Metal uçlu kara kalem
Yahya KAYA
Eskişehir
Sinan Elmas, on iki yıllık işçi. Evli ve bir oğlu var. Üç buçuk yıldır Demisaş’ta çalışıyor. Metal grevinde tanışıyoruz Sinan’la. Hani şu ikinci gününde ‘milli güvenliği tehdit ettiği’ bahanesiyle yasaklanan grevde.
Tüm iş arkadaşlarıyla beraber o da grevde. Bir taraftan da çektiği görüntülerle grev gününü ölümsüzleştiriyor. Elindeki fotoğraf makinesiyle diğer işçilerden biraz ayrışıyor. Sonra öğreniyoruz ki fotoğrafa olduğu gibi karakaleme de meraklı Sinan. Konuştukça öğreniyoruz yeteneklerini, meraklarını, hayat mücadelesini…
Resme merakı aslında çocukluktan geliyor. “Bu hevesim ilkokulda vardı. Fakat okulda olsun, evde olsun ders yapmaz resim çizer mantığıyla resimden uzaklaştım. İlkokulda defterlerin arkasına bir şeyler karalardım sürekli. Sonra da öğretmenlerden sopa yerdim” diyor.
Ortaokulun ilk yılında okul bahçesindeki çam ağacının kabuklarından gemi yapıyor. Daha sonra da çeşit çeşit arabalar. “Herkes imrenirdi. İşte burada cesaret geldi” diyor. İş hayatına da erken atılıyor Sinan. Hem okuyor hem çalışıyor. Kışın sabahın dördünde portakal kasası taşıyor bir akrabasının yanında. Sonra da üstünü değiştirip sabah yedide okula… “Lise yılları daha rahattı” diyor “Ne de olsa meslek lisesi.” Ama “Keşke güzel sanatlar okuyabilseymişim” diye de ekliyor.
Lise bitince pazarda çalışmaya devam, peşine de askerlik. Fabrika işçiliği askerden döndükten sonra başlıyor. Önce Cesan Vinç adında bir fabrikada çalışıyor. CNC operatörlüğünü burada öğreniyor. Sonra Arslan alüminyum fabrikasında çalışıyor bir süre. Kısa bir süre de Seranit fabrikasında forklift tamirciliği.
Çalıştığı işlerde ya maaşı az geliyor, ya da maşını hiç alamıyor. “Hem sevdiğim bir iş” deyip “Nasıl olacak bakalım” diye merak ediyor. Dükkan açıyor, oto ses sistemleri üzerine. Orada da krizin üstesinden gelemiyor. Dükkan kira masraflarını karşılamıyor ve kapatmak zorunda kalıyor.
Gerisini söyle anlatıyor: “Dükkandan kalan borçları kapamak için sadece çalışmam gerekiyordu. Halen çalıştığım Demisaş’a girdim. Hem de ek işler yaptım. 2 sene boyunca evin önünde araba tamiri yaptım, müzik sistemi yaptım. Evimde silikon alçıdan kalıp yapıp biblo, kül tablası, oyuncak yapıp sattım. Borcumu kapadım.”
Karakalem çalışmalarına ve fotoğrafa hâlâ devam ediyor. “Ailem destekliyor, iş arkadaşlarım teşvik ediyor zaten” diyor. Zaman zaman kendi portrelerini yaptırıyorlar Sinan’a. Karşılığında da Sinan’ın kullandığı kalemlerden hediye ediyorlar. “Ben kimseden ders almadım. İnternetten videoları izleyerek geliştirdim biraz da kara kalemi” diyor. Ama oğluna kendisi ders veriyormuş. Onun da yetenekli olduğunu söylüyor.
Geleceğe dönük hayalleri mi? “Ne yazık ki hayalim yok. Sadece emekli olmak istiyorum” diyor.