24 Ocak 2016 08:52
/
Güncelleme: 3 Ağustos 2017 07:41

Rakamların anlattıkları: Cizre 364, Silopi 140, Sur 106...

Faruk AYYILDIZ

2015’in Ekim ayı. Dönemin İçişleri Bakanı Selami Altınok, Anadolu Ajansı Editör Masası’nın konuğu. 2015’in Temmuz ayında PKK’ye yönelik başlayan operasyonlar hakkındaki soruları yanıtlayan Altınok, devlet cephesi adına savaşın bilançosunu da açıklıyordu: “2 binin üzerinde terörist öldürüldü.” (1)

4 ay içerisinde büyük kısmını savaş uçağı saldırılarının oluşturduğu devlet operasyonlarıyla 2 binin üzerinde gerillanın öldürüldüğünü iddia eden Altınok’un söylemleri yandaş medyada da yer bulmuş, “Örgütün beli kırıldı”, “Örgütte büyük panik”, “Kaçışlar başladı” başlıklı 30 yıllık tekrar haberler okur olmuştuk. Ardından savaş belli kentlerin ilçelerine kadar indi, kırsalda gerilla savaşından öte, YDG-H temelli “kent/milis savaşları” başladı. Devlet cephesi dahil kimsenin daha önce tecrübe etmediği, nereye evirilebileceği hususunda öngörülerde bulunamadığı savaş ise ilçe merkezlerinde devam hâlâ etmekte.

Yazının başlığı da tam olarak ilçelerde süren savaş ile alakalı. Gerçeklerin değil algıların siyasete ve dolayısıyla yaşama yön verdiği Türkiye’de devlet, kırsaldaki savaşa ilişkin verdiği rakamları bu defa ilçe merkezlerine taşıdı. Tankına, topuna, on binlerce özel harekatçısına karşı direnen Kürt halkının en yoksul gençlerinin her direniş alanında ellişer yüzer kayıp verdiği propagandasını yaptı ve yapmaya devam ediyor.

TSK’nin medyaya birkaç gün önce verdiği bilgilere göre hendek ve direnişin olduğu ilçelerde öldürülen milis/militan sayısı 600’leri aştı.(2)

KÜRTLERE KARŞI 'VATAN CEPHESİ'

Verilen bu devasa rakamlar kuşkusuz öylesine ve “hesapsız” değil. Devletin bu “ölü” ve “zafer” rakamlarıyla Türk ve Kürt halklarına farklı mesajları var. Olayın Batı, Türk halkı kısmında; AKP’nin 7 Haziran yenilgisinden 1 Kasım “zaferi” ve devamına uzanan süreçte milliyetçi cephe ile ulusalcıların büyük çoğunluğunu “savaş” politikalarına yedeklediğini hatırlatmak gerekiyor. Kürtlere karşı siyasal İslamcı, milliyetçi ve ulusalcılar tarafından kurulan “Vatan cephesi”, Batı’da AKP’nin savaş politikalarının teşhiri ve ifşasını oldukça zorlaştırmış durumda. Batı’daki büyük çoğunluk sessiz, tarafsız kalmak bir yana, medyanın da Kürt halkına karşı ürettiği nefret diliyle beraber savaşın tarafı olarak iktidarı destekler pozisyona sahip. Kürt halkına karşı başlatılan böylesi kapsamlı ve büyük savaşın devlet adına bir de prestiji olacaktı elbette ve devlet asla yenilmeyecekti. Bu “prestij savaşı”nın da en büyük aygıtı, şüphesiz ve yine, medya oldu. Yandaş medyanın ürettiği sınırsız yalan, uydurulan telsiz konuşmaları, masa başı haberleri sayesinde aylardır normal insan sınırlarını ve aklını zorlayan bir sarmalın içerisinde bulduk kendimizi. Birkaç mahallesinde hendeklerin kazılı olduğu küçük bir ilçede 364 kişinin öldürüldüğü haberi; ortada neredeyse tek bir cenaze, silah, görüntü olmadan servis ediliyor ve devlet için bunun adına “zafer” haberleri yapılabiliyor. Devam eden savaşa ilişkin öngörüde bulunmak kolay değil dedik ancak devletin askeri olarak istediği ilerlemeyi sağlayamadığını görmek için de kâhin olmaya da gerek yok. AKP kurmaylarının “1 hafta içerisinde tüm hendekler temizleniyor” demeçlerinin üzerinden haftalar geçti ve hendekler birçok ilçede olduğu gibi duruyor. Devlet adına bu başarısızlığın önüne ise “Komandolar devreye girdi”, “Bordo bereliler terörist avlayacak” ve benzeri zafer çağrışımlı savaş haberleriyle geçilmeye çalışılıyor. AKP’nin Batı’daki destek gücünün savaş psikolojisini diri tutabilmek adına, tıpkı geçmiş hükümetlerin yaptığı gibi, bu haberleri uzunca servis etmeye devam edeceği açık. Aksi halde algıların değil gerçeklerin konuşulduğu bir ortamda “Toplamda 352 terörist öldürüldü, 1 kaleşnikof tüfek ele geçirildi” haberi(3) “normal” karşılanamazdı. “PKK, ilçelere silah yığdı” haberlerinin sıkça yapıldığı bir dönemde 352 kişinin öldürüldüğü operasyonlarda sadece 1 kaleşnikofun ele geçirilmiş olması belli ki savaşı sadece AKP medyası dışında takip edenlerin garibine gidiyor. (4)

