5 Aralık 2015 11:44

‘Hayata karşı gülen kadınlarız’

Aydın’da Kırcılar İncir Fabrikasında çalışan kadınlarla bir kez daha buluşmaya, hayatlarımızın orta yerine bir kabus gibi çöken kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti konuşmaya, neler düşündüklerini öğrenmeye gidiyoruz.

‘Hayata karşı gülen kadınlarız’

Tahsine SARAN

Aydın’da Kırcılar İncir Fabrikasında çalışan kadınlarla bir kez daha buluşmaya, hayatlarımızın orta yerine bir kabus gibi çöken kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti konuşmaya, neler düşündüklerini öğrenmeye gidiyoruz. Öğleyin saat 12.00’yi vurduğunda kadınlar içeriden çıkıp fabrika bahçesindeki çimenlere grup grup oturmaya başlıyor. Onlar evden getirdikleri yemeklerini yerken başlıyoruz sohbete. 
Geçen ay tanıştığımız Hülya sesleniyor arkadaşlara: “Ben ablayı tanıyorum”, sonra yanındakilere beni tanıtıyor. Hülya’ya düşüncelerini sorduğumuzda, “Kadın hep dayağı ve ölümü ‘hak’ eden oluyor, ‘namus için öldürdüm’ demek ceza indirimi için gerekçe oluyor.  Şiddete karşıyız, önlem alınmalı, kadınlar hakkını savunmalı, susuyorlar” diyor ve “Siz de bir şeyler söyleyin” diye arkadaşlarına çıkışıyor. 
Genç bir kadın, “Milletvekillerini bile konuşturmuyorlar, biz ne yapalım, miting mi yapıp sesimizi duyuralım” diyor.
Biraz ötede oturan kadın arkadaşların sofrasını paylaşıyoruz. Neslihan, eskiye nazaran kadınların kendine güveninin arttığını söyleyerek düşüncelerini şöyle ifade ediyor: “Artık köle değiliz, artık tapulu mal da değiliz. Bu da kadın cinayetlerinin artmasına sebep oluyor. Öldüren sevgi istemiyoruz. Şiddet uygulayan adamları mahallemizde dışlamalıyız.” 
Yanında oturan Nazan katılıyor söze: “Tecavüzcülere müebbet verilmeli devlet serbest bırakıyor... Kadın dayanışması olmalı...”
Çimenlerde sofralarını toplamış dinlenen kadınlardan Nergis, “Kadının istikbali yok, maaş yok, iş garantisi yok, Türkiye’de kadınlar hem dayak yiyor, hem çalışıyor, devlet ise bir şey vermiyor. Devlet mağdur kadınlara maaş bağlamalı. Sığınma evlerini kadınlar koğuşu gibi dolduruyorlar; hiç bir güvenceleri yok” diyerek sığınma evlerinin durumunu ifade ediyor.
“Dünyanın en yıpranmış kadınıyım” diye söze giriyor Hatice. “Eşimden ayrıldım 12 yaşından beri çalışıyorum oğlumla kalıyorum.” Bir başka kadın arkadaş söze karışıyor, “Akşam kocamdan dayak yedim geldim, eşek gibi çalışıyorum, hiçbir güvencem gidecek yerim de yok. Olsa bir saniye bile durmam” diyor.
Öğle arası çabucak bitti... 
‘Dünyanın en yıpranmışı’ da olsalar, devlet şiddetine, erkek şiddetine, kölece çalışma ve yaşam koşullarına rağmen hayata inatla tutunan incir işçisi kadınlar fotoğraf çektirirken, “Hayata karşı gülen kadınlarız” diyerek poz veriyorlar. Dergi çıkınca beraber toplanıp konuşuruz diye sözleşiyoruz. Onlar işbaşı yapmak için içeri girerken biz yola koyuluyoruz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin’

‘Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin’

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, bir süredir beklenen mesajı, DEM Parti İmralı heyeti aracılığıyla duyuruldu. Öcalan, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısı yaptı. Açıklamada Suriye’deki Kürtlerin siyasi ve askeri durumuyla ilgili bir ifade yer almadı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
CHP'li belediyelere silkeleme ve sabah dörtte operasyonlar yapılırken AKP'li Sincan Belediyesine Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 30 milyonluk bağış yapıldığı iddia edildi.

Evrensel'i Takip Et