Soma davasında mağdur işçiler konuştu: Kömürü aldılar ölümleri seyrettiler
Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği facia ile ilgili 8’i tutuklu 46 kişi hakkında açılan davanın 5’inci duruşmasının ikinci oturumunda konuşan mağdur işçilerden Fehmi Dinç, “Bantlar durduğu zaman 30-40 yerden arayanlar olur. Ama ölümcül bir durum olduğunda kimsenin umurunda olmaz” dedi. İşçilerden Serhat Üzer ise üretim baskısı nedeniyle bantlara yapılması gereken kontrolleri yemek molasında yaptıklarını ifade etti.
‘DÖRDÜNCÜ BANDA AŞIRI YÜKLEME YAPILMIŞTI’
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, madenden sağ kurtulan mağdur ve tanık işçilerin ifadelerine devam edildi. Mağdur işçilerden Fehmi Dinç, olay günü 3’üncü bant boyunda çalıştığını olay saatine yakın ise bandın arka bölgesinde taban alma işlemi yaptıklarını belirtti. Saat 14.00 sularında bandın üzerine tavandan büyük bir taş düştüğünü kaydeden Dinç, bu olaydan 50 dakika sonra ise 4’üncü bant tarafından duman geldiğini ve lastik yanığı gibi koktuğunu söyledi. Dumanın bir anda bastırdığını ve önlerini göremediklerini söyleyen Dinç, oradan mekanize ayağın çıkışına doğru gittiklerini söyledi. Mekanize ayağın bulunduğu noktada iki patlama sesi duyduğunu söyleyen Dinç, sesten sonra dumanın daha da yoğunlaşarak geldiğini belirtti. Dördüncü bandın gün içerisinde aşırı mal yüklenmesi nedeniyle ara sıra durakladığını anlatan Dinç, şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtti.
‘İNSAN NAKİL BANTLARINDA KÖMÜR TAŞINDI’
İnsan nakil bantlarında kömür taşındığını ve taşeronların kendi aralarında fazla kömür çıkarmak için yarış halinde olduğunu belirten Dinç, eğitimin sözel olarak verildiğini ifade ederek, “Uygulamalı bir şey gösterilmedi. Bir kamyon imza attık. Okumaya kalksan akşama kadar bitiremezsin. Neye imza attığımızı bilmiyoruz” dedi.
Mahkeme başkanı ve avukatların üretim zorlaması konusunda hakarete uğrayıp uğramadığını sorması üzerine Dinç, “Bantlar durduğu zaman 30-40 yerden arayanlar olur. Ama ölümcül bir durum olduğunda kimsenin umurunda olmaz. İstersen öl. Bandı durdurduğumuzda kızıyorlar. Kimin durdurduğunu öğrenirlerse bin bir türlü merasim yapılıyor. İşten bile atabiliyorlar” dedi.
Maden ocağında patlamadan önceki son üç ayda üretim baskısının arttığını ifade eden Dinç, “Çalışan işçilerin yukarı kolay çıkması içini kullanılan insan nakil bantlarında bile, kömür taşınıyordu. Bunun için işçiler o yorgunluktan sonra yürüyerek çıkmak zorunda kalırlardı” dedi.
Bu sırada sanık avukatlarının araya girip müdahalede bulunmasına tepki gösteren mağdur ailelerin avukatlarından ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı, “Ne zaman konu üretim baskısına gelse, sanık avukatlarından ses yükseliyor. Karşıda ne zaman hareketlenme olsa, anlıyoruz ki sorun başlıyor” diye tepki gösterdi.
Salonda yaşanan kısa gerginliğin ardından sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit, Dinç’e bandın taşınan malzemelerden dolayı zorlanıp zorlanmadığını sordu. Dinç, “Bant üzerine ağır bir kömür ya da taş parçası geldiği zaman zorlanıyordu. Benden bant çalıştığı sırada bile tamir yapmam istendi, ölüm tehlikesinde bile bant çalıştırılıyordu” dedi.
‘MÜFETTİŞLERİN NE ZAMAN GELECEĞİNİ BİLİRDİK’
Duruşmada tanık olarak ifade veren mağdur İşçi Serhat Üzer, 2011 yılından beri Eynez Maden Ocağında çalıştığını, bant ekibinde görev aldığını söyledi. Olay günü 4. bandın iç tarafında çalıştığını kaydeden Üzer, kurvenin orada gördüğü kişilerin kendisine aşağıdan duman geldiğini aktardığını, dumanın renginin ise sarı olduğunu ve kömür yanığı gibi koktuğunu kaydetti. Daha sonra gazdan etkilenen arkadaşlarıyla birlikte yukarı çıktıklarını söyleyen Üzer, bir daha aşağı inmediğini anlattı. Maskesini olay günü kullanmadığını bu nedenle maskenin çalışıp çalışmadığını bilmediğini söyleyen Üzer, maskesinin daha önce hiç kontrol edilmediğini ayrıca maskesini takmayı bilmeyenlerin olduğunu da anlattı.
Üzer, üretim baskısı ile ilgili bantların durmaması için bantlara yapılması gerekli kontrolleri yemek arasında yaptıklarını söyledi. Olaydan önceki son 3 ayda ocakta kısa ve uzun süreli elektrik kesintilerinin olduğunu, H ve S panolarındaki sıcaklığın arttığını, havalandırmanın yeterli olmadığını ifade eden Serhat Üzer, “Ocakta denetleme yapmak üzere müfettişlerin geleceğini önceden bilirdik. Onlar gelmeden ocak içindeki atık malzemeleri toplardık. Hatta ocakta normalde olmayan yemek masalarını bile kurardık” dedi.
Öğleden sonra devam eden duruşmada ilk olarak ifadesi alınan mağdur işçi Recai Piyala ocakta bant montaj ekibinde çalıştığını belirterek, Eynez Ocağı'na olaydan 5 ay önce girdiğini söyledi.
Facianın yaşandığı gün 3. bantta, U3 bölgesinde görevli olduğunu aktaran Piyala, ocakta 14.00-14.30 saatleri arasında dinamit atıldığını, atım sırasında durdurulan bantların çalıştırıldığını ancak bir süre sonra 4. bandın tekrar durduğunu söyledi. Bant ve kablo yanığı kokusu hissettiğini de belirten Piyala, atım sırasında emniyetçi bulunmadığını söyledi. Dinamit atımından sonra bir süre çalıştıklarını, ardından aniden etrafı duman kapladığını dile getiren Piyala, "Dumandan önce bir patlama sesi duymadım. Alev görmedim. Emekleyerek temiz havaya kaçtık. Temiz havada beklerken 2 patlama sesi duydum. Ses 4. bant tarafından geldi. Şikayetçiyim" dedi. Akhisar Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadede "insan nakil bantları, insan taşımaya uygun değildi" söyleminin kendisine ait olmadığını aktaran Piyala, bantların güvenli olduğunu iddia etti.
Mahkeme Başkanı Ballı, aradan sonra bugün ifade veren Piyala ve Fehmi Dinç'in beyanları arasında çelişki bulunması nedeniyle Dinç'i tekrar dinledi. Dinç, olay günü dinamit atımı yapılıp yapılmadığının, yapıldıysa o sırada kendisinin nerede olduğunun tekrar sorulması üzerine "Ben dinamit atıldığını duymadım. Malzeme almaya gitmiş olabilirim, dinamit de o sırada atılmış olabilir" yanıtını verdi. Mahkeme başkanının yoğun duman geldikten sonra Piyala ve kendisinin iki patlama sesi duyduğunu söylediğini hatırlatması üzerine ise Dinç, Piyala'nın o sırada dumandan etkilendiği için kendinde olmadığını belirtti. Söz alan Piyala ise halsiz olduğunu, fakat kendinde olduğunu söyledi.
Ardından ifadesi alınan mağdur işçi Serkan Demir ise kül basma ekibinde çalıştığını, facianın gerçekleştiği gün ocakta iki kere dinamit atıldığını, ikinci atımdan sonra 3 ve 4. bandın çalışmadığını, bir süre sonra da yoğun bir duman gelmesi üzerine temiz havaya kaçtıklarını anlattı. Demir, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Öte yandan sanık avukatlarının duruşma sırasında uzun sorular sorması ise dikkat çekti. (Manisa/EVRENSEL)