02 Şubat 2016 12:12

Daha iyi bir yaşam ellerimizde

ölünmelere karşı birliği, güvensizliğe karşı güveni artırdığımız oranda istek ve taleplerimizi hayata geçirebiliriz.

Paylaş

NSK İşçileri-Eskişehir

Öznur Pres ismiyle pres, baskı, döküm ve dövme işlemleri ilk yerleşkesini 1994’te Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde açtı. 2000 yılında ise yine OSB’de NSK markası adı altında tam otomatik üretim yapan armatür fabrikasını kurdu. Şu an yılda 3 milyon armatür üreten 50’den fazla ülkeye ihracat yapan Türkiye’nin sayılı armatür firmalarından. 2016 yılına ise dünyanın en iyilerinden Roca Roca şirketiyle yaptığı ortaklıkla girdi.

Armatür üretiminin ilk adımı firmanın ilk yerleşkesinden başlar. Ham madde eritilip dökülür, preslenir, dişleri açılır ve böylece armatür olmak için ilk adım geçilir. Buradan armatür olacağı ikinci yerleşkeye gelir ve zımpara-polisaj, kaplama ve montaj işlemlerinden geçtikten sonra artık kullanılmaya hazır bir armatür oluşur. Ancak keşke her şey anlatıldığı kadar kolay ve zahmetsiz olsa. Biz işçiler için armatürün geçtiği her işlem ayrı ayrı zorluklarla dolu.

Polisaj-zımpara bölümünde oluşan aşırı ses ve çalışma sırasında oluşan toz, sürekli fazla mesai baskısı yer alıyor. Gerekli çalışma koşullarını oluşturmadan üretim sayısını arttırmaya çalışan patron zaman zaman küfürlerle baskı da uygulamaktadır.

Kaplama bölümlerinde ise sürekli olarak çalışan makinelere yetişme telaşesi var. Aynı zamanda tehlikeli ve kanserojen kimyasallarla içli dışlı çalışmak zorunda kalıyoruz. Montaj bölümünde yetiştirmek için her gün fazla mesaiye kalmak zorunda olduğumuz sevkiyat sayıları verilerek her zaman daha fazlasını üretmeye zorlanıyoruz. 

ARTIK DÜZENLİ ZAM YAPILMIYOR

Zaten hayat zor. Ayın sonu ucu ucuna denk gelirken kış ayıyla beraber; evde doğal gaz, kömür, çocukların hastane ve ilaç giderleri derken masraflar iyice arttı. Bunun karşısında ise kuru bir maaşla baş etmek neredeyse imkansız. Maaşın yetmeyeceği zamanlar fazla mesailerle takviye yapılsa da fazla çalışma vücudu olduğundan çok daha fazla yoruyor. Bu kadar sıkıntı varken bir de eskiden düzenli olarak yapılan zamların artık yapılmayışı da bizi daha zora sokan bir durum. 

NSK’de 6 ayda bir yapılan ücret zammı son 1 yılda ikinci kez ertelendi. İlk erteleme geçen sene 2 ay kadar sürmüştü, bu dönemki erteleme 2 ayı geçti. Asgari ücretin 1300 TL olacağı haberleri ertelemenin en büyük etkenlerinden birisi. Asgari ücret 1300 TL oldu fakat ocak ayıyla beraber gelen zamlarla birlikte daha asgari ücret zammı elimize geçmeden eriyip gitti. 

Yapılmayan bu zamla birlikte, çok uzak değil daha birkaç yıl önce patronun “Beraber üreteceğiz, beraber tüketeceğiz” dediği dönemden sonra üretenler hep işçi, kazanan ise daima patron oldu. Şimdi NSK’de asgari ücretin üzerinde ücret alan işçilerin gözü ocak ayında yapılacağı söylenen zamda.

PATRON ARZU ETTİĞİ GİBİ YAŞIYOR

Daha fazla kazanan “NSK”, spor alanında binlerce liralık sponsorluk anlaşmaları yapmış, patronu yöneticilikler ve başkanlıklar yapmıştır ve yapmaktadır.

Patron kendi istekleri arzuları dahilinde yaşarken biz işçilerin hak ve istekleri hep geçiştiriliyor. Yazın açılmayan camlar, kışın yakılmayan ısıtıcılar, banyo ve tuvaletlerin kötü durumu patronun hiç umurunda değil.

Patrona bireysel tepki göstermek isteyen, tepki göstermese bile patronun istediği gibi çalışmayan işçilere ise kapı gösteriliyor. Yanmayan ısıtıcılar için “Isınmak istiyorsanız hamama gidin”, sayılarını arttırmayanlar için “yan sanayiiye veririm malları”, biraz muhalif işçilere ise “Çalışacaklarsa çalışsınlar yoksa çeksin gitsinler kapı orada” gibi söylemlerle sürekli tehdit ve baskı uygulanıyor. 

Patronun bu tutumlarına karşı patron yanlısı işçi kardeşlerimiz ise çalışanların yanında olmak yerine “Aman patron ne diyorsa yapalım”, “Bak burayı satar”, “Kardeşine bile acımamış bize mi acıyacak” gibi sözlerle patron tarafında iyice saf tutmaktadır.

SENDİKA KONUŞULAMIYOR

Bırakın sendikayı tartışmayı bir sendikanın başkanının ismini öğrenmek istediklerinde dahi  “Burada bunlar konuşulmaz, yasak konuşmayın” diye tepki gösteren patron taraftarları, çalışanların herhangi bir sendikal mücadele içerisine girmelerinden aşırı derecede tedirgin oluyor.

Şimdiye kadar sessizliğini korumuş olan biz NSK işçilerinin bu kötü koşullara dur demesi gerekiyor. Fabrikaları, firmaları, ürünleri değerli kılan biz işçiler yani onları üretenlerdir. Fabrikalarda daha fazla söz sahibi olması gerekenler de bizleriz. 

NSK’nin ROCA ile yaptığı ortaklık anlaşmasından sonra geleceğimizin ne olacağı konusunda bir fikir sahibi değiliz. İşçilerin bir bölümünün işten çıkarılacağını söyleyen patron yardakçıları, diğer yanda “Ben size ne kadar verirsem o kadar alırsınız“ diyen patron, bir taraftan biz ne dersek öyle çalışacaksınız diyen müdür. Bütün bu baskılara, olası işten atmalara karşı NSK çalışanları olarak birlik olmak zorundayız.  Alınmayan zammın, iş güvencesinin patronun iki dudağında olması, herhangi bir durumda derhal kapının gösterilmesi ve daha birçok sorunun çözümü için sendikalı olmalıyız.  Birbirine güvenmeyen ve birbirinden uzak duran hiçbir kardeşimiz başarıya ulaşamaz. Bölünmelere karşı birliği, güvensizliğe karşı güveni artırdığımız oranda istek ve taleplerimizi hayata geçirebiliriz. 

ÖNCEKİ HABER

Eskişehir, Emek Partisi ve işçi sınıfı

SONRAKİ HABER

Meşru ve fiili hukuk!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa