'Yerli ve milli' ıslıklar
Türkiye-Yunanistan maçı öncesi Paris için yapılan saygı duruşunda ve Yunanistan Milli Marşı çalındığı sırada tribünlerden ıslık sesleri yükselmesi tepki yarattı.

Başakşehir’de oynanan Türkiye-Yunanistan maçı öncesi, Paris Katliamı’nda yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşunda ve Yunanistan milli marşı çalındığı sırada tribünlerden ıslık sesleri ve sloganlar yükselmesine spor yazarları tepki gösterdi. Spor yazarları, futbolun gittikçe AKP’nin hegemonyasına girdiğini dile getirdi.
Türkiye-Yunanistan maçı başlamadan önce Yunanistan marşını tribünlerden bir grup ıslıkladı. Bunun üzerine kaptan Arda Turan tribünlere dönerek susturmak için müdahale etti. Taraftarların ıslığa devam etmesi üzerine Arda ile birlikte Olcay ve Mehmet Topal da müdahale etmeye çalıştı.
Başakşehir Stadı’nda, ayrıca Fransa’da yaşanan katliamda hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşunda da bir kısım taraftardan ıslıklar yükseldi. Bir grup taraftar ise ıslıklar esnasında, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” şeklinde bağırdı.
‘MİLLİ TAKIM AKP’NİN ELİNDE REHİN’
“Öncelikle teşhisi doğru koymak lazım” diye Dağhan Irak, Türkiye’de son yıllarda iki tip taraftarlıktan söz edilebileceğine dikkat çekti. Irak, “İstanbul merkezli, İzmir ve Adana tribünlerinde de görülen bir muhalif taraftarlık söz konusu. AKP bunları Passolig’le tribünlerden dışlamaya çalışıyor. Karşısında ise alternatif olarak milliyetçi şoven gruplar kuruyor. Bunu önce büyük takımlarda, Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe tribünlerinde denedi ancak bunlar çok fazla tutmadı. 1453 Kartallar gibi bir grup kurdular, buna örnektir. Çünkü bu kulüplerde özellikle ‘80’den sonra orta sınıf, eğitimli, alım gücü sorunu olmayan bir taraftar tipi oluştu” dedi. Ancak AKP iktidarı ile birlikte işin renginin değiştiğini belirten Irak, “Mesela alkol yasağı İstanbul tribünlerinde ciddi tepki doğurdu, Passolig’le birlikte bu tepkiler çok daha büyüdü. Şike davaları ile, federasyona yapılan müdahalelerle bu kulüplerin yönetimleri de ele geçirilmiş oldu. Bunu becerdiği yer kulüpler ve federasyonlar. Ama anadolu kulüplerinde başka meseleler dönüyor. AKP buradaki kulüpleri yönetimiyle taraftarıyla istediği gibi dizayn ediyor. Burada Başakşehir’i İstanbul’un diğer kulüplerinden ayrı bir yere koymak gerekiyor. Başakşehir’i ancak Kasımpaşa tribünü ile kıyaslayabiliriz” diye konuştu.
ARTIK HER MAÇTA BU TÜR OLAYLAR YAŞANABİLİR
Türkiye’de futbolun bir süredir AKP için oynandığını dile getiren Irak sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Tayyip Erdoğan’ın oynadığı Başakşehir’in açılış maçı bu açıdan bir milattır. Burada Türkiye futbolu, TFF ile kulüpleriyle taraftarıyla AKP’nin malıdır denildi. Eğer zaten bir maç Başakşehir’de Kasımpaşa’da oynanıyorsa, bu maçlarda ev sahibi AKP oluyor. Bu maçlarda her şeyi AKP rahatlıkla kontrol edebiliyor. Başakşehir tribünü İstanbul tribünlerinin Konya’sıdır. Bunlar zaten AKP ile organik bağları olan kulüpler. Önceki gece oynayan da Türkiye milli takımı değil AKP takımı. Bir tek turuncu forması eksik.”
