Azcık ‘sıcaklasak’ mı?

Hacer YÜCEL

Üşüyor muyuz ne? Evet, evet kesinlikle üşüyoruz. Bizdeki üşüme hali ‘elde’ başlıyor. Hani şu bilek noktasında başlayan ve çeşitli boylarda beş çubuk ile şekillenen organda. Dolayısıyla çağrımızdır; üşüyen elleri ısıtacak, tutarak tabi, biri aranıyor. Ay bu kısım biraz ayıplı bir şey oldu... Ve elbette umarım basınımızın savcısı ‘incitmez’ bizi... Hayır çok duygusalız, bilsin diye söylüyoruz. Yok, parasal anlamda değil, duygu anlamında... Mazallah iş depresyona kadar gider. Ülkeyi terk bile edebiliriz.
Ne; denendi mi o yöntem?
Tamam hatırladık; ama atladığınız bir nokta var; O, halkını değil iktidarın politikalarını terk etti! Çaktınız değil mi mevzuyu?
Bizim mevzumuz ve elbette buradan yaşanacaksa bir incinme halimiz, tamamen soğuk günlere karşı verdiğimiz ‘sıcak’ temalı arayışlara dair olur.
Ki derin konudur bu, öyle yabana atmamak lazım. Öte yandan ‘sıcak’ hep ‘incelikli’ düşünme halleri ile gelir. Ay, bu sefer kesin gittik; “çeşitli boylarda, sıcak, incelikli düşünme halleri” dedik; hem de daha giriş bölümünde hem de pek bir manidar... Bundan ötürü ‘kayyum’ atanır mı?
Yok canım korktuğumuzu kim söyledi. Hem o duygu, halkını satanda yaşanmıyor muydu? Biz halkımızı sattık mı? Hayır tabi ki! Üstelik bizim de Fatih’imiz var. Alo’su yok; ama olsun. Yok o anlamda söylemedik; telefonu var pek güzel de alo der, ara ara zihin açıcı twit atar; ama öbür türlü, ki siz anladız mevzuyu, o yok işte. Öte yandan ‘uzun’ boylu. Kim olacak canım, Alo’su olmayan Fatih. Hem uzun, hem alosu yok, çok tehlikeli yani. Şimdi ‘onlar’ korksun...
Nasıl bu bölüm, soğunuzu aldım mı biraz? Az da olsa sıcakladınız mı?

DÜMDÜK SÖYLEDİK ANLADINIZ MI?

Yine mi anlamadınız? Hayır karışık da anlatmıyoruz, neden bu oluyor bilemiyoruz? O vakit öyle yüzünüze ‘dümdük’ söyleyelim... Teşekkür edeceksiniz sonunda, çünkü kabaran, tabi ki size, doğalgaz faturalarına elvada diyeceksiniz. Kağıt kaleminizi hazırlayın, yok ya siz en iyisi bu yazının çıkışını alın, ya da ezber yapın. Ne de olsa ‘ezberi bozamayan’, ‘ezberci’ bir kuşaktık. Elbette okulda, siz ne sandınız! Şimdi ‘soğuk günlere’ ‘sıcak’ temalı savaşla bir ezberi daha bozacağız. Utandırmayın bizi! Ki çok utandırdınız vakti zamanında, unutmadık!  

BİR ADET AYI EDİNİN!

Ve başlıyoruz! Sevgili candır, özellikle de soğuk kış günlerinde. Yoksa sevgiliniz, hemen bir tane temin edin. Üşüme halinize bağlı olarak, az kıllı, orta kıvamda kıllı, çok kıllı seçeneklerine yoğunlaşın. Kilo meselesinde de aynı yöntemi takip edin. Ama en makbulleri çok kıllı ve çok şişman olanları. Şimdi koltukta, yatakta, sokakta sarının bakıyım. Nasıl ısındınız değil mi? Öte yandan 50 fırça darbesini düşünüp korkmayın; çünkü bunlar tabiatı gereği kış uykusuna yatıyorlar, rahatsız etmezler yani...

