02 Şubat 2016 10:59

Demisaş İşçileri: Renault işçileri başka bir yol gösterdi

Paylaş

Demisaş işçileri Birleşik Metal-İş Sendikası ve MESS arasındaki toplusözleşme görüşmelerinde sonuç alınamaması üzerine ocak 2015’te Türkiye genelinde 15 bin metal işçisiyle beraber greve çıkmıştı. Ve işçilerin bu grevi bakanlar kurulunun kararı ile henüz ikinci günündeyken “milli güvenliği tehdit ettiği” iddiasıyla yasaklanmıştı. 

Biz de bir Demisaş işçisi olan Birleşik Metal-İş Eskişehir Şube Sekreteri Recai Büyükbeyhan ve Demisaş işyeri temsilcileri Saim Taşgın, İsmail Garip ve Gürkan Başhan ile grevin muhasebesiyle başlayıp metal direnişine, asgari ücretten kıdem tazminatına ve Demisaş işçilerinin hayatlarına dair birçok konuda sohbet ettik.

ÖĞRENEN İŞÇİ DAHA ÇOK SORGULUYOR

İşyeri Baştemsilcisi Saim Taşgın grev sürecini şöyle değerlendirdi: “Neredeyse fabrikanın tamamının ilk greviydi. Öncesinde açıkçası grev bizim için bir merak konusuydu. Demisaş işçileri olarak iyi bir görüntü verdiğimizi düşünüyoruz. Talebimiz MESS’ten çıkılmasıydı. Bu gerçekleşemedi. Ancak süreç içerisinde belli kazanımlar elde ettik. Grev ne bıraktı dersek; öncelikle birliğimizi güçlendirdi. Eğitimlerde anlatılanları bu kez yaşayarak gördük. Hem temsilciler olarak bizde hem de bütün işçilerde bilinç ilerlemesi oldu diyebiliriz. Artık patronun da temsilcinin de işi daha zor. Temsilcinin de işi zor diyorum çünkü öğrenen işçi artık daha çok sorguluyor, soruyor. Bizlere de daha fazla iş düşüyor.”

MÜCADELEYİ BIRAKMADIK AMA...

Grevin muhasebesini yaparken konu Bursa’dan başlayıp yayılan metal direnişine geliyor. “2017’de tekrar TİS var. Bu sefer yasaklamayla bu işi kapatamazlar. Renault işçisi başka bir yol da gösterdi” diyorlar ve devam ediyorlar: “Bizim grevimiz yasaklanıp hakem kuruluna gittiği süreçte de bazı eylemlerimiz oldu. Birden mücadele bırakılmadı aslında. Ancak itiraf etmek gerekirse çok da güçlü olmadı. Bunda bizden kaynaklanan eksiklikler olduğu gibi bizim dışımızda sebepleri de var. Biz ana sanayi fabrikaları değiliz örneğin. Başka tedarikçi firmalara yönelebiliyorlar. Bunun dışında patronların Türk Metal’i kurtarma çabası da biraz daha toleranslı davranılmasına yol açmış olabilir. O dönemde işçi adeta MESS’in boğazına sarılmıştı. MESS de kendini kurtarmak için direniş olan, olmayan tüm fabrikalara para dağıttı. Bunu işçi sırf boğazımı bıraksın diye yaptı.”

Grev öğretti demiştik, artık temsilcinin işi de zor. Demisaş işyeri temsilcileri bundan şikayetçi değiller. Konuyu şu örneklerle açıklıyorlar: “Şimdi asgari ücrete zam yapıldı. Bizim fabrikada ücretler asgari ücretin üzerinde ‘Bu zam bizi nasıl etkileyecek, bize yansıyacak mı?’ gibi sorular sormaya başladı işçiler. Bu konuda hem temsilcilerden,hem sendikadan bir talep var. Genel merkezin de bunu değerlendireceğini düşünüyoruz. Zaten asgari ücrete zam yaptık derken birçok tüketim ürününe de zam yaparak fazlasıyla geri aldı AKP Hükümeti. CP Piliç örneği yanı başımızda. Rehava’da da benzer şeyler konuşuluyor. Asgari ücrete zam geldi diye ikramiyeleri kaldırmaya uğraşıyor patronları.”