Futbolun AKP dışında da sorunları olduğuna dikkat çeken Irak, “Milliyetçilikle sorunları zaten vardı. Ancak Konya’da Başakşehir’de gördüklerimiz tamamen AKP’nin yarattığı sorunlar. Son aylarda yaşananlar çok net bir şekilde AKP’nin örgütlemesidir. Burada esas neden AKP’nin tribünlerdeki hegoemonya mücadelesidir. Bunun için, milli maçları yalnız Konya’da, Başakşehir’de Kasımpaşa’da oynarlar. Milli maçların oynanabileceği diğer yerlerse; Kayseri, Bursa, Trabzon. Mesela İzmir’de milli maç oynanmaz. Milli takım AKP’nin elinde rehindir. AKP döneminde oynanacak her maçta bu tür olaylara hazırlıklı olmak gerekir” dedi.
‘BU KİŞİLERİN BU SUÇU İŞLEMESİ ŞAŞIRTICI DEĞİL’
Mehmet Özyazanlar da “Memleketin her tarafına ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ yazarsan, çocukluğundan itibaren Türklüğün özel, ayrı bir etnik kimlik olduğuna inandırırsan, beyinleri böyle zehirlenirse hastalıklı bireyler yetiştirmiş olursun. Böyle kişilerin aşağılıkça, insanlık ve nefret suçu işlemeleri şaşırtıcı değil. Bu olaya gösterilen tepkideki ikiyüzlülüğe de dikkat çekmek istiyorum. Özel harekat polisleri Silvan’da duvarlara ırkçı faşist sloganlar yazarken onların işlediği insanlık ve nefret suçuna tepki vermeyenlerin stadyumlardaki güruha tepki vermesi ikiyüzlülüktür. Son olarak da şunu söylüyorum: Böyle ırkçı faşist bir grup insanlık suçu işliyor, utancı da bize kalıyor.
'YERLİ&MİLLİ GÖVDE GÖSTERİSİ'
Mithat Fabian SÖZMEN
Türkiye’de futbol tribünleri uzun yıllardır özellikle milli maçlarda milliyetçi (Türk-İslamcı) gösterinin sahnesi olageldi. Bu anlamda ıslıklar da, tekbirler de, savaş marşları da alışık olunan şeyler. Ancak elbette bugüne rengini veren baskın bir unsur var o da AKP.
AKP iktidarı boyunca yavaş yavaş karakteristiği şekillenen ve bugünlerde “yerli ve milli” sıfatlarıyla kodlanan, içinde ‘Neoosmanlıcılık’, ‘milliyetçilik’, ‘dincilik’, ‘Erdoğancılık (Reisçilik)’ gibi ideolojik/siyasi unsurları barındıran bir kitlesel atmosfer oluşturulmuş durumda.
Gezi direnişi sürecinde kendisini renkli ve zeki bir dille ifade eden muhalif kültürün karşısına yerleştirilen bu anlayışın yuvalandırıldığı merkezlerden biri de futbol tribünleri.
Bunun için özel olarak ‘1453’ başlıklı taraftar grupları oluşturulduğu gibi, ‘Osmanlıspor da Gökçekler aracılığıyla icat edildi. Haziran direnişi sonrası yeni bir dinamikle hareket eden, ‘Gezici’lerin güçlü olduğu Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray gibi takımların stadyumları, milli maçlara ev sahipliği yapmaktan azledilirken yerlerine Konya, Başakşehir gibi merkezler oturtuldu.
Böylece söz konusu ‘dil’, herkesin gözünün çevrili olduğu, en popüler platformlar (milli maçlar) aracılığıyla kendisini tüm ülkeye ifade etme şansı buldu.
Konya’daki milli maçlarda en popüler tezahüratların tekbir ve “Şehitler ölmez vatan bölünmez” olması da Ankara Katliamı sonrası saygı duruşunun ıslıklanması da bu zihniyetin kendisini dosta düşmana çekinmeden ifade etmesiydi.
Son olarak Başakşehir’de Yunanistan milli marşının ve Paris Katliamı için yapılan saygı duruşunun ıslıklanması, ‘yerli ve milli’ diye formüle edilen, milliyetçi, dinci, devletçi kültürün en yeni şovuydu. Bizim “ayıp” olarak gördüğümüz ve lanetlediğimiz şey toplumun belli bir kesimi tarafından bir cüret ve güç gösterisi, yaşananlar karşısında tarafını çekinmeden belli etme fırsatı olarak vuku buldu.
Anlaşılıyor ki ‘yerli ve milli’ zihniyet, kültürel hegemonyasını güçlendirmek için futbol tribünlerini kullanmaya devam edecek.
Evrensel'i Takip Et