6 Aralık 2015 10:18

Bir HIVaye

1 Aralık Dünya AIDS Günü’ydü. İnsanoğlunun kendisiyle değil ama ön yargılarıyla baş etmekte on yıllardır zorlandığı bu hastalık hakkında o kadar az şey biliyoruz ki, aslında ön yargıların bu kadar güçlü olmasının da en büyük nedeni bu. Yaklaşık 1 yıl önce HIV Pozitif tanısı alan ve ismini malum sebeplerden vermeyen bir dostumuz yazdı. Bilmemiz gereken her şey bu yazıda mevcut.

Bir HIVaye

Merhaba,

Aslında bu yazının altına ismimi yazıp şöyle yukarıda bir yere de yakışıklı vesikalığımı koydurup sağda solda bakın benim yazım yayınlandı diye göstermeyi ne çok isterdim. Ancak aranızda yaşayan birçokları gibi ben de HIV ile yaşayan bir bireyim. Saklanmak, gizlenmek, durumumun öğrenilmemesi için binbir takla atmak zorundayım.

Bir seneden biraz fazla oldu tanıyı alalı. Meşhur bir havayolu şirketinin catering hizmetini veren yine meşhur bir firmada uçan aşçı olmak için işe kabul edildiğim zaman öğrendim. Elime uçakta çalışmam için tutuşturdukları evrak arasında anlaştıkları özel hastanede yaptırılması gereken testler yazan kağıt üstünde “Anti-HIV” yazısını görünce bi’ anlamamıştım. Temas, ter veya hava yolu ile bulaşan hastalıklar için gerekli testlerin yapılmasını anlayabilirdim ancak sadece korunmasız cinsel ilişki, kan alışverişi ya da gebelik döneminde anneden bebeğe bulaş yolları olan bir enfeksiyon için çalışacağım kurum benden neden durumumu belgelememi istiyor anlamadım. Epeyce kurumsal olduğunu bildiğim firmanın, çalışanları ile ilgili ciddi fantezilerinin olduğunu düşündüm. Bir an önce eğitimlere başlamam ve gerekli evrakı tamamlamam gerektiğinden o sırada devam ettiğim işten istifa edip, daha fazla para kazanacak; ülke ülke dolaşacak ve hayallerimin işini yapacaktım, istedikleri testleri yaptırmak için hastaneye gittim. Sonuç pozitif. İşe kabul edilmedim, bir önceki istifa ettiğim işe geri dönemedim.

Türkiye Cumhuriyeti’nde HIV’le yaşayan kayıtlı 10.475 kişiden sadece biriyim. İstanbul’da yaşayan, sokakta, otobüste, metroda, iş yerinizde yakın olduğunuz binlerce kişi ve sayı katlanarak artıyor. HIV yayılımı son beş yılda ülkede yüzde 130 oranında artış gösterdi. Çünkü önleme hizmetleri yetersiz, biz bilgisiziz, korkuyoruz ve test yaptırmıyoruz.

Her üç ayda bir hastaneye ilaç yazdırmak, kan vermek için giderken iş yerinden izin almak için acaba şimdi ne yalan söylesem derken yaratıcılığı gelişenlerdenim. Sürekli hastaneye gidip geldiğinizi görüp meraklanan çalışma arkadaşlarınıza kanser olduğunuzu söylediğiniz zaman dolan, sulanan gözleri HIV ile yaşadığınızı söylediğiniz zaman benim tanımını bilmediğim bir başka duyguyla baktığını gören de benim.

Dünya Sağlık Örgütü yıllar önce enfeksiyonu ölümcül hastalıklar listesinden çıkarttı ve kronik hastalıklar listesine ekledi. 1996’dan bu yana da uygulanan baskılayıcı ilaç tedavisi (Antiretroviral ilaçlar) ile virüs kontrol altına alınabiliyor ve HIV ile yaşayan bireyler hayatlarına tıbbi kontrol altında son derece sağlıklı devam edebiliyorlar.

