30 Ocak 2016 06:55

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Avrupa ülkelerinde mülteciler üzerinden sürdürülen politikalar, alınan önlemler histeri düzeyine ulaştı. Bir çok ülkede sığınmacılara yönelik alınan ya da alınması planlanan düzenlemeler, ‘terör korkusu’ üzerine toplumun çoğunluğunun bir paranoya haline çekilmek istendiğini gösteriyor.

Bu konuda en dikkat çeken gelişmelerin yaşandığı ülkelerin başında, en çok mültecinin ulaştığı ülke olan Almanya geliyor. Yılbaşında Köln’deki merkez tren istasyonu çevresinde Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinden geldiği ileri sürülen 1000 kadar kişinin Alman kadınlarını taciz ve tecavüz ettiği yönünde yapılan propagandanın önemli bir bölümünün asılsız olduğu ortaya çıktı. Ancak bu propaganda üzerinden Alman halkı arasında, özel olarak mültecilere, genel olarak göçmenlere karşı ön yargılar körüklendi. 
Bununla yetinilmedi, önümüzdeki hafta başlayacak karnaval öncesinde Köln’de büyük bir panik havası yaratıldı. İnşaat malzemeleri satan bir mağazaya giren kişinin kimyasal madde satın aldığı ve bunu karnavalda patlayıcı olarak kullanacağı ihbarı üzerine polis harekete geçti. Dört gün boyunca başta Köln’deki yerel basın olmak üzere, Almanya genelinde göçmen olduğu halinden belli kişinin fotoğrafı basına servis edildi.

Köln halkı arasında tedirginlik yaratıldı ve karnaval etkinliklerinin iptal edileceği propaganda edildi. Ancak, dört gün sonra kimyasal maddeleri satın alan kişi polise giderek teslim oldu. Ve anlaşıldı ki kimyasal madde temizlik için satın alınmış. 

HÜKÜMET DURUMDAN VAZİFE ÇIKARDI

Yılbaşı olayları üzerinden yaratılan korkuyu fırsat bilen hükümet önce küçük suçlara karışan mültecilerin sınır dışı edilmesini kolaylaştıran bir düzenlemeyi karar altına aldı. Bununla yetinmeyen koalisyon partileri bu kez aile birleşimine sınırlama getirdi. Buna göre, Almanya’da kalma hakkı verilen mülteciler aile birleşiminden iki yıl süreyle yararlanamayacak. 

HİTLER’İ ARATMAYAN UYGULAMALAR

Mültecilere karşı sürdürülen propaganda ve bu propaganda üzerinden toplumda yaratılan paranoya hali, Hitler faşizmi döneminde Yahudilere reva görülen uygulamaların benzerlerini gündeme getirdi. Almanya’nın Bonn kenti yakınlarındaki Bornheim’de erkek mültecilerin yüzme havuzlarına gitmesi bir süreliğine yasaklandı. Ardından başka kentler de bunu gündeme getirdi. Bir önemli adım da sığınmacıların üzerindeki para ve ziynet eşyalarının alınması oldu. Baden-Württemberg ve Bavyera eyaletleri tarafından gündeme getirilen bu öneri şu anda Danimarka’da uygulanıyor. Mültecilerin üzerinde bulunan 1340 avronun (10 bin kron) üzerindeki paraya el koymayı karar altına alan Danimarka, aile birleşimi hakkına da sınırlama getirdi. Buna göre sığınma başvurusu kabul edilenler ancak üç yıl sonra ailelerini yanlarına getirebilecekler. 
Hollanda, İsveç gibi ülkeler ise sığınmacıları kitlesel şekilde sınır dışı etmeyi gündeme getirdi. İsviçre sınır dışı edileceklerin sayısını 80 bin olarak açıkladı.

GERİCİLİK GÜÇLENDİRİLİYOR

Avrupa’nın değişik ülkelerinde birbirine benzeyen uygulamalar ve kısıtlamalar, özellikle “sığınma hakkı”nın ortadan kaldırmak için önemli adımların atıldığı anlamına geliyor. En önemlisi de mülteciler üzerinden çoğunluk toplum arasında yaratılan histerik durumu, bir taraftan var olan hükümetlerin daha gerici politikaları izlemesine yol açarken, diğer taraftan sağcı-faşist partilerin güçlenmesine yol açıyor. Almanya’da sığınmacıları hedefe koyan Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oyunun son tartışmalarla birlikte yüzde 10’a kadar çıktığı tahmin ediliyor. Yaratılan bu gerici havanın dağıtılması için sol, ilerici örgütler cephesinde ise atılan fazla adımlar yok. Tersine, bazı Avrupa ülkelerinde sol, sosyal demokrat partiler de mevcut kısıtlama politikalarının altına imza atarak kendi cephelerinden sürece katkı sunuyorlar.

MÜLTECİLERE YÖNELİK SALDIRILAR DA ARTTI

Federal İstatistik Dairesi tarafından yapılan açıklamayla göre, 2015 yılında mülteci yurtlarına yönelik saldırıların sayısı 1005 oldu. Bu rakam bir önceki yıla göre beş kat artış anlamına geliyor. En fazla sayıda sığınmacı kabul eden Kuzey Ren Vestfalya eyaleti, mülteci yurtlarına dönük saldırılarda da başı çekiyor. 
Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, göçmenlere yönelik suçlarla kararlı bir şekilde mücadele edileceğini belirtti. Bakan, mülteci yurtlarına dönük saldırıların bu denli artmış olmasının “Kabul edilemez” olduğunu söyledi. ARD kanalında konuşan De Maiziere, endişe ve eleştirilere anlayış gösterdiğini, fakat şiddet olaylarının bu anlayış konusunda sınır oluşturduğunu ifade etti. 

Evrensel'i Takip Et