05 Aralık 2015 11:08

Ne yapalım kullanamadığımız hakkı!

Ayşe, Ankara DSİ’de taşeron temizlik işçisi olarak çalışıyor. Çalıştığı kurumda temizlik ve çevre düzenlemesi işi bir taşeron firmaya ihale ediliyor, ihaleyi alan firma da işin büyük bir kısmını başka bir firmaya ihale ediyor.

Paylaş

Ayhan AYDOĞAN
Ayşe, Ankara DSİ’de taşeron temizlik işçisi olarak çalışıyor. Çalıştığı kurumda temizlik ve çevre düzenlemesi işi bir taşeron firmaya ihale ediliyor, ihaleyi alan firma da işin büyük bir kısmını başka bir firmaya ihale ediyor. Ayşe ana taşeron firmada çalışıyor. Yani “Şu kamu kurumuna kadrolu kapağı atamadım” üzüntüsüyle “Neyse bari en azından taşeronun taşeronunda çalışmıyorum” sevincinin kesiştiği arafta hayatını sürdürüyor.
Taşeronda çalışmanın onun için ne anlama geldiğini soruyoruz. Bir önceki iş yerinde doğum iznine çıktığını, döndüğünde patronun ihale değişikliğini bahane ederek kendisini işe almadığını, birçok arkadaşının da bu gibi temel haklarının ihale değişikliği gibi nedenlerle hasıraltı edildiğini anlatıyor. Yani ayan beyan yazılı olan haklarının bile kolayca halının altına süpürülebildiği bir sistem onun için taşeron çalışma.

BORÇ ERTELEYEREK, FAİZ ÖDEYEREK
Cevabı belli olan, fakat adettendir diye sorduğumuz  “Geçinebiliyor musunuz?” sorusuna “Ben asgari ücretten 200 lira fazla alıyorum, hafta sonları da ev temizliğine gidiyorum, ona rağmen o banka kartından bu banka kartına borç erteleyerek, faiz ödeyerek geçiniyorum. Ama bizim taşerondakiler ne yapıyorlar, nasıl geçiniyorlar çok aklım almıyor” diye yanıt veriyor. 
Asgari ücretin 1300 liraya çıkacağı haberleri üzerine ana taşerondaki işçilerin önce “alt taşerondaki işçiler de bizimle aynı parayı mı alacak” diye merak ettiğini ve bunu “saçma” bulduklarını aktaran Ayşe, sonradan ise asgari ücrete zam yapılınca diğer ücretlere de zam yapılacağı fikrinin ağır bastığını ve sevindiklerini söylüyor. 

BİZİ BÖLENLERİ UNUTUYORUZ
Hükümetin taşeron işçilik konusundaki vaatleri konusundaki düşüncelerini ise kısa ve net ifade ediyor: “Kâğıt üstünde hak verseler ne olur, vermeseler ne olur. Şimdi de kâğıt üstünde bir sürü hakkımız var; süt iznimiz var, doğum iznimiz var, sendikalı olma hakkımız var. Hangisini kullanabiliyoruz?”
Pek bu hakları kullanabilmek, geliştirebilmek için ne yapmak gerekiyor? Ayşe çuvaldızı kendilerine batırıyor: “Şimdi DSİ’nin kendi kadrolu hizmet görevlisi var; biz, yani ana taşeronun temizlik işçileri var; bir de bizim alt taşeronun çalıştırdıkları var. Biz kadrolu işçilere ‘Lan şuna bak hiçbir şey yapmadan para alıyorlar’ diyoruz. Ama alt taşerondakilerin bizden çok daha fazla çalışmasına rağmen bizimle aynı maaşı almasını hazmedemiyoruz. Neden, çünkü onlar alt taşeron! Muhtemelen onlar da bize kızıyordur, onlardan az çalışıp çok para aldığımız için. Hal böyle olunca biz birbirimize laf söylemekten bizi bölenlere bir şey demeyi unutuyoruz. Böylece elimizde avucumuzda ne hak varsa alıp götürüyorlar. Şimdi bakalım, sendika için uğraşıyoruz eğer becerebilirsek sorunların bir çoğunu çözeceğimizi düşünüyorum.”
Haftanın beş günü temizlik şirketinde çalışan, kalan iki günde de gündeliğe giden Ayşe’nin zamanından daha fazla çalmak istemiyoruz. Onunla sohbetimiz, bize oluşturulan taşeron zincirinin zaten bölünmüş olan işçileri daha da parçalı hale getirdiğini, işçilerin birbirleriyle rekabetini kışkırtarak dayanışma ve mücadelenin nasıl engellendiğini gösteriyor. Buna rağmen işçilerin kurtuluşu hükümetin vatlerinde değil de kendi örgütlenmelerinde aramaları ve sendikalaşmaya girişmiş olmaları sevindirici diye düşünüyoruz. 

ERKEKLERİNKİ MAAŞ, BİZİMKİ AİLEYE KATKI
Kadın işçi oldukları için yaptıkları işin ev geçindirmek değil de ev geçindiren kocaya katkı olarak görüldüğünü, bunun da en çok ihale sonrası zam oranı belirlenirken başlarını ağrıttığını belirten Ayşe, “Patron her seferinde ‘Ya zaten sizin kocalarınız çalışıyor, bu kadar masraf kendi harcamalarınıza yetmiyor mu’ diyor. Sanki emeğimizin karşılığını değil de çocuğuna harçlık verir gibi konuşuyor bizimle” diye konuşuyor. 

ÖNCEKİ HABER

Hem sefalet hem hakaret

SONRAKİ HABER

‘Salonlar boş kalmasın, oyunlarımıza gelin’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa