1128 akademisyenden kalıcı barış çağrısı: Bu suça ortak olmayacağız
Müzakere sürecinin ‘buzdolabına kaldırılmasıyla’, sürekli hale gelen sokağa çıkma yasakları ve bitmeyen ölümler akademisyenleri harekete geçirdi. 89 üniversiteden 1128 akademisyen, “Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi” çağrısı yaparken, “Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını” da istedi.
Barış İçin Akademisyenler eş zamanlı olarak, İstanbul’da Taksim Gönen Otelde Ankara’da Mülkiyeliler Birliğinde çağrılarıyla ilgili basın açıklaması yaptılar.
AĞIR BİR İHLAL
Barış için Akademisyenlerin, Taksim Gönen Otel’deki açıklaması Kürtçe ve Türkçe okundu. Kürtçe metni akademisyen Dr. Yıldız Önen okurken, Türkçe metni Dr. Alper Açık okudu. Açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkum etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir” denildi.
Uluslararası hukukun gereklerine dikkat çekilen açıklamada şöyle devam edildi: “Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye’nin kendi hukukunun ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir.”
‘SÜRGÜN POLİTİKASI SON BULSUN’
Barış İçin Akademisyenler, açıklamalarında uygulanan sürgün politikasına da dikkat çekerek şöyle dediler: “Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz.”
MÜZAKERE VE KALICI BARIŞ ÇAĞRISI
“Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz” denilen açıklamada, bu sürece ilişkin gözlemcilerin önemine de vurgu yapıldı: “Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz.”
‘DEVLET ŞİDDETE SON VERSİN’
Açıklamada, devlete şiddete son vermesi çağrısı yapıldı: “Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, Meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.”
‘TÜM ÖLÜMLERDEN DEVLET SORUMLU’
İmza metninin okunmasının ardından İstanbul Üniversitesinden Doç. Dr. Zeynep Kıvılcım, imza sürecine ilişkin bilgilendirme yaptı. Metne Şili’den Amerika’ya, Avusturya’dan Meksika’ya, Mısır’dan İtalya’ya 89 üniversiteden 1128 akademisyenin destek verdiğini belirten Kıvılcım, kısa sürede bu kadar yoğun ilgi beklemediklerini söyledi. Devletin özellikle Türkiye’nin batısının sessiz kalması için baskı kurduğunu belirten Kıvılcım, “Tüm ölümlerden devleti sorumlu tutuyoruz. Devlet asker ve polis ölümlerinden de sorumludur” dedi.
‘KAMUOYU OLUŞTURACAĞIZ’
Üniversitelerdeki baskıları Kürt illerindeki baskılardan ayrı görmediklerini söyleyen Kıvılcım şunları söyledi:”Barış isteyenlerin hain ilan edilmesi de aynı bütünün parçalarıdır. Bütün bunlara karşı örgütleneceğiz. Barış ve direnme hakkını savunacağız. Muhalif kimlikleri nedeni ile tutuklanan arkadaşlarımız ve öğrencilerimizle dayanışmaya devam edeceğiz.”
Önümüzdeki günlerde Kürt illerine giderek araştırmalar yapacaklarını ve oluşturulan raporları ulusal ve uluslararası kamuoyuna sunacaklarını söyleyen Kıvılcım, “Bugüne kadar Kürt sorunu olarak tanımlanan sorunun siyasi zeminde çözülmesi için kamuoyu oluşturmaya devam edeceğiz” dedi.
‘SAVAŞA ORTAK OLMAYACAĞIZ’
Barış için Akademisyenler, Ankara’da Mülkiyeliler Birliğinde basın açıklaması yaptı.
Aynı açıklamayı Ankara’da da Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden Prof. Dr. Işıl Ünal okudu. (İstanbul-Ankara/EVRENSEL)
AÇIKLAMADA İMZASI BULUNAN AKADEMİSYENLERDEN BAZILARI
Prof. Dr. Ayşen Uysal, Prof. Dr. Ali Akay, Prof. Dr. Ali Gökmen, Prof. Dr. Ahmet Haşim Köse, Prof. Dr. Ahmet İnsel, Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr. İzzettin Önder, Prof. Dr. Melek Göregenli, Prof. Dr. Mesut Yeğen, Prof. Dr. Mine Gencel Bek, Prof. Dr. Nilay Etiler, Prof. Dr. Nilgün Toker, Prof. Dr. Nilüfer Göle, Prof. Dr. Nur Betül Çelik, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Prof. Dr. Özdemir Aktan, Prof. Dr. Işıl Ünal, Prof. Dr. İnci Gökmen, Prof. Dr. İrfan Açıkgöz, Prof. Dr. Nejla Kurul, Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Doç. Dr. Ayşen Candaş, Doç. Dr. Ceren Sözeri, Doç. Doç. Dr. Esra Arsan, Dr. Murat Birdal, Yrd. Doç. Dr. Nazan Üstündağ, Yrd. Doç. Dr. Sinan Birdal, Yrd. Doç. Dr. Suncem Koçer.
Açıklamada Noam Chomsky, David Harwey, Etienne Balibar, Judith Butler, Immanuel Wallertein gibi yabancı akademisyenlerin de imzası bulunuyor.