SALDIRILAR ARTIYOR

AKP Hükümetinin işçilere her yönden saldırısı olduğunu söyleyen temsilciler, son saldırının kıdem tazminatı olduğunu belirtti. “Tazminatı fona devredelim, zaten işçilerin çoğu alamıyor” dendiğini hatırlatan temsilciler, buna tepkili: “Böyle bir bahane olabilir mi? Devletsen bunun önlemini al, herkesin kıdem tazminatını kendi patronundan almasını sağla. Fonların basına neler geldiğini biliyoruz bir kere. Hem fona devredilmesi demek iş güvencesini de ortadan kaldıracak. Ayrıca fondan paranı alabilmen de koşullara bağlanıyor. Benim paramı ben istediğim gibi kullanamayacağım. Paramı fona alacak, idaresini de o yapacak! Bu kabul edilemez.”

DANIŞMA MERKEZİ DEMİSAŞ

Demisaş işçisi bölge insanı için de bir yol gösterici. Farklı iş kollarından, farklı fabrikalardan işçiler de sorunları olduğunda Demisaş işçisine danışıyor. Onlardan fikir alıyor. Örgütlenme çalışmalarına da katkı sunmaya çalışıyor Demisaş temsilcileri. İşçilerin çoğu sosyal yönden de aktifler. Büyük bir şehirde yaşamamalarına rağmen fotoğrafçılık, resim, avcılık, çeşitli kulüpler, yardım kuruluşları, yerel yönetimler … Birçok alanda Demisaş işçisi varlık gösteriyor. “İşçi sadece makine başında çalışan biri değildir. İnsan bir kere sosyal bir canlı” diyorlar. 

Tabii Demisaş işçisinin çevre fabrikalardan bir adım önde olmasını da örgütlülükleriyle açıklıyorlar: “Mesela çok düşük ücretler, yoğun çalışma saatleri varken başka bir şey nasıl yapasın? Evden işe işten eve olur mecburen. Çok iyi durumdayız diyemesek de, çevre işyerlerine göre daha iyi durumda sayılırız. Sendikal eğitimlerin de katkısı var. Mesela toplusözleşmemizde piknik hakkı var. Organizasyon bizden masraflar patrondan. Sonra yılbaşını hep beraber kutladık, eğlence yaptık. Film festivali oldu, film gösterimi yaptık. Küçük yerde önemli bunlar. Ailelerimizle beraber 1 Mayıslara katılıyoruz. Yani örgütlü olmanın sosyal yönden de katkıları var. Bunlar örgütlü çalışmanın faydaları. Birleşe birleşe kazanacağımızı biliyoruz.”

DEMİSAŞ

Demisaş 1974 yılından bu yana Bilecik`te bulunan 130 bin metrekarelik üretim tesislerinde döküm alanında faaliyet gösteriyor. 

Bugün 650’yi aşan işçisiyle yıllık 80 bin ton üzerinde üretim kapasitesine ulaşmış durumda. Bu büyümenin kilometre taşları olarak Demisaş, 1989 yılında buzdolabı kompresörü, 1994 yılında otomotiv parçaları ve son olarak 2001 yılında fren emniyet parçaları üretmeye başlamıştır. İşçilerin geneli Bilecik merkez, Osmaneli ve Vezirhan ilçesinde yaşıyorlar ve tüm işçiler DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlü. Şube olarak da Eskişehir’e bağlı. Yani bir ayakları Eskişehir’de.

ÖNCEKİ HABER

Biraz güvenle birlikte hareket etmekle yol alabiliriz

SONRAKİ HABER

Türkiye Kupası'nda çeyrek ve yarı final kuraları çekildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa