29 Kasım 2015 05:45
/
Güncelleme: 08:39

Yine bana hüsran, yine bana kış

Gözde TÜZER

Kara kış kapıda... Her gün fırtına uyarısı, soğuk hava dalgaları (nereden geldiği belli olan), üşüyen eller, donmak üzere olan ayak parmakları, ıslanan giysiler ve elbette en önemlisi kabarık faturalar... ‘Kış’ deyince akla gelenler burada...

OLMAZSA OLMAZ BATTANİYE

Yorgun argın işten çıkmışsın, hava buz kesmiş yine. Hatta işten çıkarken düşünmüşsün ‘Çıkmasam mı acaba?’ diye ama heyhat. İlla yürünecek o yol, ha şimdi, ha sonra. Ellerin üşümüş, bacakların donuyor. Hele bir de yağmur varsa vay haline. İşte tam bunları düşünüp eve giderken, ilk aklına gelen evdeki sıcacık battaniyen...

O soğukta bir sürü şey gelir ama nedense benim aklıma önce battaniye gelir. Eve gelir, polar pijamaları giyip, battaniyenin altında televizyon keyfi yapmak gibisi olmaz kışları. Polarından, örgüsüne, Ispanta’sına kadar sıcacık tutan battaniyeler. Sadece yatarken kullanıyorsanız bence bundan vazgeçin. Salondaki çekyatlarınızın kenarlarında günlük, hemen üzerinize alabileceğiniz küçük de olsa battaniyeler bulundurun. Kış=Battaniye...

BATTANİYENİN ARKADAŞI SU TORBASI

Özellikle kadınların regl dönemlerinde vazgeçilmezi su torbaları, kışları en büyük kurtarıcı olarak hayatımıza giriyor. Eskiden kendi halinde olan su torbaları için artık çeşit çeşit giydirmeler yapılıyor. Örgüsü var, poları var... Çeşit çeşit. Aman uğraşamam diyorsanız evdeki eski boğazlı kazağınızı su torbasına giydirebilirsiniz.

EN MÜKEMMEL 3’LÜ: KAZAK, BOT, KABAN

Yazın ne rahattı halbuki... Çiçekli elbiseler, askılı badiler, parmak arası terlikler... Ve kış geldi işte. Askılı badiler içimize atlet, çiçekli elbiseler kabanın içinde hapis. Ama öyle dememek lazım. Kalın taytlar, uzun kabanlar ve diz altı çizmeler kışın en güzel hali. Ancak yine de dikkatli olmak lazım. Özellikle yağmurlu havalarda güzelliğe değil, kalınlığa bakmak gerekiyor (ki burada da anne devreye girip arkadan sesleniyor: ‘Kış güzelliğe bakmaz’)

EN MÜKEMMEL 3’LÜSÜNÜN KANKASI: ELDİVEN, BERE, ATKI

Kazak, bot, kaban kış için ne kadar zorunluysa, eldiven, bere ve atkı üçlüsü de o kadar gerekli. Yağmur yağar, saçlar ıslanır, kulaklar üşür, burun zaten düştü düşecek, geri dönüp parmaklarını aramaya bile kalkanlar biliyorum soğuktan. İşte tüm bunlar nedeniyle gerekli. Tabi bir de güzel. Özellikle bir kadın için en güzel aksesurlar olabiliyorlar kış günlerinde. Hem sıcak, hem güzel daha ne olsun.

HİÇBİR ZAMAN DEĞERİ ANLAŞILAMAYAN İÇLİK

En sevmediğimiz hatta nefret ettiğimiz konuya geldik: “İçlik” Tüm kış boyunca her evden aynı cümleler yükselecek artık. “Yavrum, kar yağıyor, donacak bacakların, içlik giy.” “Anne zaten tayt giydim, nereye giyebilirim içliği sence” Çocukken zorla giydirilen, gençlikte yüzüne bakılmayan, orta yaşlılıkta evde giyilen ve yaşlılıkta üstten çıkarılmayan içliğin  değeri asla anlaşılamamıştır. Biliyorum, içlik giymek çok zor ancak sevmiyorsanız bile hakkını yemeyin içliğin.

TEK GÜZEL ŞEY: SALEP

O orkide ailesinin en güzeli. Öksürüğü dindirici, üşümeyi giderici, bağışıklık sistemini artırıcı, zihin güçlendirici, hazımsızlık giderici, regl düzenleyici, sıcaklık artırıcı, ayriyeten aganigi naganigi....
Tamam tamam. Salebi çok sevdiğim bir gerçek ama tüm bu etkileri de tamamen doğru. Üzerine dökülen tarçın nedeniyle cinsel gücü artırdığı da biliniyor. Salep kışın en güzel tarafı. Kısaca salep için. Mutlaka için.  

VEFA İSTANBUL’DA BİR SEMT ADI VE BOZA’SIYLA MEŞHUR  

Gecenin bir vakti, tam da soba sönmek üzereyken, uykuya dalmadan hemen önce yani dışarıdan bir ses gelir: “Zaaaaaaaa”. Bir dakika... Artık bunları yaşayamazsınız. 2000’lerden sonra bozacılar artık sokaklardan “Bozaaaa” diyerek geçmiyor. Ama olsun. Bozacı yok diye boza da mı olmayacak. İster marketlerden ister bakkalardan boza alıp, üzerine leblebi atıp bozanın keyfini çıkarabilirsiniz. Ama vaktiniz varsa mutlaka Vefa’ya gidin. Denemediyseniz, kışın en güzel halini bozada bulacağınıza eminim.

ÇITIR ÇITIR KESTANE

Yanları çizilir, sobanın üzerine atılır, ağzı açıldıktan sonra sıcak sıcak, çıtır çıtır eller yana yana yenir. Kestaneyi kim sevmez ki...

YİNE BANA HÜSRAN YİNE BANA KÖMÜR

Kış deyince benim aklıma ne kadar battaniye geliyorsa annemin aklına da o kadar kömür geliyor. “Ay yine kış geliyor, soba yakacağız” cümlesi hemen hemen her evde duyulsa da doğalgaz hayatımızın kurtarıcısı olmuş durumda. “Evimize gideceğiz, ısınacağız, ohh şöyle rahat rahat otururuz” diye düşünüyorsanız, bence bir kez daha düşünün, zira ay sonu gelecek fatura zaten ısınan vücudunuzu daha da ısıtabilir. Soba kurmak, odun, kömür taşımak oldukça zor elbette ama bir maaşı doğalgaz faturasına yatırmak da bir o kadar zor oluyor.

KARDA KAYMA KEYFİ

Kışın en akla geleni ise elbette kar. Karın keyfi hiçbir şeyde yok. Hele bir de kayak yapmak hiçbir şeye benzemiyor. Kimileri Uludağ’da kimileri Erciyes’te kayak yapmanın tadını çıkaradursun, biz çalışanlar daha çok şehirlerimizdeki kayak merkezleriyle uğraşıyoruz. Her yağmurun sel olup aktığı sokakların, her kar yağışının hatta yağmayıp ‘geliyor’ alarmlarının trafik çilesine dönüştüğü caddelerin, kar yağdıktan sonra çıkışı olup inişi olmayan üst geçitlerin tadını, maaşı bir ay önce doğalgaz faturasına gömdüğümüz için bir türlü alamadığımız botlar yerine, su alan çizmelerle çıkarıyoruz. Her şeye rağmen kar güzel de kış hiç değil.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et