Asgari ücretin maliyeti Hazine'den karşılanacak: İşçinin parasıyla ağalık!
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun son toplantısından beklendiği gibi 1300 liralık asgari ücret çıktı. Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, patronlara gelecek ek maliyetin 110 liraya tekabül eden yüzde 40’lık kısmını devletin karşılayacağını söyledi. Gazetemize konuşan akademisyenler, bu kararın asgari ücretin gelir adaletini sağlamaya yönelik işlevine ters olduğunu belirterek “Asgari ücretin maliyeti yine işçilerin ve toplumun cebinden karşılanmak isteniyor. Bu uygulama devlet eliyle sermayeye kaynak aktarmaktır” dedi.
110 LİRAYI DEVLET ÖDEYECEK
Asgari ücretin son toplantısının ardından basının karşısına geçen Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, ekonomideki gelişmeler nedeniyle 100 liralık asgari ücretin 1116 lira olmasını düşündüklerini söyledi. Bu rakamın 1300 liraya çıkarılmasının patronlara 274 liralık ek maliyet getirdiğini savunan Soylu, “İstihdamın artması, işletmelerin rekabet gücünün korunması ve rekabet gücünün korunması için işverene destek verilmesi gerektiği defalarca söylendi. Bunun üzerine bir çalışma ortaya koyduk. Buna duyarsız kalmadık” dedi. Başbakanın da talimatıyla değerlendirme yaptıklarını anlatan Soylu, işçi ve işveren temsilcilerin de mutabakatını sağlayarak son noktaya geldiklerini söyledi. 1116 liralık net asgari ücretin brütü ile 1300 liralık asgari ücretin brütü arasında 274 lira olduğunu anlatan Soylu, bu farkın yüzde 40’ı olan 110 liranın devlet tarafından karşılanacağını söyledi.
YASA TEKLİFİ VERİLECEK
Bu arada asgari ücret maliyetinin yüzde 40’ının devlet tarafından karşılanması talebi önceki gün Meclis Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmişti. Teklif HDP’nin kabul etmemesi nedeniyle reddedildi. Bu konudaki önergelerin reddedilmesi nedeniyle öneriyi yasa teklifi olarak vereceklerini anlatan Soylu, yasa teklifinin yeni yılın ilk haftasında 1 Ocak’tan itibaren geçerli olmak üzere hazırlanacağını kaydetti.
ASGARİ ÜCRETİN AMACI VE İŞLEVİ REDDEDİLİYOR
Doç. Dr. Nilgün Tunçcan Ongan, asgari ücret tartışmalarının maliyet tartışmaları ekseninde yürütüldüğünü belirterek “Aslında bu hiç yürümemesi gereken bir eksen. Çünkü asgari ücret dediğimiz aslında patronun rekabet kaygısından işçiyi korumak için var. Gelir adaletinin düzenlenmesi ve görece daha eşit olması işlevi nedeniyle patrondan alıp işçiye vereceksin. Ki görece eşit olsun” dedi. Ancak hükümetin ve başta CHP olmak üzere muhalefetin de hep maliyet üzerinde tartışmayı yürüttüğünü ifade eden Ongan, “Maliyetin patrona yıkılmaması, görece gelir eşitliğini sağlamayı reddetmektir. Bunun işçi ve emekçilerin vergileriyle karşılanacak olması demektir” diye konuştu. Maliyetin patrona yıkılmamasına karşı çıkanların asgari ücret zammına karşı çıkıyor gibi gösterilmesine de tepki gösteren Ongan, “Tam aksine. Buna karşı çıkan asgari ücret zammına karşı çıkmıyor, asgari ücretin gerçek işlevini savunuyor” dedi.
KAPİTALİST SİSTEMİN BAKANI
Prof.. Dr. İzzettin Önder: Devletin söylediği ne anlama gelir? Kapitalist sistemlerde devletin kimin yanında olduğunu anlaşılması lazım; devlet işçinin emekçinin yanında değildir. Sistemin gizlenmesi açısından ara ara gülmez ama gülümser. Yani kapitalist sistemin bir bakanı olarak bu toplantıda kesinlikle işçinin yanında oturmamıştır. Dolayısıyla ara yol bulunurken sermayenin yüklenmek istemediği kısmı topluma yıktı. Maliyeti sosyalleştirdi. Buna işçiler de dahil. Vergiler ve zamlar olarak dönecek demektir.
İkinci bir yönü de özel sektör çok verimli değildir. Verimli olmadığı için en ufak maliyette ürküntüye kapılıyor. Maliyeti verimlilik artışıyla sağlamayı kendinde görmüyor. Buna rağmen bütün çalışmalar şunu gösteriyor ki aslında AKP döneminde işçi verimliliği, emek verimliliği ücretlerin üzerinde seyretmiştir. Buna rağmen sermaye, gücünü kullanarak maliyetleri devlet aracılığı ile toplum üzerine yıkmaya çalışıyor. Beklenen de zaten buydu.
Vergi dilimlerinin ayarlanması böyle bir şey. Kaldı ki başka bir şey var. KDV oransal bir vergidir. Bunun anlamı şu; Yarın ortalama malı emekçi 100 liraya aldığında vergisi 10 lira olur. 110 liraya çıktığında vergi 11 lira olur. Yani malın fiyatı artınca vergi de artar. Her iki yönden yakalamış olur.
İŞÇİLERİN CEBİNDEN SERMAYEYE KAYNAK AKTARILIYOR
Akademisyen Özgür Müftüoğlu: İşçi üretim yapıyor ve bunun karşılığında yarattığı değerin önemli bir kısmına işveren el koyuyor. Bunun küçük bir parçasını da işçiye ücret olarak veriyor. İşçinin aldığı ücret yarattığı değerin çok küçük bir parçası. İşverenler bu küçücük parçaya dahi karşı çıkıyor. Bunu devlet üzerinden karşılamak istiyor. Devlet dediğimiz yurttaşların vergilerinden ve işsizlik sigortası fonundan yani işçilerin kendi cebinden ve toplumun cebinden sermayenin kârını artıracak, sermayeye kaynak aktaracak bir mekanizmadır. Karşı karşıya olduğumuz durum kapitalizmin en temel sömürü mekanizmalarına bile aykırıdır. Ücret denilen küçük payı bile toplumsallaştırıyor.
HDP: MALİYET İŞVERENDEN KARŞILANSIN
Hükümet, patronların talebi doğrultusunda asgari ücret artışından doğacak maliyeti hazineden karşılamayı kabul etti. HDP ise Mecliste gündeme gelen teklife itiraz etti. Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, bu nedenle asgari ücret maliyetinin işçilerin vergileriyle toplanan bütçeden değil, işverenden karşılanmasını gerektiğini söyledi. Asgari ücretin arttırılmasına karşı çıktıkları gibi bir algının oluşturulmaya çalışıldığını ifade eden Paylan, 1300 lirayı yeterli olmasa da olumlu gördüklerini belirtti. 10 milyar lirayı bulan asgari ücret maliyetinin işçilerin vergilerinden oluşan hazineden karşılanmasına karşı çıktıklarını söyleyen Paylan, patronların yıllardır tüm işçilerinin maaşlarını asgari ücretten gösterdiklerini ve bunun hem vergi kaybına, hem de emeklilik başta olmak üzere işçilerin hak kayıplarına yol açtığını vurguladı. Hükümetin bu teklifle küçük, büyük demeden sermayenin çıkarını savunduğunu belirten Paylan, bu nedenle önerinin geri çekilip komisyonda tartışılmasını istediklerini aktardı. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)
