15 Kasım 2015 06:24

İsmail AFACAN

Egeli gençlerin çoğu Marksist klasikleri okuyarak sosyalizm mücadelesiyle tanışmamıştır desek herhalde yanlış bir şey söylemiş olmayız. Bu doğrultuda bir anket yapılsa söyle bir sonuç çıkması olasıdır: Birincisi “Dar Ağacında Üç Fidan” kitabıdır; ikincisi Ahmet Kaya şarkılarıdır. Çünkü Egeli gençleri en fazla etkileyen iki devrimci karakterdir, Deniz Gezmiş ve Ahmet Kaya. Birinin eylemciliği diğerinin yorumculuğu bu sürecin başlangıcı olmuştur çoğu zaman. Sonra Marksist klasikler gelmiştir. Aynı akarsu üzerinde kurulu iki ayrı köprüdür. 

Şarkıları ve yorumuyla bizleri etkileyip yolculuklara çıkaran Ahmet Kaya aramızdan ayrılalı 15 yıl oluyor. Ama Egeli gençlerin Ahmet Kaya anıları sıcaklığını korumaya devam ediyor. Bir Egeli olarak ölüm yıl dönümü vesilesiyle benim anlatacaklarım Ahmet Kaya’nın Egecesi olacak.
***
Çocukluğumuz ile ilk genç yıllarımız arasında tanıdık Ahmet Kaya’yı. Bilinçli bir keşif değildi ama “Yorgun Demokrat”larımız iyi biliyordu onu. Ahmet Kaya şarkıları (Bu Gala Daşlı Gala, Penceresiz Kaldım Anne) eşliğinde anılarını anlatırlardı. Sonra bir köy evinde görmüştüm resmini. “Bu resimdeki kim” diye sormuştum. “Devrimci” adı “Ahmet Kaya” yanıtını almıştım. Ege’nin küçük, şirin ilçesinde çok dinlenirdi. Berberde çırak olarak çalışan arkadaşımın ustasına kızıp “Cinayet Saati” şiirindeki, “cinayeti kör bir kayıkçı gördü/ ben gördüm kulaklarım gördü” sözlerini mırıldanması hâlâ kulaklarımda yankılanır. Hiç unutmam o gece, Ahmet Kaya’dan dinleyerek ezberlediği “Ah Ulan Rıza” şiirini okumasıyla sona ermişti. 

Dernek yemeklerinde ilk dubleyi fondip yapmak için “Kum Gibi” şarkısını az beklemedik. Hayatımızın hep içindeydi Ahmet Kaya. 

Kimi zaman aşk acımızı yaşarken arka mahallemizde onunla birlikte “Merhaba Soylu Sevdam”ı söyledik.

Kimi zaman da şarkının politik yanını bir kenara bırakarak düğünün sonlarına doğru düğüncünün arkadaşlarıyla birlikte “Hadi Bize Gidelim” şarkısında oynadık. 

***

Bir kampanya başlatıldı sonra. Hepimizin bildiği. Çatalların ve bıçakların havada uçuştuğu geceden sonra. Ülkesini terk etmek zorunda kaldı Ahmet Kaya. An geldi ve yaşamını yitirdi. İlk başlarda pek inanmadı Ahmet Kaya’yı seven gençler. “Fransa’da yaşıyormuş, cezasından kurtulmak için ölü numarası yapmış”, “Geçenlerde gizlice Türkiye’ye gelmiş”, “Yeni albümü çıkmış, ölü ölü nasıl söyleyecek” gibi efsaneler dolaştı lisenin koridorlarında. İnanmak istemiyordu arkadaşlarımız belki de… Ama konuşuluyordu bir şekilde. 
Ahmet Kaya, Türkiye’nin batısında solculuğuyla biliniyor ve tanınıyordu. Ahmet Kaya’yı Ahmet Kaya yapan diğer bir özelliği Kürt olmasıydı. Türk ve Kürt halklarının kardeşliği için verdiği mücadele ve söylediği sözleri pek bilmiyorduk. Doğrusunu söylemek gerekirse, Kürtlüğüne göre solculuğu daha ağır basıyordu Ahmet Kaya’nın. O dönem ana akım medya tarafından yürütülen linç kampanyası Egeli gençler üzerinde büyük etki yaratmıştı. 

***

Ahmet Kaya şarkıları çok şey öğretti bizim kuşaklara. Birçok toplumcu şairle Ahmet Kaya şarkıları sayesinde tanıştık. Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe, Ahmet Erhan ve Nevzat Çelik bunlardan birkaçı. “An Gelir”, “Acılara Tutunmak”, “Şafak Türküsü”, “Gayrı Gider Oldum” gibi bestelenen şiirleri, şairlerinin kitaplarında gördüğümüzde Ahmet Kaya’dan dinlediğimiz hali aklımıza gelmiştir ilk önce ve çoğu kez şiirleri okurken zorlanmışızdır. 

Şarkılarının sözlerinde 40’lardan 80’lere kadar uzanan toplumcu şiir birikiminin yansımasını görürüz. Belki  Ahmet Kaya şarkılarının bizleri bu kadar etkilemesinin altındaki en önemli nedenlerden biri de buydu. Sosyalizm mücadelesinin içinde yetişmiş önemli toplumcu şairlerin dizelerinin Ahmet Kaya’nın mağrur ve başkaldıran sesiyle birleşmesiydi.

***

Linç kampanyası sırasında yanında olmayan politikacılar artık Ahmet Kaya’yı dilinden düşürmüyor. Toplumun birçok kesimi tarafından Ahmet Kaya kabul görüyor. Ahmet Kaya’ya çatal bıçak atanlar bile vicdan azabından ölecek duruma geldi. Onlar vicdan azabından öledursun Ahmet Kaya ve şarkıları Türkiye halklarının barış, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde yaşıyor. Kimi zaman Küçük Menderes, kim zaman Dicle, kimi zaman da Kızılırmak kıyılarında sesi yankılanıyor ve yankılanmaya devam edecek. 

Evrensel'i Takip Et