı oğlan, üst baş kılık kıyafeti ise en küçük kız karşılıyor. Haliyle aldığı para cebine kalıyor. 

Çocuklardan biri evlenmeye kalkacak gibi oldu mu; hemen evlilikten soğutma stratejisini uygulamaya başlıyor. 

Evlenmek isteyen oğlansa, başlıyor zamane kızlarını kötülemeye. “Şimdinin kızları artık öyle iki kat yorgan, birkaç kap eşyaya tav olmazlar. Ev ister, araba ister, çocuk özel okulda okusun ister, kıyafet ister, gezmek ister, tatil ister... Var mı o kadar paran. Yok. O vakit ne ağrıtacaksın başını.” en fiks cümleleridir. İşe yarıyor ha... Kızsa evlenmek isteyen o vakit taktiği değişiyor. “Yok sen bunla mutlu olamazsın, bak halinden tavrından. Döver bu seni. Her şeyine karışır. Köle arıyor bu köle...” Ve evet, bu taktik de işe yarıyor. 
Öte yandan bütün iktidarı döneminde pürüpak kalmayı başarmış (burada ironi var çaktın değil mi) bir partinin “evlendirme vaadinde” bulunmasına pek bir bozulmuştu. Hatta, yüksek sesle “Gençlerin başını yakacak bunlar. Özgür aşk felsefesine kıran mı girdi?” demişliği bile var.  Adam büyük, hem de çok büyük.

Vizyon onda, öngörü onda, starteji onda... 

KAPİTALİST AMA PARAYI SEVMİYOR! 

Pardon ne dedin, duyamadık? Süleyman Emmi’ye “pis, çıkarcı” deme lütfen, bozuluruz valla. Hatta bu kadar kibar olmazsak, sana kötü sözler bile söyleyebilirdik; ama bizim insana inancımız tamdır. Sen de öğreneceksin; yakında hatta pek yakında...

Bir kere Süleyman Emmi, gerçekçi biri. Sen bilmiyorsun; ama adam neoliberalizm biliyor. Kapitalizmiyse içselleştirmiş. Neydi o laf; kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser. O vakit yatırım yaptığı çocuktan faydalanacak. Ee o kadar üniversite okutmuş. Aksi mümkün olabilir mi? Kapitalizmin doğasına aykırı bir kere. Bir de olaya bu tarafından bak. Çaktın değil mi mevzuyu? Bütün bunlarla birlikte bizce Süleyman Emmi, kapitalist olmakla birlikte parayı sevmiyor. Evet, ikircikli bir durum söz konusu ama yapacak bir şey de yok. Adam paranın hele hele olmayan para üzerinden yapılan borcun bütün kötülüklerin anası, babası, emmisi olduğunu biliyor. Evlense çocukları, geçinemeyecek. Neden, çünkü yetmeyecek para. Ondan sonra başlayacak yokluk dönemi ve hırgürlü cümbüşler. Sonra hop boşanma... Olan çocuğa olacak. Adam gibi okuyamacak da torun; çünkü artık en devletlü okul bile paralı. 

O vakit, tek yol kalıyor Süleyman Emmi’ye, hem kendi selameti hem de ailenin selameti için toprak bütünlüğünü korumak. Ve elbette özgür aşkı savunmak... 

GÜLE GÜLE HARCA...

Sen hala anlama Süleyman Emmi’yi. Pürüpak bir parti var iktidarda, evlendireceklermiş seni, öyle duyduk. Hayırlı uğurlu olsun. Çocuk sayısına göre para da verecekmiş. Güle güle kullan. Asgari ücrette 1300 lira olacakmış. İyi günlerde harca. Ama peşi sıra gelecek olan zamları, vergi artışlarını da unutma. 
Gün gelip Süleyman Emmi’nin rahatlığına ulaşabilir miyim düşü ise hiç kurma. Çünkü, yola çıkarken Süleyman Emmi’nin ekip biçeceğin bir parça toprağı, başını sokacağın bir damı vardı. 

ÖNCEKİ HABER

Karadeniz’in saklı tarihinden bir özel sayfa: Sürgün yollarını dostlukla aştılar

SONRAKİ HABER

Asgari ücret vaadinin ardında bit yeniği aramak...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa