26 Kasım 2015 17:43

Formasyonu bize vermezler: biz istersek alırız!

Fakültemizde bildiriler dağıtarak, söyleşiler ve forumlar düzenleyerek daha çok arkadaşımızı bir araya getirmek için çaba harcayacağız. Formasyon talebimiz üzerinden sesimizi yükselteceğiz. Buradan tekrar söylüyoruz “formasyonu size vermezler, siz isterseniz onu alırsınız”

Formasyonu bize vermezler: biz istersek alırız!

Mükerrem Yollu
Ozan Özgün Çördük
Pamukkale Üniversitesi/Denizli

54.000’ den 15.000’e düşürülen formasyon kontenjanı, Fen Edebiyat fakültelerinde okuyan öğrenciler için bir trajedi oldu. “15.000 kontenjan YÖK artık” üniversite öğrencilerinin en çok kullandığı ifade oldu. Türkiye’nin pek çok üniversitesinde öğrenciler tarafından protesto edilen YÖK’ün bu kararı, öğrencileri geleceksizlik kıskacına almış durumda. Biz de kıskaçta kalan arkadaşlarımızla buluşmak üzere çıktık yola.
SEÇİMDEN ÖNCE
SEÇİMDEN SONRA

“Formasyonu size vermezler, siz isterseniz onu alırsınız” diyen PAÜ İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyan arkadaşlarımızı buluyoruz. PAÜ İDE öğrenci topluluğundan Necmi, İngiliz Dili ve Edebiyatı son sınıf öğrencisi. Biz daha soru bile sormadan hemen anlatmaya başlıyor Necmi. Biz de onun konuşmasını bölmeden dinliyoruz. “Geçen sene 54.000 kontenjan vardı ama bu sene sayısını çok düşürdüler. Formasyonun ne olduğunu bile bilmeyen bir Başbakan’ın yönettiği ülkede, YÖK başkanı statüsündeki kişinin de öğrencilerin taleplerini iyi analiz edemeyip kontenjanları bu derece düşük seviyede tutması normaldir. Pamukkale Üniversitesi’ne 100 kişilik kontenjan açılması oldukça komiktir. Gündemi takip eden bir kişi, mevcut hükümetin seçimden önceki ve sonraki tavrının nasıl da değiştiğini kolayca görebilir.” Diye bir çırpıda düşüncelerini ifade ediyor.
BİR YUDUM ÇAY
Biraz soluklanmak için ara veren Necmi, çayından bir yudum alarak dinleniyor. Tekrar başlıyor anlatmaya. “Üniversitemizde açılan 100 kişilik kontenjan bizce tamamen göz boyamak için yapılmış birşey. Geçen sene formasyona başvurdum ama bu sene tekrar başvurmayı düşünmüyorum. Geçtiğimiz yıl formasyonda ortalamaya bile bakmadan alım yapıldı. Şimdi yapılan ise haksızlık. Çünkü seçimlerden önce 1,60 ortalaması olan öğrenciler bile formasyon almıştı. Bence tamamen siyasi rant söz konusu.”
BİRLİKTE DEĞİŞTİK
GELİŞTİK

Kendi fakültelerindeki arkadaşlarının da bu süreç ile birlikte fikirlerinin değiştiğini söylüyor. Şöyle anlatmaya devam ediyor. “Bizim bölümümüzde daha önceden hükümetin politikalarını eleştirmeyen insanlar formasyon kontenjanlarının  düşürülmesinin ardından eleştirmeye başladılar. Dilekçe yazmayı bile bilmeyen arkadaşlar dilekçe yazıp imza toplamaya başladılar. Üstelik bu arkadaşlar bizim daha önce yaptığımız protestolara karşı çıkan arkadaşlardı. Bölümde, hocalar ile öğrenciler arasındaki ilişkilerde çıkan sorunları örgütlenerek aşabileceğimizi söyledik. Önceden bu görüşümüzün ve bizim yanımızda olmayan arkadaşlarımız, formasyon olayından sonra bize destek olmaya başladılar. Bizler Fransız ve İngiliz dili bölümünde dilekçe yazıp imza topladık ve rektörlüğe verdik. Ancak buradan birşey çıkacağını düşünmüyoruz. Eğitim sistemi zaten başa bela. Ben lisede İngilizce bölümünde okudum ve devlet bana verdiği eğitime güvenmeyip beni sınava soktu. Ardından üniversiteye geldiğimde,  devlet yine verdiği eğitime ve sınava güvenmeyip bana İngilizce hazırlık okuttu. Bitiyor mu peki? Bitmiyor! Bu sefer de üniversite bitirdikten sonra beni yine sınava sokuyor. Nereden baksak tutarsızlık. “
DAHA GÜÇLÜ VE YÜKSEK SESLE BAĞIRMAK GEREK
Necminin duraklaması ile yine son sınıf öğrencisi olan Ahmet araya girip boşlukları dolduruyor. “Formasyon devam etmeli ve kontenjanlar yükseltilmeli” diyor. “Çünkü bizler Fen Edebiyat fakültesi öğrencileri olarak bunu hak ediyoruz ve hakkımız olanı da alacağız. Sesimizi fakültelerimizde, üniversitemizde ve tüm Türkiye’de daha da yükseltmeli ve örgütlenmeliyiz.” Soluksuz konuşmaların ardından çaylarımızı tazeleyip daha düşük bir tempoyla sohbetimize devem ediyoruz. Necmi soruyu kendine soruyor; ‘peki bundan sonra ne yapacağız?’ diyor.
Ardından da başlıyor anlatmaya. Bizler okullarda örgütlenmeyi düşünüyoruz. Fakültemizde bildiriler dağıtarak, söyleşiler ve forumlar düzenleyerek daha çok arkadaşımızı bir araya getirmek için çaba harcayacağız. Formasyon talebimiz üzerinden sesimizi yükselteceğiz. Buradan tekrar söylüyoruz “formasyonu size vermezler, siz isterseniz onu alırsınız”  diyerek konuşmasını tamamlıyor Necmi. Fen edebiyat fakültesindaki arkadaşların bu konu hakkında ne kadar dolu olduklarını, soluklanmadan gerçekleştirdikleri sohbetlerinden anlıyoruz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et