11 Ocak 2016 10:41

‘Yüksek güvenlikli geçici polis noktası’ ile amaçlanan ne?

"Terörle mücadele" adı altında her mahalleye "yüksek güvenlikli geçici polis noktası" kurulması planına tepki gösteren hukukçular, bunların bir nevi mahalle muhtarlığı gibi çalışıp faili meçhul ve işkencelerde başat rol oynayacağını dile getirdi. Avukatlar, uygulamanın yasal olmadığını belirterek, hukuki mücadele başlatacaklarını söyledi.

Paylaş

Türkiye'yi polis devletine çeviren AKP hükümeti, şimdi de "Terörle mücadele" adı altında her mahalleye "yüksek güvenlikli geçici polis noktası" kurmayı hedefliyor. İlk etapta, Şırnak, Hakkâri, Mardin, Ağrı, Van, Bitlis ve Muş'ta, kritik 38 noktaya "yüksek güvenlikli geçici polis noktası" kurulması planlanırken, önümüzdeki bir yılda, aralarında İstanbul, Ankara, İzmir, Aydın, Adana, Mersin'in bazı mahallelerinin de bulunduğu 29 il ve 129 ilçede, 190 noktada "kalıcı polis noktaları" kurulması gündemde. Hukukçular ise uygulamanın yasal olmadığını belirterek, yönetmeliklerde yapılacak bir değişiklikle yasalaşması halinde konuyu yargıya taşıyacaklarını belirtti. 

'F TİPİ KARAKOLLAR KURARAK TOPLUMU DAHA ÇOK TERÖRİZE EDECEKLER' 

Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkez Yöneticisi Ramazan Demir, "yüksek güvenlikli geçici polis noktası" tabirinin F tiplerinden hatırlandığını belirterek, "Tutsakların hayatını cehenneme çevirmek için F tiplerini ortaya çıkardılar, demek ki normal karakollar yetmiyor onlar da bu şekilde her mahalleye karakol kurmayı hedefliyor. Halkın hayatını bu şekilde cehenneme çevirecekler" dedi. 

Bu tür karakolların toplumda korkuyu artıracağını ve mahallelerin terörize edileceğini söyleyen Demir, "İnsanların kapısının önüne F tipi karakollar kurarak toplumu daha çok terörize edecekler. Bu düzenlemenin ne şekilde hayata geçirileceğinin kaynağını bilmiyoruz. Meclisteki ana muhalefet partisinin AYM'ye dava açması gerekiyor, eğer yönetmelikle bunu uygulamaya geçirirlerse ÖHD olarak biz de tüm hukuk yollarını kullanıp iptal edilmesi noktasında harekete geçeriz" diye konuştu. 

GÜVEREN: AİHM'E TAŞIYABİLİRİZ

Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Banu Güveren de mevcut yasalara göre böyle bir şeyin yapılamayacağını söyleyerek, ulusal ve uluslararası mevzuatları Türkiye'nin ihlal edeceğini söyledi. "Çünkü polisin kanun yönetmeliği var, hepsi buna tabidir bundan daha fazla yetki kendilerine verilemez" diyen Güveren, "Ancak çıkaracakları yönetmelik ile bunu yasallaştırabilirler" dedi. 

İç Güvenlik Yasası ile polisin zaten doğrudan vurma yetkisi aldığına dikkat çeken Güveren, Dilan Kortak ve Dilek Doğan'ın katledilmesinde bunun yansımalarının görüldüğünü belirtti. "Yüksek güvenlikli geçici polis noktası" kurulması hayata geçerse buna karşı ulusal ve uluslararası hukuku harekete geçirmek için çalışma yapacaklarını dile getiren Güveren, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) de taşıyabileceklerini söyledi. 

YEŞİL: KORKU TOPLUMU YARATILMAK İSTENİYOR

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gökmen Yeşil de yüksek güvenlikli geçici polis noktalarının insanları sindirmek için kullanılacağına ve korku toplumu yaratılmak istendiğine dikkat çekti. Mahallelerde resmi veya sivil görevlilerden oluşacak ve halka karşı mücadele edecek sivil milisler kurulacağı endişesi taşıdıklarını söyleyen Yeşil, bunların bir nevi mahalle muhtarlığı gibi çalışacağını ve bu kesimlerin adlarının sık sık faili meçhuller ve işkencelerle anılacağını dile getirdi. Halklar üzerindeki böylesi bir baskının özellikle psikolojik olarak korkuya neden olacağını ifade eden Yeşil, uygulamanın yasal hiçbir dayanağı olmadığını da sözlerine ekledi. (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Ankara Katliamı'nda yitirilenlerin aileleri gizlilik kararının kalkmasını istedi

SONRAKİ HABER

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan görme engellilere e-okul engeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa