Çocuklarımız ve sosyal ortamları
Çocuklarımız küçükken bizim bulunduğumuz ortamlarda bulunur. Yanımızdayken onların davranışlarını izleyebilir, konuşabilir, paylaşabiliriz.

Çocuklarımız küçükken bizim bulunduğumuz ortamlarda bulunur. Yanımızdayken onların davranışlarını izleyebilir, konuşabilir, paylaşabiliriz. Büyüdükçe kendi arkadaş ortamlarını kurduklarında daha az zaman geçirmeye başlarız. Çevre faktörünün birçok aileyi kaygılandırdığını biliyorum. Beni de kaygılandırıyor. Öğrendiklerinin üzerine daha iyi bilgiler katabildiği bir çevre oluşturmasının da zor olduğunu biliyorum.
Ben çocuğumun yirmili yaşlara kadar hayata asılı bir şekilde yaşamasını, otuzuna kadar kişilik sorgulamasını ve meslek seçiminde kapitalizmin onu esir almasını istemiyorum.
Duygu sömürüsü yapan dizilerin, dört duvar arasında “vine” video yapmaya çalışan, dış görünüş takıntısı ve yemek tarifleri içerisinde boğulmuş çocukların, çevresine olan katkısı da ancak bu kadar olabilir. Oysa ki diğer tarafta kültür, özgürlük, haklar, sınırlar, kötülüğün ve iyiliğin gücü, teknolojiyi etkili kullanım, iletişim, paylaşım, bilim vs. kavramlar ve yaşamsal alana uygulayabilme yöntemleri var.
Biz Antalya’da EMEP’li kadınlar olarak toplandık ve birlikte neler yapılabileceğimizi düşündük. Toplantı dışı sohbetlerimizde de aileler bizimle aynı fikirdeydi. Küçük adımlarla uzun mesafeler almaya karar verdik. Sinema gösterimi ile çıktık yola. Bu etkinliğin hazırlıklarını ben üstlendim.
22 Kasım tarihini sinema gösterimizin ilk günü olarak belirledik ve katılımı 10-14 yaş aralığıyla sınırladık. Çocukların alışkın oldukları güncel filmlerden değildi ama öğretici yönleri çoktu. Filmi indirme ve projeksiyondan yansıtma hazırlıklarını on üç yaşındaki oğlum Cem yaptı. Bir saat öncesinden sinema odasını hazırlama işlemlerini on yaşındaki Eylül ve Cem üstlendi. Hazırlıklar bitmiş etkinliğe katılmak isteyenleri beklemeye başlamıştık.
İlk başta anne ve babaları sinema odasına almama düşüncemiz vardı ama onlardan istek gelince, konuşacak ortak bir ortamın olmasının faydalı olabileceğini düşündük.
Film ağır ilerlediği için sıkılmışlardı fakat film üzerine sohbet güzeldi. Film gösterisine katılan çocukların hemen hepsi film hakkında yorumda bulundular. Bu durum anne ve babaları film izlemekten daha çok mutlu etmişti. Böylece daha anlamlı bir sosyal ortam yaratılmıştı. Ayda bir kez düzenli olarak bu etkinliği devam ettirmeye karar verdik ve film önerilerinde bulunmalarını istedik.
Küçük adımlarla uzun bir yol alacağız demiştim ya, ikinci etkinlik de kapıda bekliyor. Bir Sosyal Hizmetler uzmanının katılımıyla “Çocuk Gelişimde Anne-Baba Rolü” semineri planladık. 20 Aralık’ta yapacağımız bu etkinlik için davetlerimize başladık. Tek taraflı beslenmek ve değişmek olmaz. Bu sefer sahne biz büyükler için hazırlanacak. Güzel bilgiler alacağımıza eminim ve heyecanlıyım.
Elif Bilen TAŞ/ ANTALYA
Evrensel'i Takip Et