ZENGİN ARKADAŞ BULUN!

Aslında zor bir uğraş; özellikle de belli bir yaşa gelip gönlü ve cebi zengin bir arkadaş bulamayanlar için. Bu durumda bulunanlar lütfen bu kısmı atlayıp, diğer maddelere yoğunlaşsın. Geriye kalanlar iyi dinlesin bizi. Kış döneminde, zengin arkadaşların evine yerleşin; ama çaktırmadan. Evde tadilat olduğunu söyleyin, yalandan hırsız girmiş gibi yapın ve imkanı yok o evde kalamazmışsınız triplerine girin, olmadı dönemsel depresyonlara yelken açın. Ayın büyük kısmını kurtarırsınız. Ama düşünün hele, üç beş zengin arkadaşınız olduğunu, o vakit kışı rahat rahat atlatırsınız. Malum, bu zenginler pek bir fit olurlar, yani onları sıcak tutacak ne yağ ne kıl vardır. Elbette cepte para olduğu için kombiyi sonuna kadar açarlar. Evde şort, atlet dolaşırlar.

KIŞA YATIRIM YAPIN!

Tamam, yaz dönemi için kilo verdiniz anladık; ama şimdi geri alma dönemi başladı. Yağ olarak değil, kan olarak tabi. Kan yapıcı maddeler tüketin. Verin kendinizi bala, pekmeze, ete vs... Ne onları alacak paranız mı yok? İşsiz misiniz? Ee, sorun mu bu şimdi? Haberiniz yok galiba ülkedeki her beş kişiden biri işsiz. Onlar nasıl üşümüyor? Hı, ilk iki maddeyi uyguluyorlar, diyorsunuz. Afferim onlara. Kesin boyları ‘uzun’dur. Yoksa bu zeka nereden gelecek. Ve bunu başaramadığınız için elbette, çok iğrençsiniz, keşke ölseniz...
Yok, şaka yaptık. Durun hele, size uygun ‘sıcağa’ çıkış yollarımız da var; okumaya devam edin yeter ki.

YENİ HOBİLER EDİNİN!

İşsizlere, iş arayanlara soğuk kış günlerinde en uygun hobi bu olabilir. Sabah erken çıkın evden, saat 10:00 gibi girin bankaya, oh mis sıcacık, çıkın 12:00’de, sonra kafeye gidip çay için... Bakın günün büyük bir kısmını sıcak sıcak geçirdiniz. Üşür bir pozisyonda iş görüşmesine mi gittiniz, ‘hayır’ yanıtı daha da mı üşüttü sizi? O vakit yapmanız gereken şey belli; bankaya girin. Vücudunuz ısındı değil mi? Sorgulayın sistemi, küfredin para babalarına, öfkenizi artırın. Bakın içiniz de ısındı. Bu sıcaklıkla eve rahat ulaşırsınız. Evde de sarının battaniyenize, yatın. Battaniyeniz de yoksa artık, gerçekten ölün. Ki, şaka değil donarak ölebilirsiniz. Biz bankaya yoğunlaştık; ama hastanede ve alışveriş merkezinde gün geçirme hobileri de geliştirebilirsiniz.

İÇİNİZDEKİ GÜCÜ KEŞFEDİN!

Doğruya doğru, biz bunu yapamıyoruz. Ama duyduk, bazı insanlar sürekli ‘üşümüyorum”  diyerek, bu da nasıl bir telkinse artık, üşümüyorlarmış. Gerçi bunu yapanlardan henüz haber alınabilmiş değil. Öte yandan ‘kuşku’ verici... Bizim buna dair ‘sıcak’ bir komplo teorimiz var; ölmüş olmasınlar.
Ve geldik sözün özüne, soğuk savaş günleri biteli çok oldu; ama her yıl olduğu gibi bu yıl da soğuk geri geldi. Anneniz, babanız kutup ayısı değilse şayet, üşüyeceksiniz, hem de çok. Ve elbette üşümemek bir yetenek işi; biz reçeteyi verdik, başarıya ulaşamazsanız bilin ki yeteneksizsiniz...