Mücadelemizde yaşatıyoruz

Beren TAÇ
Kayseri

13 Aralık, ''Biz karşımızdakiler gibi bir avuç değiliz. Biz halkız!'' diyen, daha 17'sinde yetersiz delillere rağmen idama götürülen Erdal'ın asıldığı gün. Emekten, demokrasiden, barıştan yana olan biz gençler için 13 Aralık, vicdanlara seslenilen, haklının öldürüldüğü, katilin alkışlandığı ama mücadelenin daha da keskinleşeceği gün olarak akıllara kazındı. 17 yaşında idam edilen Erdal Eren'in bizlere bıraktığı mücadele mirasına sahip çıkarak, yalnız Türkiye tarihine değil, dünya tarihine de kara bir leke olarak geçen 12 Eylül askeri darbesini lanetlenmeye devam ediyoruz. Zekeriya Önge'yi öldürdüğü iddiasıyla 2 Şubat'ta gözaltına alınan Erdal Eren 'tarihin en hızlı yargılanmasının' ardından 13 Aralık 1980'de yaşı büyütülerek idam edildi. Erdal'ın asıldığı dönemden bugüne yine 18 yaşından küçük biz gençler katledildik. Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Nihat Kazanhan, Berkin Elvan gibi gençlerimiz katledildi. Çok değil birkaç ay önce ablukaya alınan Cizre'de 35 günlük Muhammed bebek katledildi. Katliamlar hala devam ediyor. Yok edemeyecekler, elimizden alamayacaklar gençliğimiz... Bitmedik ölmekle, yılmadık ölümlere, yılmayacağız! Bizler Erdallarız, bitmeyiz. Erdal'ın biz gençlere bıraktığı mücadeleyi sürdüren gençleriz. Ama Kenan Evren'in "Asmayalım da besleyelim mi?" sözlerinde kendini gösteren zihniyet günümüzde de değişmedi. Hala biz gençlere eğitim sistemindeki çürümüşlüğü, dindar-kindar nesli dayatanlara karşı mücadelemizi Erdal'ın darağacına giderkenki cesareti ile sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Biz daha 17'sinde mücadelesi uğruna ölüme giden Erdal'ın yoldaşlarıyız. Daha çok güçlenerek daha da örgütlenerek devam edeceğiz. Baskılarınızla yılmayacağız. İşte o zaman, Erdal'ın şahsında mücadelede katledilen tüm gençlerimizi mücadelemizde yaşatacağız. Son olarak Erdal yoldaşımızın annesine yazdığı mektubu bir bölümü ile bitireceğim.
"O sözler ki kalbimizin üstünde dolu bir tabanca gibi ölüp ölesiye taşırız. O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan, uğruna asılırız."