En güzel gülenlerimiz için hesap soracağız
Serap YURTMAN*
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul.**
Bu yazıyı yazdığımda tam 62 gün olmuş Şebnem’i kaybedeli. Güz bitti, kışa girdik. Her gün sayıyorum böyle, daha nereye kadar sayacağım bilmiyorum. 62 gündür sesini duymuyorum, sarılamıyorum, sohbet edemiyorum kardeşimle. Halbuki bir gün sesini duymasam özlerdim. Şebnem Mersin’de okuluna, parti çalışmasına o kadar yoğunlaşmıştı ki; ne zaman arasam “Abla şimdi müsait değilim, 5 dakika sonra arayım seni” deyip 3 gün sonra arardı. Her aradığımda ya bildiri, ya gazete dağıtımında, ya toplantıya ya da derse girecek olurdu. İşte o yüzden o beş dakika 3 gün olurdu. Keşke yine arasa da, 3 gün sonra arasa.
Mersin Üniversitesi’nde Şebnem, Elif ve Ali Deniz için zeytin ağaçları dikilirken, annem her fidanın altından bir avuç toprak aldı. “Çiçekler yetiştireceğim bu topraklarda ve bu çocuklarımın ismini vereceğim o çiçeklere” dedi. Eminim her gün konuşacaktır o çiçeklerle. Annem, Şebnem’in mezarından aldığı bir avuç toprağı da bir kavanoz içinde yatağının başucuna, Şebnem’in fotoğrafının yanına koymuş. Her sabah günaydın diyor o fotoğrafa o toprağa, her gece iyi geceler diliyor. Ah annem, annelerimiz. Bir anneye bu acılar neden yaşatılır?
KONYA GARINDA BAŞLADI, ANKARA GARINDA BİTTİ
Şebnem’e bu mücadele yolunu babamın yıllarca verdiği sendikal ve siyasal mücadele açtı aslında. Babam demiryolundan emekli bir makinist. BTS üyesiydi. Konya’da yıllarca sendikal mücadele yürütmüş bir emekçi. Babam Şebnem’e bu yolu kendisinin açtığını biliyor ve herkese “Kızımın mücadelesi ile gurur duyuyorum” diyor. Ama babamın bir lafı var ki beni çok etkiliyor. 1992 yılında Konya Garında çalışırken öğrenmiş Şebnem’in doğduğunu “Şebnem ile ilişkim, hayatımın en güzel yılları Konya Garında başladı, Ankara Garında bitti” diyor. Evet bitti. Çünkü en güzel gülenlerimizi aldılar bizden.
Şebnem herkesin bildiği gibi, Adana Demirspor taraftarı. Babam ise ezeli rakibi Adanasporlu. Babamla atışmayı çok seven Şebnem, bir gün babama “Hem demiryolcusun hem de sol görüşlüsün. Senin ne işin olur Adanasporla” demişti. Babamda “Ben Adanaspor’u tutmaya başladığımda ne demiryolculuğum vardı, ne de devrimciliğim” demişti. Adana Demirspor-Adanaspor derbilerini yan yana izlemezlerdi. İzleseler mutlaka kavga ederlerdi çünkü. Babamı birçok konuda ikna eden Şebnem, demirspor taraftarı olması konusunda ikna edememişti. Ama şimdi Demirspor taraftarlarının Şebnem için yaptıkları marşları, pankartları gördükçe demirspora sempatisi ve sevgisi arttı. Bu konuda bile ikna etmeyi başardı babamı.
2008 yılında lise öğrencisiyken parti ile tanışmıştı Şebnem. “Tekel işçileri ile 1 liranı paylaş” kampanyası tüm Türkiye’de örgütlenmeye çalışılıyordu. Şebnem bu kampanyayı lisesinde örgütlemişti. Sınıf sınıf gezerek başta öğrenciler olmak üzere öğretmenlerine de anlatarak destek istemişti. Şebnem’in ilk pratik faaliyeti işçilerin mücadelesini anlatmakla başlamıştı. Son olarakta Şebnem’in Ankara’daki patlamada hayatını kaybettiğini duyan Mersin’deki işçiler, “Bizim Şebnem mi?” diye sormuşlar. İşçilerin mücadelesini anlatmakla ile başlayan örgütlü mücadelesi, gençlik, kadın, işçi ve barış mücadeleleri ile devam etti ve gittiği her ilde mücadeleyi yükseltti. Şebnem partisine ve mücadelesine bağlı bir devrimciydi.
‘SARILDIK, AĞLADIK, AMA DAHA DA GÜÇLENDİK’
Bizler, Şebnem’in, Elif’in, Ali Deniz’in, Dilan’ın, Korkmaz’ın ve diğer yoldaşların aileleri bir arada durduğumuz, birbirimize sarıldığımız sürece acılarımız hafifleyecek. Böyle olduğunu en iyi annem ve babamdan biliyorum. Elif’in, Dilan’ın Korkmaz’ın ailesi bizim yanımıza geldiler. Acılarımızı paylaştık, sarıldık, ağladık. Ama daha da güçlendik. Elif’in Babası Ümit abi ilk Şebnem’in hayatını kaybettiğini öğreniyor, Elif’ten haber alamıyor ve şöyle söylüyor kendi kendine: “Şebnem öldüyse Elif’te kesin ölmüştür.” Aynı şekilde annemleri arayıp başsağlığı dileyen Ali Deniz’in babası “Çocuklarımız kardeşti, yoldaştı. Biz de artık kardeşiz, acımız ortak” demesi. Aslında bu sözler bile Şebnem’in, Elif’in, Ali Deniz’in sürekli yan yana, omuz omuza olduklarını anlatıyor bizlere. Şimdi de onların aileleri olarak bizler bu davanın takibi, sorumluların cezalandırılması ve benzer katliamların olmaması için birlikte mücadele ediyoruz, etmeliyiz. Çünkü gerçekten aileler bir arada durdukça, acılar paylaşıldıkça azalıyormuş. Biz çocuklarımızın, kardeşlerimizin, yoldaşlarımızın mücadelelerini yükseltmeye devam edeceğiz. Roboski’de, Suruç’ta, Ankara’da yaşanan katliamların hesabını mutlaka soracağız. Bize çocuklarımızdan, kardeşlerimizden, yoldaşlarımızdan kalan miras budur.
Ve yine son olarak Şebnem’im, kardeşim, yoldaşım seni çok seviyorum, iyi ki benim kardeşimsin, iyi ki benim yoldaşımsın gülüşünden öperim çocuk..
* Ankara Katliamı’nda hayatını kaybeden Şebnem Yurtman’ın ablası
**Şükrü Erbaş’ın ‘Ömür Hanımla Güz Konuşmaları’ şiirinden, Şebnem’in en sevdiği şiirdir.
Evrensel'i Takip Et