13 Aralık 2015 05:54

Kontrol masasından kapanmaz vicdan

Antalya Altın Portakal film festivalinde Sarmaşık filminde oynadığı rolle en iyi erkek oyuncu ödülüne hak kazanan Nadir Sarıbacak’ın konuşması A Haber tarafından sansürlendi. Kerameti kendinden menkul reisler, önderler, liderler; vicdan kontrol masasından bir düğmeyle kapatılamaz. Vicdan yasaklanamaz. Vicdan sansürlenemez. Vicdan susturulamaz.

Kontrol masasından kapanmaz vicdan

Ebru Nihan CELKAN*

“bana bütün hürriyetlerden evvel,
bilmek, düşünmek, inanmak, vicdana göre konuşmak mertebesini veriniz”
John Milton

Kelebeklerin Dili orjinal adıyla La Lengua De Las Mariposas İspanya iç savaşının başlangıcından hemen önce bir kasabayı küçük bir çocuğun gözünden anlatan José Luis Cuerda’nın yönettiği 1999 yapımı bir İspanyol filmi. Mancho dayak yemekten korkutuğu için okula gitmek istemeyen küçük bir çocuktur. Don Gregorio ise idealist Cumhuriyetçi bir öğretmendir. Doğaya meraklı olan Mancho ve onun bu merakını aktadarığı bilgilerle besleyen Don Gregorio arasında sağlam bir dostluk kurulur. Faşizmin küçük bir kasabaya adım adım gelişini ve Cumhuriyetin hızla çöküşünü izleriz filmde. Mancho’nun babası Cumhuriyetçi, annesi ise dindar bir kadındır. Önce din üzerinden hedef alınan ve “ateist” olarak yaftalanan Don Gregorio filmin sonunda diğer Cumhuriyetçilerle beraber Franco askerleri tarafından nereye gideceği bilinmeyen bir pikaba bindirilirken Mancho annesinin yönlendirmesi ve babasının da götürülmesi korkusuyla aynı zamanda arkadaşı da olan öğretmeni Don Gregorio’ya komşularıyla beraber küfürler eder ve sınıf arkadaşlarının yaptığı gibi taş atarak onu yolcu eder.
İnsanları çeşitli sıfatlarla bölen dil önce insanlar arası muhabbeti kesmiş sonra dostları düşman etmiştir. Filmin sonunda Franco’nun askerlerinin ve kasabalıların yaptıklarından çok küçük Mancho’nun attığı taşlar ve Don Gregorio’nun öğrencisine dehşet içindeki bakışları yüreğinizin orta yerine çöreklenir kalır.

MUHABBETİMİZ BAKİ

Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Antalya Altın Portakal film festivalinde Sarmaşık  filminde oynadığı rolle en iyi erkek oyuncu ödülüne hak kazanan Nadir Sarıbacak’ın “Bir hasbihâl etmek istiyorum, çok kısa otuz saniye” diyerek söze girdiği konuşması töreni yayınlayan A Haber tarafından sansürlendi. Ülkesinin geçtiği günlere dair edindiği izlenimi ve kendi çözüm önerisini dolaysız bir şekilde ve sesindeki titreyişten anlayacağımız üzere hesapsızca dile döken, muhabbet etmek isteyen Nadir Sarıbacak neden sansürlenmiştir? Muhabbet isteğini kim neden sansürlemeyi aklına getirir? Toplumun farklı kesimlerinin diyalog kanallarını sürekli kesmek kimin işine yarar? Ne zaman farklı renkler bir araya gelmeye çalışsa yan yana durmaya çalışsa bir yerlerden hunharca gözü kara saldırılar geliyor. Günlerimiz ölüm haberleri, savaş tamtamları, tehditler ve tek sesin talimatını bekleyen ruhunu kaybetmiş kamu görevlilerinin açıklamarıyla geçiyor. Bugünlerde yaşadığımız zamanın alternatifini görebilen, bir zamanlar beraber var olabildiğimizi hatırlatan ve tekrar bir araya gelebileceğimiz inancını korkusuzca söyleyen insanlara çok ihtiyacımız var. Bu beton soğuğu dönem ve onun gardiyanalarınca küçümsenmeyi göze alacak hayalperestleri duymaya ihtiyacımız var. Güzel söz marifettir artık bu coğrafyada. O güzel sözleri söyleyenlerle muhabbetimizi baki tutmaya ihtiyacımız var. Düşmanlığı körükleyene, muhabbeti kesene inat sohbeti derinleştirmeye niyetimiz var.

VİCDAN SANSÜRLENEMEZ

“Vurmayın, kırmayın, kıymayın, öldürmeyin” diyen yaşamayı yaşatmayı savunan kim varsa türlü zulümle susturulmaya çalışılıyor. Fikirlerin mücadelesi değil yaşadığımız, en vahşi ideolojilerin bile meşrebine sığmayan onları aşan bir zalimlik karşısında insan olma, insan kalma gayreti. Vicdan dile geldiğinde; Diyarbakır’da Tahir Elçi oluyor “İnsanlığın mirasıyım, mirasına sahip çık” derken zalimce sırtından vuruluyor, mayın patlamasında hayatını kaybeden Recep Beycur’un akrabası oluyor, cenazede “Cumhurbaşkanı bununla gurur duysun. Kardeşi kardeşe kırdırıyor” diye haykırdığı için 16 yıl ile yargılanıyor, Levent Üzümcü oluyor insanların yaşam tercihlerine müdahaleyi eleştirmesi gerekçe gösterilerek işsiz bırakılıyor, Can Dündar veya Erdem Gül oluyor halkın haber alma özgürlüğünü önemsedikleri için hapis ediliyor, Defne Halman oluyor bir tiyatro mekanının keyfi bir şekilde dönüştürülmesine ses çıkardığı için hedef gösteriliyor ya da Nadir Sarıbacak oluyor “Muhabbet” derken sesi kesilen. Bazen de bir araya geliyor vicdanlı insanlar Gezi’de ağaca sahip çıkıyor, Suruç’ta çocuklara kitap, oyuncak götürüyor, Ankara Garı’nda barış dediği için haince öldürülüyor, şiddete uğruyor, yağmalanıyor. Bütün pervasız saldırılara ve baskılara rağmen dile geliyor, görünür oluyor, açığa çıkıyor.    
Kerameti kendinden menkul reisler, önderler, liderler; vicdan kontrol masasından bir düğmeyle kapatılamaz. Vicdan yasaklanamaz. Vicdan sansürlenemez. Vicdan susturulamaz.  

*Oyun yazarı

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et