16 Aralık 2015 01:21

B/S/H’de çalışan bir işçi
Çerkezköy

Yapmış olduğunuz anketi doldurmayıp aksine size daha çok kıymet ve değer verdiğim için mektup yazmak istedim. Malumunuz sizler biz işçileri kaale almamakla yükümlüsünüz. Zira anket; “Sen değil ben sorarım ve senin değil benim istediğim cevapları vereceksin” demektir.
Çalışanlar olarak sağlığımızı kaybetmiş durumdayız. Kimimiz bel fıtığı, kimimiz boyun fıtığı, kimimiz eklem romatizması, kimimiz tansiyon ve kolesterol problemi ile kendi içinde mücadele etmekte. B/S/H kadrosunda yer almak bizim için onur verici idi tabii ki. Çok çalışıyoruz, çok çabalıyoruz, fakat yarattığımız bunca verimliliğin karşılığını ne ücret olarak ne de motivasyon olarak alabilmiş değiliz. Haftalarca mesailere kalıyoruz. Fabrikamız milyon dolar kazanırken bizim kazancımız binde biri. Ve hâlâ utanmadan varlığı yokluğundan farksız mühendisleriniz bize kâr zarar logaritması ile kullandığımız eldivenlerin dahi hesabını yapmakta.
Dışarıda bir hayat var. Ve biz bu çalışma sistemi ile bu hayata geç kalıyoruz. Eskiden fabrikamızda her türlü sosyal faaliyetler olurken bugün sadece bir saat üretim durmasın diye kırk takla atıyorsunuz. Saçma sapan mühendislerinizin saçma sapan projeleri ile bizleri saçma sapan hallere sokuyorsunuz. Sürekli daha hızlı üretim, sürekli olarak daha hızlı çalışma sistemleri hakkında beyin çürütüyorsunuz. Makineleriniz bile çalışma sistemine dayanamazken bizleri bu adi sisteme oturtmaya çalışıyorsunuz. Bizim sadece ağır yükten belimiz ağrımıyor. Bizler sizin baskılarınızı her an omzumuzda hissediyoruz. Eksik olmayın. Yaşanan iş kazalarında dahi, çalışanlarınız ile ilgilenmek, geçmiş olsun dilemek, yaşanan hadiseyi çözüme ulaştırmak yerine bu durumdan nasıl sıyırırız diye kafa yoruyorsunuz. İnanın bana insan kalabilmek ve insan olabilmek hiç zor değil. Gelin bence hep beraber insan olalım. İnsanca yaşayabilelim, yaşamayı bilelim.
Mektubuma son verirken siz büyüklerime, küçüklerime birkaç tavsiyede bulunmak isterim. Okuduğunuz ekonomi dergilerini, başarı öykülerini, kim kaç milyon kâr etmiş, kim kaç katlı rezidans yapmış bunların hepsini bir kenara bırakın bence. Bugün, bu akşam, yarın, öbür gün ve bir gün belirleyin kendinize. O gün bir şiir okuyun. Mesela bir Nâzım Hikmet okuyun. Bir Özdemir Asaf. Bir Ruhi Su dinleyin. O gün sevdiğiniz bir insana bir şiir yazın mesela. Hayat su gibi akıp gidiyor. Siz de akıp giden hayatın büyüsüne kapılmışsınız. Çok zeki olduğum söylenemez. Ama şunu çok iyi biliyorum; akşam evime gittiğim zaman kızıma yorgunum demek istemiyorum!

*Bu mektup B/S/H yönetiminin işçilere yaptığı anket kağıdına bir işçi tarafından fabrika yönetimine  yazıldı. İşçi mektubun gazetemizde de yayımlanmasını istedi.

Evrensel'i Takip Et