Erdal’ın mirasını ulaştıralım…
Verdiğimiz mücadelenin irili ufaklı olmasına bakmaksızın en ilerden Erdal'ın bize bıraktığı mirası, mücadelesini büyütmek için sokaklarda, fabrikalarda, okullarda "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!" şiarını daha yüksek sesle söylemeli, daha fazla insana ulaştırmalıyız.

Evrim GÜNDÜZ
Kayseri
Erdal Eren, bir lise öğrencisiydi. ODTÜ öğrencisi Sinan Soner'in bir bakan koruması tarafından öldürülmesini protesto eden bir gösteride gözaltına alındı. Gösteri sırasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge'yi öldürdüğü gerekçesiyle yargılanarak 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkûm edildi. Bu karar Milli Güvenlik Konseyi'nde onaylandıktan sonra 13 Aralık 1980'de Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde infaz edildi. Henüz 17 yaşında 12 Eylül faşist cuntası tarafından yaşı büyütülerek hayatı elinden alınan Erdal Eren'i tanıdığımda abimdi, şimdi yaşıtız. Sürekli ismiyle karşılaştığım, hikâyesini büyüklerimden dinlediğim sevgili kardeşim Erdal'ı artık daha iyi anlıyorum. O, yaşadığı dönemin karanlığına ışık tutmak için mücadele eden ve bu mücadeleye sonuna kadar bağlı kalan, idam sehpasını tekmelerken sarf ettiği son sözlerinde bile mücadelesini yaşatan yiğit bir devrimciydi. Ailesine yazdığı son mektubunda "Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum." demişti Erdal. Kendisinden büyük olan ölümü sırtlamış ve ölümün onu korkutmadığını, ölümünün kimsede yılgınlık yaratmaması gerektiğini mektubunun devamında gelen "Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım." cümlesiyle vurgulamıştı. İdam sehpasına götürülmeden hemen önce çekilmiş son fotoğrafındaki bakışıyla bile bize yılgınlık yerine moral verdi, neden mücadele etmemiz gerektiğini bir kere daha hatırlattı. Her ölüm yıldönümünde onu hatırladık, andık. Elbette bunu yaparken Erdal'ın mücadeleye olan inancının yanında idamı için yaşını büyütenleri, hücresinden çıkarıp idam edilmek üzere avluya götürenleri ve onu katleden karanlığı unutmadık. Erdal'ın ve daha nicelerinin karşı çıktığı bu karanlık, o dönemde olduğu gibi bugün de işçi sınıfını ve ezilen halkları sömürerek devam etmekte. İşte bu karanlığı aydınlatmak için geçmişimizi sahiplenmeliyiz, hem de her zamankinden daha çok. Verdiğimiz mücadelenin irili ufaklı olmasına bakmaksızın en ilerden Erdal'ın bize bıraktığı mirası, mücadelesini büyütmek için sokaklarda, fabrikalarda, okullarda "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!" şiarını daha yüksek sesle söylemeli, daha fazla insana ulaştırmalıyız.
Evrensel'i Takip Et