Burada ölüm çok kolay olmuş!
Şerif KARATAŞ/Fırat TOPAL
Diyarbakır
Diyarbakır etrafında tanklar var,
Kuşatmışlar dört bir yandan kenti ordular
Kalkacak nerdeyse ayağa surlar, surlar, İstemezler gün görmeden ölesen aman...
Ahmet Kaya’nın sesinden dinlediğimiz bu türkü, bugünün Diyarbakırı’nı anlatıyor. Önceki gün, Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı olmayan İskenderpaşa Mahallesi’nde yemek yedikleri sırada evlerine açılan top atışı nedeniyle 3 çocuk annesi Melek Alpaydın yaşamını yitirdi. Ölüm iki gözlü evde yemek yerken, buldu Melek Alpaydın’ı. Alpaydın’ın cenazesi önceki gece Yeniköy Mezarlığı morgundan alınarak, anne ve babasının isteği üzerine Elazığ Merkez Asri Mezarlığında toprağa verildi. İskenderpaşa Mahallesi’nde Esnaf Eşre Atlı, “Ölüm çok kolay olmuş” sözleriyle özetliyor olup biteni.
Olaydan bir gün sonra yeniden gittiğimiz İskenderpaşa Mahallesi’nde halk tedirgin. Hava soğuk ve ara ara yağan karla beraber, kuçelerde sessizlik var. Portakal ve mandalina satan seyyar satıcılar az da olsa sessizliği bozuyor.
ÖLÜM SESSİZLİĞİ
İlk olarak Melek Alpaydın’ın yaşamanı yitirdiği eve gidiyoruz. İki katlı binanın kapısı kapalı, komşular evde yok. Ölüm sessizliği… Sokağın sağındaki tek gözlü dükkana gidiyoruz. Dükkan sahibi patlama sesini duymuş. Onun dışında bilgisi yok. Patlamadan sonra polisin gelmesiyle beraber evine gitmek zorunda kaldığını söylüyor. Korkudan insanların evlerinden çıkmadığını, işlerinin de olumsuz etkilendiğini söylüyor. Borç ödemelerini yapamadığını anlatıyor. Tek isteği bir an önce barış. Sokağın solundaki dükkana gidiyoruz. Bir genç, polisin elleri cebinde olduğu için kendisini yere yatırarak aradığını anlatıyor. Bunun çözüm olmadığını, yaşanan vahşetin ülkenin batısında görülmesi gerektiğini söylüyor. Patlamadan sonra polisin geldiği sokaktaki duvarlarda kurşun izleri var. Rastgele açılan ateş sonucu camlar ve kepenklere kurşun isabet etmiş. Az da olsa sokakta bekleyen gençlerle karşılaşıyoruz. Onlar da ülkenin batısının sessiz kalmasına tepkili.
DÜKKANA İSABET EDEN KURŞUNLAR
Kasap dükkanı olan Eşref Atlı, patlama sonrasında polisin mahalleye gelmesiyle birlikte dükkanı olduğu gibi bırakıp evine gitmek zorunda kaldığını anlatıyor. Polisin rastgele etrafa ateş ettiğini anlatan Atlı, kurşunların isabet ettiği yerleri ve boş kovanları gösteriyor. Şans eseri kurtulduklarını ifade eden Atlı, “Eğer çıkıp eve gitmeseydik, dükkana sıkılan kurşunlar bizi de öldürebilirdi. Ölüm çok kolay olmuş burada” diyor.
DEVLET BURAYI BOŞALTMAK İSTİYOR
Sur’daki yasakla birlikte ‘en güvenli’ mahallelerden biri olan İskenderpaşa Mahallesi’nin de devlet eliyle boşaltılmak istendiğini söyleyen Atlı, son olayla birlikte mahallede göç eden aileler olduğunu anlatıyor. Atlı, “İşimiz burada, evimiz burada, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Buna bir çözüm bulunması lazım” diyor.
YASAKLI MAHALLEDEN GELMİŞTİ
İskenderpaşa Mahalle Muhtarı Ali Ürün, Melek Alpaydın’ın yaşamını yitirdiği patlamayı duyunca eve gittiğini anlatıyor. Sofranın yerde olduğunu ve yaşamını yitiren Melek Alpaydın’ın kafasının parçalanmış olduğunu söylüyor. Cenazenin ambulansa verilmesinin ardından polisin gelmesiyle birlikte mahallede gerginlik yaşandığını anlatıyor Ürün. Alpaydın ailesiyle ilgili de konuşan Ürün, “Onlar da Savaş Mahallesinden gelmişti, bu mahalleye. İki gözlü boş yeri kiralamışlardı” diyor. Tahir Elçi’nin öldürüldüğü 28 Kasım’dan sonra ilan edilen sokağa çıkma yasağıyla birlikte İskenderpaşa’ya göçün arttığını söyleyen Ürün, “İnsanlar günlük yevmiyle çalışarak, 30-40 liraya ev geçindiriyor. Şimdi perişanlar. Yasakla birlikte daha da mağdur oldular. Fakir fukara buraya göç edip geldi. Buradan sonra ne yapacaklar” diye soruyor. Mahalleye yaklaşık 40 ailenin göç ettiğini söyleyen Ürün, muhtarlığını bulunduğu sokağa yakın yere 6 ailenin yerleştiğini söylüyor. Mahalle halkının perişan olduğunu anlatan Ürün de bir an önce barışın gelmesi gerektiğini ifade ediyor.
3 çocuk annesi Melek Alpaydın’ın katledildiği evin bulunduğu sokakta sessizlik hakim