Tanıyı aldıktan hemen sonra annemi arayıp ağlamaklı sesle durumdan bahsettim. Her ne kadar konuya vakıf olduğumu düşünsem de insan kendi başına gelince telaş yapıyor. Annem gayet sakin “Dur dur, telaşlanma önce söyle HIV Pozitif tanı mı aldın yoksa AIDS evresinde misin?” diye sordu. Halk arasında HIV ve AIDS birlikte anılıyor, HIV ile yaşayan biri AIDSli diye damgalanıyor olsa da ikisi farklı şeyler. HIV Pozitif tanı alan kişiler AIDS evresinde olmayabilirler ve çoğunlukla AIDS evresinde değillerdir. Virüs enfeksiyonu gerçekleştikten sonra virüsün bağışıklık sisteminin demirbaşları CD4 hücrelerinin genetik kodunu kullanarak çoğalması sonucu virüse karşı antikorlar oluşmaya başlıyor. Oluşan antikorların varlığı Anti-HIV testi ile doğrulanıyor. Test o kadar hassas ki yapılan test sonucu tanı pozitif çıkarsa emin olmak için bir kere daha yapılıyor. İkinci testin sonucu da pozitif çıkarsa bu sefer daha kapsamlı Western Blood ismi verilen test uygulanıyor ve çıkan sonuca göre tanı konuluyor. HIV Pozitif. Aslında HIV Pozitif olanlar bireyler değiller. Hepimizin kendi ismi, unvanı var. HIV Pozitif olan aldığınız tanı, kanınızda kontrol edilebilir, tedavi edilebilir virüs olduğunu söylüyor. Tedaviye başlamanız gerektiğini belirtiyor. HIV Pozitif olan ben değilim, ben sadece HIV ile yaşayan, ama yaşayan(!), herhangi biriniz gibi biriyim. AIDS evresi ise baskılayıcı tedavi altına alınmamış enfekte bireyin uzun yıllar boyunca virüsün vücuttaki CD4 hücrelerine saldırması sonucu vücudun artık kendini dışarıdan gelen tehditlere karşı koyamayacak, savunma mekanizmasının çalışmadığı devreyi anlatıyor. Yine AIDS öldürmüyor. AIDS evresindeki bir birey herhangi bir enfeksiyondan dolayı savaşma yetisi çok zayıfladığı için ölüyor. Tam da bu yüzden belli aralıklarla sık sık test yaptırmak önemli. Erken tanı ile baskılayıcı ilaç tedavisi başlıyor kısa zamanda kandaki HIV oranı tespit edilemeyecek oranlara kadar düşürülebiliyor ve vücudun savunma mekanizması neredeyse enfekte olmadan önceki hale geliyor.

Anneme HIV Pozitif tanı aldığımı söylediğim zaman hemen CD4 sayımı ve HIV-RNA değerlerimi sordu. Söylediğim zaman “Tamam tamam bir şey yok, iki tane ilaç alacaksın, hayatına devam edeceksin, sen hemen iş bul sigortanın devam etmesi lazım.” dedi. Haklıydı. Baskılayıcı ilaç tedavisi ile virüs kontrol altına alınıyordur. Devlet de sağlık sigortası olan bireylerin ilaçlarını ücretsiz karşılıyordu. Şu an muadili çıkmış bir ilaç için katkı payı alınıyor. Tedavi yöntemindeki yenilikler sayesinde birçok HIV’le yaşayan birey günde tek doz ilaca geçti bile.

Dünya Sağlık Örgütü enfeksiyonu ölümcül hastalıklar listesinden çıkarttı çıkartmasına ancak HIV ile yaşayan bireylere karşı kronik önyargılar tedavi edilemiyor. Hamile kalan arkadaşınızın doktoru enfekte bireylerden uzak durmasını salık verdiği için arkadaşınız sizden uzaklaşıyor mesela. Durumunuzu paylaştığınız insanlar domates keserken elinizi kesebileceğinizden korktukları ve sizin o kanlı domatesleri insanlara yedirebilecek kadar işinizi bilmediğinizi düşündükleri için öğrencisi bol bir tiyatronun mutfağında çalışmanızı sakıncalı buluyorlar, işe almıyorlar. Havayolları gibi firmalarda çalışamıyorsunuz çünkü uçuş yaptıkları bazı ülkelere girişte sorun olacağını söylüyorlar.

Önyargılar kaygıları doğuruyor. Birçok insan toplum tarafından başına geleceklerden korktuğu için test yaptırmaktan çekiniyor. Halbuki başı ağrıdığı zaman acil yolunu tutan insanlarız, hasta olmaktan değil, ola ki pozitif tanı aldıktan sonra başımıza geleceklerden korktuğumuz için test olmaya gitmiyoruz. Halbuki en etkili korunma yöntemidir durumunu bilmek ve tedaviye başlamak.

HIV ile yaşayan bireyler kanında HIV olmayan bireyler gibi çalışabilir, evlenebilir, aşık olabilir, dikkatli ve özenli korunma ile sevişebilir, öpüşebilir.

HIV değil ön yargılar, damgalamalar, ayıplamalar, ötekileştirmeler süründürüyor.

Evrensel'i Takip Et