15 Kasım 2015 06:03
/
Güncelleme: 07:48

Halil İMREK 

“Ülkemin neresine bakarsa ay 
Orada yitik bir anne ağlıyor” 

Şair Nevzat Çelik, “Şafak Türküsü” şiirinde adeta ülkemizin dününü bugünü anlatmış. 

Reyhanlı, Roboski, Suruç, Ankara toplu katliamları ve daha nicelerini…

Ankara’da 10 Ekim saldırısında yaşamını yitirenlerin aileleri, evlat acısını içine atmak, kendi başına yaşamak yerine acılarını ortaklaştırıyor. Aileler, acıları paylaşarak azaltmak ve bu acıyı onlara yaşatanlardan hesap sorarak bir nebze de olsa acılarını dindirmek istiyor. 

Ankara katliamında çocuklarını kaybeden aileler için zorlu bir süreç başlıyor. Katliamla birlikte aileler bir taraftan acılarını yaşarken diğer taraftan bu katliamla birlikte her şeyi sorgulamaya başladılar. “İzinli miting, devletin haberi vardı. İçişleri Bakanı, polis, MİT niye önlem almamış? Bu devlet, bu hükümet çocuklarımızı bilerek ve isteyerek mi öldürdü?” diye sorular soruyorlar. Ve bu soruların cevabını açığa çıkarmak için kolları sıvıyorlar. 

“…Meryem ana bir oğlan doğurdu 
Âdemoğullarından bir oğlan 
Meryem ana bundan ötürü güzel bütün suretlerinde 
Meryem ananın oğlu bundan ötürü kendi oğlumuz gibi yakın bize…”

Şair Nazım Hikmet’in dediği gibi, artık her anne ve baba Ankara’da yaşamını yitiren diğer ailelerin de kızını oğlunu kendi çocukları görüyor. Şebnem, Elif, Dilan, Deniz, Gökhan ve yaşamını yitiren hepsi. Şafak, Nesligül, Öznur ve diğer anaların da kızları, oğulları…

ÇOCUKLARI AİLELERİ TANIŞTIRDI, BULUŞTURDU

Aileler ilk olarak yaşamını yitirenler üzerinden birbiriyle tanıştılar. Şebnem Yurtman, annesini Elif Kanlıoğlu’nun annesi ile tanıştırdı. Dilan Sarıkaya babasını, Gülhan Elmascan’ın babası Yusuf Can ve Gökhan Gökbönü’nün annesi ile tanıştırdı. Korkmaz Tedik, babası Erdoğan Tedik’i bütün arkadaşlarının, yoldaşlarının aileleri ile tanıştırdı. Elif Kanlıoğlu, annesi ve babasını Adana ve Mersin’de yaşamını yitiren arkadaşlarının anne ve babası ile buluşturdu.

Hiç bir aile böyle tanışmak istemezdi çocuklarının arkadaşlarının ailesi ile. Onlar çocuklarını sağ salim istiyordu. Ama katiller onların çocuklarını ellerinden aldı. Onların payına da çocukları üzerinden buluşmak düştü. 

Çocukları belki hepsini barış etkinliklerine, ekmek kavgasına çekememişti. Ama şimdi… Artık aileler “Biz bu davayı sonuna kadar götüreceğiz” diyorlar. Ölüm acısını hafifletmenin yolu olarak çocuklarının uğrunda öldüğü barış mücadelesini büyütmek istiyorlar. 

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, İstanbul eski Milletvekili Levent Tüzel, Korkmaz Tedik’in ailesi, Elif Kanlıoğlu’nun ailesi, Şebnem Yurtman’ın ailesi, Dilan Sarıkaya’nın ailesi, Gülhan Elmascan’ın ailesi Çukurova’da bir araya geldi, bir birlerine sarılarak acılarını paylaştı. Aileler acılarını paylaşarak azaltmaya çalıştı. Evlatlarını kaybetmişler ama umutlarını kaybetmiş değiller, yeni başlıyorlar zorlu bir dava sürecine. Davaya avukatları, emek, barış ve demokrasi güçleri eşliğinde hazırlanıyorlar. 

Acıları var, onları yaşıyorlar. Ama acılarına yenik düşmeden, onlara o acıyı yaşatanların karşısına dikilerek, çocuklarının mücadelesini yaşatarak bu acıyla baş edecekler.

Korkmaz Tedik’in babası Erdoğan Tedik, on yıllardır ülkede bu katliamlar yaşandığını söylüyor. Eskiden tek tek öldürdüklerini, şimdi ise toplu katliamlar yaptıklarına dikkat çekiyor. Ailecek Ankara Barış Mitingi’nde buluşmuşlar. Ankara Garı önünde bombaları patlatarak öldürdükleri 100 barış güvercinini unutmayacaklarını ve hesap soracaklarını söylüyor. 

‘KIZIMIN CANINI VE GÜLÜŞÜNÜ ALDILAR’

Şebnemin annesi Şafak Yurtman, 23 yaşındaki kızını hiç bir gün asık suratlı görmediğini anlatıyor bize. “Patlamada canını nasıl yakmışlarsa, kızımın canı nasıl acımışsa yüzüne baktığımda ilk defa asık suratlıydı. Onu görünce o an çığlık attım, yüreğim öyle bir yandı ki! Kızımın canını da, gülüşünü de almışlardı. Kızım gitti, ama binlerce kızım oğlum geldi. Hep geliyorlar. Evimde benimle birlikteler, acımı paylaşıyorlar.” Kızının tişörtünü başının altına koyup onun kokusunu içine çekip uyumaya çalışıyormuş. Ve soruyor Şafak Yurtman: “Kızımın elinde taş mı vardı, sopa mı vardı? O barış istiyordu. Hayalleri vardı, düşünceleri vardı. Neden kıydılar kızıma?”

‘BARIŞ DAVASINA ÇEVİRMELİYİZ’

Dilan Sarıkaya’nın babası İzzet Sarıkaya Dilan’a kızı yerine “Yoldaş” diye seslendiğini anlatıyor. Aralarında baba kızdan çok yoldaşlık ilişkisi olduğunu söylüyor. Onun için “Sadece evlatlarımızı bizden koparıp almadılar, aynı zamanda yoldaşlarımıza da kıydılar. Metin Göktepe davasını nasıl takip ettiysek. Devleti, onu katleden polisleri mahkûm ettiysek, aileler olarak Ankara Katliamı’nın sorumlularını cezalandırmalıyız. Bunu bir demokrasi ve barış davasına çevirmeliyiz” diyor.

‘ARTIK ELİF’İN BABASI DİYE TANINIYORUM’

Elif Kanlıoğlu’nun babası Ümit Kanlıoğlu, artık Elif’in babası olarak tanındığını söylüyor. Ankara saldırısıyla katlettikleri çocuklarının babaları ve anneleri olduklarını söyleyen Ümit Kanlıoğlu, bu durumun sorumluluklarını artırdığını ve kendilerine yeni görevler yüklediğini söylüyor. Sömürünün olmadığı, insanların ölmediği ve barışın olduğu bir dünyayı kurmakla yükümlü olduklarını söyleyen Kanlıoğlu, kendisini en çok mutlu eden de çocuklarının arkadaşlarının mücadele bayrağını devralmaları olduğunu anlatıyor.

Evrensel'i Takip Et