‘CENAZELER NEREDE’

Devlet tarafından servis edilen bu rakamların Kürtler cephesinde karşılığı ise çok basit ve net bir soruya tekabül ediyor: “Cenazeler nerede?​” Yandaş medya ve yazarları bu soruyu “Öldürülen teröristler mahallelere, kanalizasyonlara, hendeklere gömülüyor” şeklinde fantastik ama yaratıcı olmayan bir cevap ile geçiştirmeye çalışsa da söylediklerini kanıtlayabilecek somut bir belge, kanıt yok. Aynı medya ve yazarlar devletin çok başarılı operasyonlar ile ilerlediğini de yazıyor ancak, cenazelerin neden “ele geçirilen hendekler”in altından çıkarılmadığını yaz(a)mıyorlar. “PKK 10 bin silah depoladı” propagandasına rağmen “Öldürülen yüzlerce kişinin silahları nerede?​” sorusu ise hâlâ güncelliğini koruyor. “Ele geçirilen mühimmat” haberlerini detaylı incelediğimiz zaman da genellikle birkaç kaleşnikof, pompalı tüfek mermisi ile sınırlı kalıyoruz. Hatta biraz daha detaylı bakarsak ele geçirilenler arasında çökelek ve yufka ekmeğe bile rastlayabiliyoruz. Kudretli devlet hiç üşenmiyor ve yufka ekmeği biz vatandaşlarına duyuruyor.

Kuşkusuz savaş koşullarında net ve kesin bilgiye ulaşmak çok zor. Medyanın böylesi iktidar esiri olduğu ve devletçi pozisyon aldığı bir ortamda bu zorluk iki katına çıkıyor. Devlet açıklamalarına, medyasına güvensizliğin yanında hendek arkasında direnenlerin de savaşın seyrini, bilançosunu açıkladıkları düzenli medya ağları, organizasyonları yok. Hâl böyle olunca gerçek habere ulaşmak kolay değil ancak gelişmeleri yandaş medya dışında izleyip, basit şekilde mantık çerçevesine oturtma ihtiyacı duyan herkes kuşkusuz doğruya biraz daha yaklaşacaktır. Böylesi kriz dönemlerinde ise eleştirel medya takibi, şüphesiz, süregiden politikanın ifşa oluşunu kaçınılmaz kılmaktadır.     

(1)http://www.sabah.com.tr/gundem/2015/10/06/operasyonlarda-2-bin-terorist-olduruldu
(2)http://www.milliyet.com.tr/iste-oldurulen-terorist-sayisi—gundem-2181662//
(3)http://www.haber7.com/guncel/haber/1758021-tskdan-flas-aciklama-455-terorist
(4)455 teröristin 1 kaleşnikofu ortak kullanması: 455 teröristin 1 kaleşnikofu ortak kullanması:

Evrensel'i Takip Et