11 Nisan 2012 10:17

Suda tüten şiirler

“Aşk dediğin haram olan şiirlerle” kesişti yolum. İçimizde bunca yıldır birikmiş dertleri, içimizden birisinin bu kadar inceden dile getirdiğini gördükçe sevinçle buluştum her dizesiyle. Her gün farklı yerlerden okumayı düşündüm ‘haramtaşkir’ izleri. Bir gün ‘bahçe’ üzeri

Suda tüten şiirler
Paylaş
Aynur Uluç

“Aşk dediğin haram olan şiirlerle” kesişti yolum. İçimizde bunca yıldır birikmiş dertleri, içimizden birisinin bu kadar inceden dile getirdiğini gördükçe sevinçle buluştum her dizesiyle. Her gün farklı yerlerden okumayı düşündüm ‘haramtaşkir’ izleri. Bir gün ‘bahçe’ üzerinden bir gün ‘aşk’, bir gün ‘ev’ üzerinden bir gün ‘anne’. Ama önce... Ama önce ateş üzerinden, su üzerinden okudum her birisini. Madem ‘suların mezarı yoktu’ döndüm okudum, durdum okudum. Dokundum ateş altından, su üstünden.
‘Yaptığımız ilk seçim nedeniyle ateşten ve haramsudan yanaydık’ ama ‘yine de bir cevap vardı sorulacak’. Sorularda sönmüş cevapları yaka yaka, cevaplarda suyu yeniden ısıtan sorulara aka aka dolandım dışından, içinden.
Anadolu kültüründe bilirsiniz ateşe su dökmek günahtır. Ateşe su dökmeme inceliğinde akarken Sivas’ta hâlâ içimizde yanan ateşe neden bir türlü su dökülemediğini, suyun neden hâlâ geciktiğini, geciktirildiğini sorgulayan şiirlerde durdum düşündüm.
‘Eskiden sular seller eskiden, hayata su şakası yaptığımız eskiden, ateşten ve külden zarar etmeden çok öncesinde’ ateşe durup yüzümü burdum.
‘Ateşi doğru yangını yanlış hatırlarken suyun ateşini çıkaran’, geçmişin ışığında bugünle ‘sevişirken önce bir manayı tamir edip, sonra su terazisinde ateşi tartan’ dizelerle içime aktım usulca...
‘Uruk kentinde öpülerek okunan tableti’ öptüm, sulara kalktım.
‘Her ne kadar içilir yazan çeşmenin suyuna güvenmesek’ de, su’yu güzellemek kolaydır. Kolaydır suya övgüler düzmek. Suya hakkını teslim ederken kirlerimizle barışan, barıştıran şiirlerde kirimi kokladım ben. Çocuklarına ‘Daha haftanın ortası, ne çabuk kirlendiniz’ diyen anne sesi duyarlığında, ‘dağa daha nasılsın diyen dilim, ne çabuk aşk, içim ne sevinç dağ’ diyen ‘suya çekimli tuz şiirler’ buldum kapılarımda.
‘Huydaki kiri rüya kiriyle yıkayan, kirini yine kirine teslim eden’ şiirlere yüzümü sürdüm.
Yüzümü sürdüm, bitmez bir hevesle suyun kire, kirin suya seslendiği; suyun ateşe, ateşin küle, külün güle dönüşüp durduğu diyalektik şiirlere.
‘Benden söylemesi dibi tutmuş bu şehrin’ diye bizi bize karşı uyarırken, suyu sevdiğimiz kadar ateşi, ateşi sevdiğimiz kadar suyu; suyu sevdiğimiz kadar kirimizi de sevmemizi sağlayan sese, kanat niyetine merhemler sürdüm…
Uçtum ‘gökçekimine kapılıp’; ‘aşk’ dedim haram oldum, ‘haram’ dedim aşk...

 Aşk Dediğin Haram Olur
Sezai Sarıoğlu
Yasak Meyve- Komşu
Yayınları Şubat 2012

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Mardin Belediyesi’nde yolsuzluk iddiası

SONRAKİ HABER

‘Gitmek için gelir aşk’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa