11 Aralık 2015 16:38

Fırat KAYA
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi

Tahir Elçi’nin katledilmesi ülkemizde demokrasi mücadelesi veren bütün kesimlere bir mesajdı: “Kirli çamaşırlarımızı ortaya çıkarırsanız meşhur adaletimizi size gösteririz!” Aslında Tahir elçi, sokağa çıkma yasağı fantezisini gerçekleştiren devletin  Kürdistan illerindeki kirli çamaşırlarını ifşa etmesi, iktidara ülkemizin “hukuk devleti” olduğunu gösterme çabasıydı. Kürdistan illerinde “yeşil burada” yazıları, özde Tahir Elçi’yi  genelde muhalif kesimleri hedef gösteren bir yazıydı. Asıl mesele, devlet suç işlediğinde devleti kim denetleyecek? Halkın haber alma özgürlüğünü savunan Erdem Gül, Can Dündar gibi yazarlar da malum kesimlerin  kirli çamaşırlarını  açığa çıkarttıkları için devletin “meşhur adaletinden” nasiplerini  aldılar. Bize düşen görev ise, ülkede  adalet  denen kavramın belirli bir  zümreye ait olduğunu teşhir edip, adaletin  ancak halkın vicdanıyla ayakta kalabileceğini anlatmaktır. Halkı yalan haberlerle aldatan sözde gazetecilere ve onlara hükmeden, halka adalet pazarlayan zümreye karşı halkla bütün olup demokrasi mücadelesini ve bayraktarlığını üstlenen öncü insanlardan olmaktır.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et