5 Aralık 2015 11:49

Umutlarımızı dilek ağacının yapraklarına yazdık

Eğitim Sen 4 No’lu Şube olarak Sincan Tren İstasyonu çıkışında etkili hatta konusu gereği tepkileri ve dikkatleri çeken bir etkinlik düzenledik. İstasyonda stant açıp, kesilmiş kuru bir ağaçtan dilek ağacı yaptık.

Umutlarımızı dilek ağacının yapraklarına yazdık

Nurgül ÖZLÜ

Eğitim Sen 4 No’lu Şube olarak Sincan Tren İstasyonu çıkışında etkili hatta konusu gereği tepkileri ve dikkatleri çeken bir etkinlik düzenledik. İstasyonda stant açıp, kesilmiş kuru bir ağaçtan dilek ağacı yaptık. Dilek ağacından beklentimiz, umutları canlı tutmak ve o an orada sorunları ve umutları paylaşabilmekti. Gerçekten de öyle oldu; renkli kâğıtlardan hazırladığımız yapraklara kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı demeden herkes dileklerini ve umutlarını yazıp, ağaca bağladı. Bu esnada düşündürücü paylaşımlar, duygulanımlar ve yaklaşımlara tanık olduk.
Kocasıyla yanımızdan geçip giden kimi kadınların gözü stantta kaldı ve merakını buruk bir şekilde beraberinde götürdü. Bazı kadınlar ise dilek ağacına yaklaşıp “Ben yazamam yerime sen yaz” diye yanındaki erkeğe, daha hakkıyla yazacağına inanarak tutuşturuyordu yaprağı. Kendisine bir birey olarak değer verdiği anlaşılan, cesur kadınlarımız ise serbest kürsüye geçip ellerine mikrofonu alıp konuşmalar yaptı. Yaşadıkları sıkıntıları anlattı kadınlar. Ama “şiddeti hak eden kadınlar var” diyen de olmadı değil.
Dilek ağacına yazılanlar, bir türlü iyileşmeyen yaralarımızın varlığının göstergeleriydi. “Babam annemi dövmesin, zengin olalım” diyen çocuk, belli ki suçlulardan birinin ekonomik sorunlar olduğunu kavramıştı. Kadınlarımızın ortak paydası şiddetin durması, aşkın ve sevginin yaşanması, yaşatılmasıydı. Şiddet görmek ve ezilmek istemeyenler, sevgi isteyenler, kadına yönelik işlenen suçlarda cezaların arttırılmasını isteyenler, özgürlük isteyenler ve daha neler vardı o dilekler arasında. Yapraklardaki dileklerin bazıları Kürtçe ve Arapça yazılmıştı. 
Etkinliğimiz esnasında etrafta toplanan bazı erkekler bıyık altından gülüyorlardı. Şiddete tepki gösteren biz kadınlara öfke duydukları her hallerinden belli oluyordu. Elinde tespih sallayarak, söylenerek, bakışlarıyla oradaki kadınları taciz edenlerin yanımızdan geçerken kurdukları cümleler, öyle acı, öyle düşündürücüydü ki; “Bunlar terörist, atacaksın aralarına bir bomba, temizleyeceksin bunları”, “Bunların hepsi dayaklık, göstermek gerek bunlara dünyanın kaç bucak olduğunu” gibi... Şiddet yine bir şekilde sokakta yanı başımızdaydı. 
“Bir şey yapmalı, ama nasıl yapmalı?” sorusu kafamızın içinde sürekli dönüp duruyor. Sincan’da da yaşadığı şiddeti gizlemek zorunda kalan, sorunlarla yalnız başına boğuşan kadınlar olduğunu biliyoruz. Onlara, “Yalnız değilsiniz” mesajını vererek başlamak istedik. Artık seyircilerin azalması, mücadele eden kadınlarımızın çoğalması gerekiyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et