Birlikte öğreniyor, birlikte değiştiriyoruz

Gönül KURAL

Eğitim Sen Ankara 4 No’lu Şube Kadın Sekreteri 

Toplumda özellikle kadınlara uygun görülen meslektir öğretmenlik. Çünkü genellikle yarım gün çalışırlar. Hem ev işleri ve çocuk bakımı işleri aksamaz hem de ev bütçesine katkı sunar. Ayrıca öğretmen olduğu için çocuklarıyla da daha iyi ilgilenir diye bir kanı vardır toplumda. 
Yaptığımız anket çalışmaları da benzer sonuçlar ortaya koyuyordu; birçok kadın öğretmen de mesleğini annelik işlerini rahat yürütebildikleri bir iş olarak görüyordu.
Böyle olunca da emekçi kadınlar, konumlarını değiştirecek bir mücadeleden uzak bir yerde ona biçilen ‘asli’ uğraşlarla meşguller. Kadın ve erkek az çok sendikal mücadelenin içindeyse ve daha aktif bir görev alınacaksa, genellikle bu görevi alan erkek oluyor. Ya da kadının daha aktif olması için bekar, çocuksuz ya da çocuğunu büyütmüş olması gerekiyor. Bu sorunu çözmeye yönelik sendikalara kadın kotaları vs. getiriliyor, ama bu tür uygulamalar sorunları kısmen çözse de köklü bir çözüm üretemiyor. Kadın aday bulunmakta zorlanılıyor.

KADINLARI SENDİKAL ÇALIŞMAYA KATMAYA AMAÇLADIK
Bu sorunu çözmenin sihirli bir formülü tabii ki yok. Biz de şubemizde benzer sorunları çokça yaşıyoruz. Üye sayısının yarısından fazlasının kadın olduğu bir sendika şubesinde kadınların mücadeleye daha aktif katılmasını engelleyen sorunları nasıl en aza indirebiliriz diye düşünmeye ve tartışmaya başladığımızda birinci sorunun genellikle çocuk olduğunu gördük. Bu nedenle önce sendika şubesinde bir çocuk odası oluşturduk. Fakat çocuk odası da tek başına sorunu çözmüyordu. Çocuklar çocuk odasında zaman geçirirken bazen onlarla ilgilenecek bir kişiye de ihtiyaç oluyordu. Etkinliklerimizin olduğu zamanlar sendikamızda özellikle çocuk bakım hizmeti verildiğini özellikle belirttik. Ayrıca sendikaya ulaşım sorunu yaşayan kadınlar da oluyordu. Arabayla alınmalarını sağlayarak ulaşım sorununu çözmeye çalıştık. Tüm bu özel tedbirler çözüm olmasa bile kadın katılımını artıran çabalar oldu.
Ama en önemlisi karar süreçlerine kadınların katılması. Bütün kararları konuşarak, tartışarak aldık. Böyle olunca da kadınlar sendikayı daha bir sahiplendiler. Kadınlar olarak konuşup tartıştıkça daha güzel fikirler ortaya çıktı. Güzel fikirlerle güzel şeyler ürettikçe de daha zevkle ve istekle çalışmaya başladık. Birlikte geçirilen zamanların artması giderek daha fazla kadının hayatında açılan yeni bir patika oldu. Bu patikadan yürüyerek 25 Kasım çalışmalarını beraber örgütledik. 

DEĞİŞİM KADINLARLA OLACAK
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü kapsamında şubemizde kadınlarla etkinlikler planladık. Sincan’da diğer emek demokrasi güçleriyle de görüşerek Sincan Kadın Platformu olarak etkinliğimizi ortaklaştırmaya karar verdik. Etkinliğimiz Sincan Tren Garı önündeydi. Kadın şarkıları ve şiirler söyledik. Tren garı önünde bir dilek ağacı hazırladık, kadınlara hem 25 Kasım’a çağrı yaparak el ilanları dağıttık hem de dilek ağacına isteklerini dileklerini yazarak asmalarını istedik. Kadınların bu kadar ilgi göstermesini beklemiyorduk dilek ağacına. Kadınlar yazdıkları dileklerde ve konuşmalarında şiddete karşı tepkilerini dile getirdiler. Yaşadıkları şiddet olaylarını  paylaşanlar oldu. Çok anlamlı anlar yaşadık.
Sincan’da sokağa çıkmak, kendi kararımızla, üstelik kritik bir zamanda, anlamlıydı ve hepimize güven verdi. Daha önümüzde çok yol, çözülmesi gereken çok sorunlarımız var biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki değişim kadınların öz gücü ve iradeleri mücadeleye katılması ile olacak. Şunu da görüyoruz ki kadınlar mücadelede daha özverili ve çok daha üretken. Biz kadınlar bir araya gelirsek bir sürü sorunla da başedeceğimize inanıyoruz. Kadınların emek örgütleri olan sendikalarda örgütlenmeleri de emekçi karakterlerinin farkına varmalarından geçiyor. Ki bunu fark eden kadınlar mücadelenin her alanında emeklerini esirgemiyorlar.