02 Ocak 2016 10:21

Ablukaya karşı çıkmak örgüt propagandası sayıldı

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde sendika genel merkezinin verdiği basın açıklamasını okuduktan sonra sivil polislerce gözaltına alınan Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) üyesi Sevgül Tekin hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, skandal ifadelere yer verildi.

Paylaş

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) üyesi Sevgül Tekin hakkında hazırlanan iddianamede, sokağa çıkma yasaklarının “abluka” olarak değerlendirilmesi ve hastanelerin askeri karargah olarak kullanılmasına tepki gösterilmesi “örgüt propagandası yapmak” olarak değerlendirildi. 

SES öncülüğünde gerçekleştirilen bir saatlik iş bırakma eylemi öncesi basın açıklaması yapan SES üyesi Sevgül Tekin hakkında, Silvan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla iddianame hazırlandı. Hazırlanan iddianame, Silvan Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi bekleniyor. Tekin hakkında hazırlanan iddianamede, “Abluka” sözcüğünü kullanmak bile “örgüt propagandası yapmak” için yeterli görüldü. Tekin tarafından okunan basın açıklaması metninde yer alan “…Bölgede ilk olarak 16 Ağustos’ta Varto’da başlayan sokağa çıkma yasakları adı altında ablukalar şuan Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur ve Dargeçit olmak üzere 5 ilçede devam etmektedir…” cümlesinde sokağa çıkma yasağına “abluka” dediği için örgüt propagandası yaptığı iddiasında bulunuldu.

SAVCIYA GÖRE HERKES ‘TERÖRİST’

İddianamede bir diğer skandal ise sokağa çıkma yasaklarına ilişkin İHD’nin 10 Aralık günü açıkladığı verileri dile getirmek oldu. Tekin’in açıklamada kullandığı, “İHD’nin 10 Aralık 2015 verilerine göre başlatılan özel savaş konsepti çerçevesinde bu güne kadar toplam 325 yurttaş yaşamını yitirdi, bu sayı sadece sivil ölümleri kapsamakla olup toplam sonuç ise çok daha korkunçtur” cümlesi savcı tarafından, “Çatışmalar esnasında vurulan terör örgütü mensuplarını ve yine onlara destek olduğu esnada vurulan kişileri sivil vatandaş gibi göstermeye çalışarak propaganda yaptığı” şeklinde yorumlandı. Ayrıca aynı iddianamede yapılan operasyonları kınamanın da “örgüt propagandası yapmak” olduğu belirtiliyor.

Kürdistan kentlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve ardından yapılan şiddetli saldırılarda rol alan özel hareket timleri tarafından çok sayıda okul ve hastane karargâha dönüştürülmesine basın açıklamasında yer veren Tekin’in bu ifadeleri de propaganda kapsamına alındı. Savcılık, sağlıkçıların bu tepkisini, “Kolluk kuvvetlerinin her türlü kamu binasını kullanabilecekleri yönündeki algıyı değiştirerek, buraları karargaha dönüştürmüşlerdir” diyerek, propaganda yaptığı şeklinde değerlendirdi. İddianamenin sonunda, “Şüphelinin 3713 sayılı yasa ve 7/2’da düzenlenen terör örgütünü cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek şekilde propagandasını yaptığı, bu eylemi basın ve yayın organlarının kullanılması suretiyle işlediği, yasal olmayan bir şekilde toplantı gerçekleştirdikleri ve bu toplantı esnasında terör örgütünün destekçisi olduğunu gösterecek ibarelerin yer aldığı sağlık çalışanlarının can güvenliği adı altında örgüt propagandası yaptığı” ifadelerine yer verildi. 

‘CENEVRE SÖZLEŞMESİ BAHANE EDİLİYOR’

Savcılık, hazırladığı iddianamede Türkiye’nin tarafı olduğu Cenevre Sözleşmesi’ne atıfta bulunarak, “Cenevre Sözleşmesi’ni bahane ederek, sağlık mıntıkalarına hiç bir silahlı gücün giremeyeceğini söyleyerek, devletlerarası savaş hukukunu düzenleyen Cenevre Sözleşmesi’ni sanki farklı bir devletle Türkiye Cumhuriyeti Devleti savaşıyormuş gibi bir algı yaratarak, propaganda yaptığı, insanların sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını engelleyen kesimin teröristler olduğu yadsıyarak, sanki kolluk kuvvetlerince vatandaşın sağlık hizmeti almasının önüne geçiliyormuş gibi bir algı yaratılarak propaganda yaptığı” şeklinde değerlendirmede bulundu. (Diyarbakır/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Aaaa baayaan kasap!

SONRAKİ HABER

Bir kadın neden evlenir?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa