Gıda-İş Sendikası Genel Kurulu yapıldı: Yasalarla hapsedilmiş sendikacılık bitmiştir
Ülker, Divan, Danone ve Munzur Su’daki direniş, fiili grev ve toplusözleşmelerle gündemde olan DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikası 32. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Gücünü işçilerden alan, yasaları aşan fiili mücadelenin önemine dikkat çekilerek sınıf sendikacılığına vurgu yapılan genel kurulda tüm işçilere “Geleceğimizi yeniden kuruyoruz” çağrısı yapıldı.
İstanbul Bostancı’da bulunan Birleşik Metal-İş konferans salonunda yapılan genel kurula direnişteki Divan, SeraPool, Ülker, ÇAYKUR, Munzur Su, Danone işçileri, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Cam Keramik-İş Genel Başkanı Birol Sarıkaş, Sosyal-İş Genel Yönetim Kurulu Üyesi, Hüseyin Kaşif, Engin Sezgin, akademisyenler Özgür Müftüoğlu ile Nilgün Tuncçcan Ongan katıldı.
DİSK/Gıda-İş’in mücadelelerinin yer aldığı ve sınıf sendikacılığı ilkelerinin dile getirildiği sinevizyon gösteriminin ardından konuşmalara geçildi. Genel kurul konuşmalarında “Sendikamızı yeniden inşa ediyoruz, geleceğimizi yeniden kuruyoruz” vurgusu yapıldı.
'MEVZUAAT DERSEN PATRONUN PEŞİNE TAKILIRSIN'
Yasalarla sınırlı mevzuat sendikacılığı dönemi olmadığına dikkat çeken Akademisyen Özgür Müftüoğlu, “Çıkan yasaların hepsi emekçi karşıtı parlamentodan, yasama organlarından çıkartılmaktadır. Biz eğer onlara bağlı kalacaksak o zaman diğer konfederasyonlar gibi patron yanlısı, iktidarın peşine takılmış sendikacılık yapmış oluruz” dedi. Emekçilere dönük saldırılar karşısında işçilerin en meşru hakkı olan sendikalaşma hakkını kullanarak mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Müfütoğlu, Gıda-İş, Dev Sağlık-İş, Cam Keramik-İş ve Enerji Sen gibi sendikaların sendikal barajın altında kalan sendikalar olmasına rağmen baraj üstündeki sendikalardan daha etkili mücadele verdiklerini belirtti. 172 gündür direnişte olan Cam Keramik-İş üyesi SeraPool işçilerinden Filiz Alaoğlu da işverenlerin sendikayı tanımayan tutumuna rağmen direnişlerini sürdürdüklerini belirtti. Mücadelelerinin hukuki alanda devam ettiğini belirten Alaoğlu, direnişle dayanışma çağrısı yaptı.
'BİRLİKTE KONUŞMA ZAMANI'
Kongrede konuşan Gıda-İş Genel Başkanı Celal Ovat, Türkiye’nin yeni bir süreçten geçtiğini belirterek “Yeni süreçte yeni görevlerle baş başayız” dedi. AKP’nin kendi yargısını, polisini yaratarak kendisine biat eden bir toplum oluşturduğunu ifade eden Ovat, “Eskiden ağır ağır yapıyorlardı. Ama artık ağır ağır yapmıyorlar fütursuzca açıkça yapıyorlar. Koku imparatorluğu kurmaya çalışıyorlar. Bu gidişatın anlamı tek adam sultasına doğru gidiştir. Biz işçi sınıfıyız. Anaların anıları hangi ağıtlarla yakılırsa yakılsın bizim ağıtlarımızdır. Şimdi susmanın değil birlikte konuşmanın zamanı” diye konuştu.
Ülkenin çok zor bir süreçten geçtiğine vurgu yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko da şunları söyledi: “Savaşı zenginler çıkarırı savaşta fakirler ve çocuklar ölür. Bunun panzehiri örgütlü mücadeledir. Eğer örgütlü bir güç olamazsak önümüzdeki dönem bizi çok zor günler bekliyor. Emeğin özgürlüğü, demokrasi sağlanması için örgütlenmek zorundayız.” Tahir Elçi’nin öldürülmesine de değinen Beko, “Tahir Elçi gerçekten barış elçisiydi. Barış diyordu kardeşlik diyordu başka da bir şey demiyordu. Artık bunun son olmasını diliyorum” dedi.
'SENDİKALAR İŞÇİLERİNDİR'
Bu kongrenin yeniden kuruş kongresi olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan DİSK/Gıda-İş Genel Sekreteri Seyit Aslan, “Hem Gıda-İş’i yeniden kuracağız, hem yeniden örgütleneceğiz. Sendikalar işçilerindir. Eğer işçiler o sendikalar sahip çıkar denetlerse, yanlış giden işlere müdahale ederse, hem içi sınıfının geleceği hem sendikaların geleceği güvence altına alınmış olur” dedi. İşçilerin çok ağır koşullarda çalıştığını belirten Aslan, şöyle devam etti: “Dünyada her yıl dolar milyarderleri artarken yoksulluk ve açlık sınırında yaşayanların oranları da artıyor. Türkiye işçilerin emekçilerin asıl mücadelesinin nedeni de budur” dedi. Aslan “Bugün ülkemizde sendikal hak ve özgürlükler denizce aklımıza ilk gelen işten atılır mıyım oluyor. Bugün sendikaya üye olmak yasal hak gözükürken, patronlar da yasalardan aldıkları güçle keyfi tutumlarla işçileri kapı önüne koyuyorlar. Barajsız ve yasaksız bir sendikal yasası istiyoruz” diye konuştu. Dönemin fiilen mücadele ederek hak alma zamanı olduğuna dikkat çeken Aslan, “Kimse bize yasalardan söz etmesin. Önce onlar, patronlar yasalar uysun” dedi.
'BU YANGINA SU DÖKMEMİZ GEREKİR'
Ortadoğu’da ve ülkemizde yaşanan savaş ortamına da değinen Aslan şöyle konuştu: “Coğrafyamız tam bir ateş çemberi içinde. Bu savaşların bu halkların birbirini boğazlaması Türkiyeli işçilere bir faydası var mıdır? Bu nedenler emperyalistlerin, yerleri işbirlikçilerinin bu politikalarına evet diyemeyiz. Yıllardır süren savaşlarda emekçilerin çocukları hayatlarını kaybetti. Hiçbirimiz ölümlerden haz duyamayız. Bu yüzden Diyabakır’da Tahir Elçin’nin de orada ölen güvenlik görevlisinin yaşamı bizim için değerli. Bu ülkede insanların eşit, özgür ve kardeşçe yaşamasının yolu bu yangına su dökmememizle sağlanır.”
HABERİ DOĞRU ALMA HAKKI
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması işçiler olarak kabul edilemez bulduklarını belirten Aslan, herkesin haberi doğru alma hakkı olduğunu ifade etti. Aslan “Bu alanları baskı altına alıp sindirirseniz bu ülkede demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Bu yaşananlar demokrasi ayıbıdır” diye konuştu.
Kongrede seçimlere Seyit Aslan’ın Genel Başkan; Levent Gökçek’in Genel Sekreter; Nejdet Çalışkan, Sedef Erdal ve Recep Onur Uygur’un genel yönetim kurulu üyeleri olduğu tek liste ile gidildi. (İstanbul/EVRENSEL)