18 Ocak 2016 11:26

Metalin görünmeyen yüzü kadın işçiler

Paylaş

Arzu ERKAN
Kocaeli

Metal sektöründe erkek işçi istihdamı kadın işçilere oranla hayli yüksek olsa da, başta otomotiv sektörü ve yan sanayileri olmak üzere geçmiş yıllara oranla kadın işçi sayısı artıyor. Metal direnişi sırasında erkek işçilerle omuz omuza veren kadın işçiler, “Eşitlik istiyoruz” diye haykırıyor, ek zam talebinin yanına kreş hakkını da ekliyor. Patron ve sendikal bürokrasi baskısının üzerine eşlerin, babaların, abilerin baskısına da göğüs geriyorlar. 

25 yıllık Kadriye Ayhan da o işçilerinden biri. 19 yaşında işe başladığı Federal Mogul’dan metal direnişi sırasında Türk Metal’den istifa edip Birleşik Metal-İş’e üye olduğu için işten atıldı. 25 yıllık işçilik hayatında, fazla mesai adı altında günde 12 saat çalıştırılmaya, annesi kalp krizi geçirdiğinde bile izin verilmemesine, çay içme yerleri olmadığı için tuvalette çay içirilmesine, hamile kaldığı öğrenilen arkadaşlarının işten çıkarıldığına tanıklık etmiş. 

TAŞ OLSA ÇATLAR

Federal Mogul 7 gün 24 saat çalışan bir fabrika. Üç vardiya çalışılan fabrikada üretimin aksamaması için hafta tatillerinin sürekli değiştiğini anlatıyor Ayhan ve devam ediyor: “Üç ayda bir 1 gün geriye atardı hafta tatilimiz. Böyle olunca da bütün yaşamımız fabrikaya göre düzenlenmişti. Sabah sekizde girerdik fabrikaya, çoğu zaman akşam sekizde çıkardık. Öyle günler oldu ki, iki vardiya 16 saat çalıştık. Böyle çalışan işçilerin aile hayatı, sosyal hayatı olur mu? İşten çık, eve gel yat.”

Bu koşullar altında çalışan bir kadın işçi olarak bekar olduğu için kendisini şanslı sayıyor: “Evli arkadaşlarımız bir de evde çalışıyorlar. Yemek, temizlik, ütü çamaşır, çocuklar. Bu tempoyu ne fiziksel, ne de ruhsal olarak kaldıramıyorsun. O kadar çok ki antidepresan kullanan işçi sayısı! Çocuğu hastalanır, izin ister, izin verilmez. Hafta tatilini değiştirmek ister ailesi ile vakit geçirmek için, izin verilmez. Annem kalp krizi geçirmiş, iki gözüm iki çeşme ağlıyorum, o gün bile izin vermediler bana. Bu koşullarda taş olsa çatlar.” 

Fabrikada 100’e yakın kadın işçinin çalıştığını anlatan Ayhan, hamile kalan,  doğum iznine ayrılan kadın işçilerin çoğunlukla işten çıkarıldığını belirtiyor. “Bizde doğum iznini kullanıp geri dönen arkadaşımız çok azdı. Gelenler de eski maaşlarıyla değil daha düşük maaşlarla işe başlatılırdı. Hamileliğini gizlerdi kadın işçiler, çünkü işten çıkarılabilirlerdi” diyor.

TUVALETTE İÇTİM ÇAYIMI

“Fabrikada kreş var mıydı?” sorusuna ise gülümseyerek cevap veriyor: “Bu koşullarda kreş olur mu? Zaten tutmuyor ki kadın işçiyi. İnkar etmeyeyim, bu koşullar az da olsa değişti. Bir kadın arkadaşımızın çabası ile o da. Hamile kaldığını öğrendiğinde Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne gitti. Haklarını öğrendi. Onun sayesinde şimdi kadın işçiler hamile kalınca işten atılmıyor, sadece gündüz vardiyasında çalışıyor.” 

Fabrikaya ilk girdiği günden beri kalite kontrol bölümünde çalıştığını dile getiren Ayhan, “Ben işim konusunda mütevazılık etmem. Benim yaptığım işi o fabrikada kimse yapamaz. 25 yılın deneyimi ile bunu söylüyorum. Ama kadın olmanız işinizi iyi yapsanız da erkek işçilerle aynı muameleye tutulmanızı engelliyor. Ayrımcılığa uğruyorsunuz. Her anlamda eşit muamele görmüyorsunuz. İlk işten atılan da siz oluyorsunuz. Terfi edemeyen de...” diye anlatıyor.

Yaşadıkları tüm bu sorunları fabrikada örgütlü Türk Metal yöneticileri ve işyeri temsilcilerine defalarca anlattıklarını, “Tamam halledeceğiz” denmesine rağmen hiçbir sorunun çözülmediğini ifade ediyor Kadriye Ayhan. “Çok basit ya, fabrikada çay içme yerimiz bile yok. Ben 25 sene tuvalette içtim çayımı. Çok fazla şey anlatmaya gerek yok. İşte sendika, işte Türk Metal” diyor.

ÇOK FAZLA BASKI VAR 

İşten atılma kaygısı ile yaşadıkları sorunlara ses çıkaramayan Federal Mogul işçilerinin korku duvarlarını aşmalarında, Bursa’da Renault merkezli başlayan direniş etkili olmuş. İş bırakma ya da fabrika işgali olmamış ama Türk Metal’den istifa etmişler. Daha demokratik ve daha mücadeleci olduğunu düşündükleri için Birleşik Metal-İş’te örgütlenme kararı alan işçiler, kendi deyimleri ile yarı yolda bırakılmışlar. Ayhan, “Biz üyeliği belli bir noktaya getirdik ama çoğunluğu sağlayamadık. Birleşik Metal’in bize öncülük yapması, yol göstermesi gerekirken yapmadı. Bizi yarı yolda bıraktı. Böyle olunca da arkadaşlarımız baskılarla Türk Metal’e geri döndü” diye konuşuyor.

Fabrikada az sayıda kadın işçinin istifa sürecine katıldığını söyleyen Ayhan’a göre bunun nedeni kadın işçiler üzerindeki baskının erkek işçilere göre daha yoğun olması: “Sadece patron ya da Türk Metal’le uğraşmıyor ki kadınlar. Eşleri, aileleri de baskı kuruyor üzerinde. Biz arkadaşlarımızın bu baskıyı aşmalarına yardımcı olamadık. Çok iyi örgütlenemedik. Bir anda karar aldık ve istifa ettik. Komite kurduk ama çalıştıramadık. Sorunlar devam ediyor mu içerde, devam ediyor. Bizler atıldık içerdekilere gözdağı vermek için. Asla kaybettik diye düşünmüyorum. Yapabileceğimizi gösterdik. Bir araya gelebileceğimizi. Ben Federal Mogul işçilerinin yeniden bir araya geleceğine inanıyorum.”

ÖNCEKİ HABER

Artık aldanmayalım

SONRAKİ HABER

Ayvalıtaş davasında yine tutuklama yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa