‘Bizim için tatil hayal’
İşçi arkadaşlarımızla gazetemizin eki için sözleştik ve uygun bir zamanda sohbet ettik. İşçilerin sıkıntılarından biri de tatil yapamamak. İşçilerden bir kısmı son on yıldır bırak tatili doğru düzgün izin bile kullanamadığını söyleyerek başladı söze. Zaten birkaç iş değişikliği yaptığını her gittiği yerde sen yeni başladın ilk yılın vb. diyerek izin kullanamadığını söyledi. Diğer zamanlarda yıllık izinlerini birkaç parçaya bölmüş ve hemen her seferinde dışarıda işler yaparak bütçesine katkı sağlamış.
BELKİ ÇOCUKLAR GÖTÜRÜR
Daha önceden tanıştığım ve sohbetimizin hayli ilerlediği bir işçi arkadaş “Tatil nedir unuttuk biz. Bize göre tatil başka dünyaların insanlarının işi. Denize gitmeyi, kamp vb. tatil yapmayı sadece televizyonlarda görebiliyoruz” diyor. Bazen çocukları izlemesin, duymasın diye televizyonu bile açmak istemediğini anlatıyor. “Yıllık izne ayrılmada sorun yok. Ama bütün yıl aldığı parayı hesaplayıp çarpıp toplasam da şöyle bir denize gidip 2-3 gün tatil yapabilecek bir para bulamam” diyor. İşçi kendisiyle birlikte kalan annesinin emekli aylığının destek verdiğini aktarıyor. Bu nedenle en fazla yaz aylarında kayınpederinin köyüne gidebiliyor. Burada da en fazla 3-5 gün durabildiğini geri gelip evin eksiklerini tamamladığını anlatan işçi, köyde kaldığı sürede de kışlık erzak hazırlıkları yaptıklarını dile getirdi. Köyden bulgur nohut fasulye geliyormuş. “Önümüzdeki günlerde horanta büyücek” diyor gülümseyerek. Söz yine tatile geliyor: “Bundan sonra tatil bize hayal artık. Belki çocuklar büyür onlar götürür bizi” diyor kahkaha atarak.
ÇOCUKLAR DENİZ İSTİYOR
Biraz kıdemli olan işçilerin Baba Salih dedikleri işçi söz alıyor. En güzel tatil kaplıca tatili diyor. Yaz aylarında kısa süreli bir izne ayrılıp köye gidip geldiğini, geri kalanında kardeşiyle beraber çoluk çocuk toplanıp kaplıcaya gittiğini anlatıyor. “Artık yaşlandık bize ancak böyle gider“ diyor. Çocukların ise sürekli denize gitmek istediğini anlatan Salih, “Eninde sonunda o taraflara götüreceğiz çocukları artık borç harç” diyor.
En genç olan işçi “Abi elbet bizim de yabancı işçiler gibi tatile çıkacağımız günler gelecek. Sadece tatile çıkmak değil insan gibi yaşamak geleceğe güvenle bakmak barış içinde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bütün bunları buradaki bütün işçi kardeşlerimiz beraber yapacağız. Başka çaremiz yok” diyor.
BİR ONLARA BAKTIM BİR KENDİME
Aramızdaki iki kadın işçiden birisi olan Hülya “Ben şanslıyım“ diye giriyor söze. İşe gireli 7 yıl olmuş. Son 3 yıldır ailesinin de desteği ile birlikte Alanya taraflarında 4 yıldızlı bir otele gitmişler. Hayatımnda ilk kez denize orada girmiş. İlk gittiği günlerde çok şaşırmış. Çok sayıda otel binlerce yabancı varmış. Ve bunlar büyük çoğunlukla diğer ülkelerden gelen işçilermiş. “Bir onlara baktım bir kendime” diyor ve devam ediyor: “Kendi ülkemde zenci gibi hissettim kendimi.” Onların işçi olmalarına her yıl buralara gelip tatil yapmalarına çok şaşırmış. “Ben birkaç gün kendi ülkemde tatil yapmak için aylarca çalışıp gelemiyorum. Onlar ülkelerinden fersah fersah uzaklarda tatil yapıyor” diyor. “Bu yıl Rus turist gelmezse belki otel fiyatları düşer. Annemleri ikna edersem daha iyi bir otele gidebilirim“ diyor.