Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı
Cumhuriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR’larıyla ilgili haberleri nedeniyle tutuklandı. Gazeteciler kararı saat 12.00’de Cumhuriyet gazetesi önünde kararı protesto edecek.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül tutuklandı. Dündar ve Gül, MİT TIR’larıyla ilgili yayımladıkları haber ve görüntüler nedeniyle ‘Örgüte üye olmadan bilerek ve isteyerek yardım etmek, siyasi ve askeri casusluk ve gizli kalması gereken belgeleri ifşa etmek’ suçundan tutuklandı.
Kararın açıklanmasının ardından Can Dündar yaptığı ilk yorumda “Üzülmeyin bunlar şeref madalyası” dedi. Dündar ve Gül’ün Silivri Cezaevi'ne götürülürken, adliyede “Özgür basın susturulamaz” sloganları atıldı.
Savcılık iki gazetecinin de ‘silahlı terör örgütüne üye olmak, siyasi veya askeri casusluk ve devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklamak’ suçlarından tutuklanmasını istemişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Can Dündar için geçtiğimiz mayıs ayında canlı yayında yaptığı açıklamada, “Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” ifadelerini kullanmıştı.
‘DEVLET GÜVENLİĞİ SİLAH KAÇAKÇILIĞINI İÇERMEZ’
Can Dündar verdiği ifadesinde devletin bir suç işlediğinde bunun ortaya çıkarılmasının bir gazetecilik görevi olduğunun altını çizdiğini aktardı. Dündar ifade sonrasında yaptığı açıklamada “Uluslaraarası örnekleri verdik, Watergate’ten Wikileaks’ten İrangates’e kadar pek çok örneği var dünyada. Ulusal güvenlik ve ifade özgürlüğünün çıkar çatışması yaşadığı. Biz üstümüze düşeni yaptık ve bunun cemaatle hiçbir ilgisi olmadığını da anlattık” dedi.
Mahkemenin karar vermesi için ara verdiği sırada gazetecilere kısa bir açıklama yapan Can Dündar şunları kaydetti: “Hakimler ve savcılar şunu anlamakta zorlanıyor. Devlet güvenliği nasıl olur da en büyük öncelik olmaz... Biz basın özgürlüğünün daha öncül olduğuna inanıyoruz. Ve devlet güvenliğinin silah kaçakçılığı yapma hakkını içermediğini düşünüyoruz. Şimdi karar alacağız. Teşekkür ederim geldiğiniz için.”
Dündar bu sırada Twitter hesabından da “3 saat savunma yaptık. Asıl yargılanması gereken, suçu işleyendir; yazan değil. Mahkemenin kararını bekliyoruz. Tüm desteğinize teşekkürler” diye yazdı.
‘HABER YAZDIM TUTUKLANMAK ÜZEREYİM’
CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in internet üzerinden yaptığı canlı yayında Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül açıklama yaptı. Gül açıklamasında şunları kaydetti: “Ben savunmamda da söyledim. Yazdığım haber nedeniyle bana savcılıkta da burada da sorgumda da yönelttikleri suçlamalar karşısında yazdığım bir haber dışında hiçbir delil göstermediler. Ben yazdığım haber nedeniyle casusluktan tutun da bir örgüte üye olmadan da, devletin sırlarını ifşa etmekten yargılanıyorum. Kiminle ne yaptığıma dair delil göstermediler. Haber yazdım tutuklanmak üzereyim. Hakimin diyeceği kararla iş bitmiş olacak.”
ADLİYE ÖNÜNE TOMA, İÇİNE ÇEVİK KUVVET
Hasan Cemal ile birlikte çok sayıda meslektaşı ve CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal, Enis Berberoğlu, Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu, HDP vekilleri ve DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun aralarında bulunduğu çok sayıda kişi Dündar ve Gül’ü adliye koridorlarında yalnız bırakmadı. Dündar ve Gül’ün çıkarıldığı 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin bulunduğu kata savcılık kararıyla giriş yasağı da getirildi. İki gazetecinin savunmalarının ardından, avukatları savunma yaparken; adliyenin katlarına çevik kuvvet polisleri, adliye önüneyse TOMA getirildi.
‘BİZLER GAZETECİYİZ’
Can Dündar ve Erdem Gül ifade vermeden önce adliye önünde basına açıklama yaptı. Dündar açıklamasında “Bizler casus değiliz, hain değiliz, kahraman değiliz. Bizler gazeteciyiz. Burada yapılan şey de baştan sona gazetecilik faaliyetidir” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül, “Gazeteci aynı zamanda, eğer ülke tehdit ve tehlike altındaysa bu tehlikeyi halka bildirmek zorundadır. Geriye doğru dönersek, Suruç katliamı ve Ankara katliamı var. Bu haberler biraz da bununla ilgili haberler. Dolaysıyla halk tehlike altındaysa gazeteci bunu yazmakla görevlidir” diye konuştu.
BASIN ÖRGÜTLERİ: KABUL EDİLEMEZ
Dündar ve Gül’ün mahkemeye sevk edilmesi sonrası basın meslek örgütlerinden de tepki geldi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), “Söz konusu haberin yayınlanması gazetecinin halka karşı görevidir. Halkın haber alma hakkının teminatıdır. Gazetecinin görevi devletin çıkarını korumak değildir. Devletin çıkarını koruyacak merciler bellidir. Herkes kendi görevini yapmaktadır” dedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği de bir açıklama yayınlayarak “İnadına Gazetecilik” dedi. ÇGD açıklamasında “Gazeteciler Dündar ile Gül’e ilişkin yargılama süreci, Türkiye’yi ‘Terör örgütlerini destekleyen, onlara silah ve başkaca mühimmatlar gönderen ülke’ konumuna getirenlerin yürüttüğü savaş siyasetinin bir parçasıdır. Anlaşılmaktadır ki bu ülkede işini yapan istisnasız herkes Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı tarafından ‘düşman” olarak görülüp, susturulmak ve hatta yok edilmek istenmektedir” dedi.
Basın Konseyi, sadece habercilik yapan gazetecilerin cezalandırılarak tutuklanmasının, demokratik hukuk devleti anlayışına aykırı olduğunu vurgularken, “Nerede olay varsa, gazeteciler gerçeğin peşine düşüp, yayınlamakla yükümlüdür. Aksini beklemek gazetecilik faaliyetiyle bağdaşmaz. Dünya medyasınca ibretle izlenen bu durumun, biran önce sona erdirilmesini bekliyoruz” dedi.
‘ERDOĞAN’IN YOK DEDİĞİ SİLAHLAR’
MİT TIR’ları haberi Cumhuriyet Gazetesi’nde 29 Mayıs 2015’te “Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayımlanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, bu haber hakkında “Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “Siyasi ve askeri casusluk”, “Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Terör örgütünün propagandasını yapmak” suçlarından soruşturma başlatıldığını yazılı basın açıklamasıyla duyurmuştu. Gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül ise yazdığı “Kirli Operasyon” haberi nedeniyle aynı soruşturma kapsamına dahil edilmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Can Dündar için geçtiğimiz mayıs ayında canlı yayında yaptığı açıklamada, “Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” ifadelerini kullanmıştı.
4 AYRI SUÇLAMA
MİT TIR’ları haberi, Cumhuriyet Gazetesi’nde “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle 29 Mayıs tarihinde yayımlanmıştı.
Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, bu haber hakkında “Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “Siyasi ve askeri casusluk”, “Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldığını bir basın açıklamasıyla duyurmuştu.
ŞİKÂYETÇİ: ERDOĞAN
Hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet ve Dündar'dan kişisel olarak da şikayetçi olmuştu. Cumhurbaşkanı dilekçesinde, “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” denilmiş ve Dündar’ın bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istenmişti.
KİRLİ OPERASYON
Bu haberden 2 hafta sonra da Erdem Gül’ün “Kirli Operasyon” başlıklı haberi yayınlanmış, orada da IŞİD bayrağının dalgalandığı Atme kampına nasıl cihatçı taşındığı, görüntülerle belgelenmişti. Haberde cihatçıları taşıyan otobüs şoförlerinin ifadelerine de yerverilmişti. Gül, 12 Haziran’daki haberinde de Erdoğan’ın yok dediği silahların, Jandarma Genel Komutanlığı laboratuvarında yapılan inceleme raporunu yayımlamıştı. (MEDYA SERVİSİ)