02 Şubat 2016 12:47

Direnişin kal’ES’i

Paylaş

Barış GENÇYILMAZ

Anadolu’da direnmek adettendir. Bazen düşmana bazen de dosta direnmek gerekir. Tarihini acıyla kanla yazan ama her zaman daha onurlu günleri görmek için ayakta kalan Anadolu’nun direngen futbol tarihini yazmak Eskişehirspor’a kalmıştır. Ve umuyoruz ki yazmaya devam edecek!

ES-ES’İN TARAFTARI, TARAFTARIN ES-ES’İ

Eskişehirspor demek fabrikalardan tribünlere bandın üstünde akıp gitmek demektir. ES-ES demek ağır bir vardiyanın ardından izne çıkmak demektir, çocuğunun elinden tutup maça gitmek demektir. Hayatı boyunca görmediği, göremeyeceği yerleri deplasman otobüsüyle görmek demektir. Kalabak suyu, lületaşı, Hamamyolu, cadde esnafı, esnaf lokantaları, çiğ böreği, balabanı, Odunpazarı ve neyi varsa maç günü kırmızı siyahtır. Kurucu Aziz Bolel’in bizzat tasarladığı “ES” amblemi şehrin en bilindik sureti ve “Bizans” diye anılan büyük sermaye takımlarının korkulu rüyası. Sokak aralarından yetiştirdiği topçularla inanılmaz başarılara (Mesela 1971 Sevilla zaferi 3-1) ulaşan ES-ES’in en büyük dayanağı ne sponsorlar ne de boyalı İstanbul basını. ES-ES’in varı yoğu, ES-ES olanlardır. Bu şehrin alnı terleyenleri, eli iş tutanlarıdır.

“ES-ES’im bak işte, taraftarın her zamanki yerinde
 Sen iste, geliriz, senin için seve seve ölüme”

EMEKÇİNİN ES-ES’İNİ DE ÇALIYORLAR

Peki tüm bu güzellemelerin dışında bugün gelinen nokta? Kime dokunsak ah ediyor, onu sorma diyor. Emekçinin elinden ES-ES’i de çalı-yorlar. O benim çocukluk aşkım diyor bir ağabeyimiz. Eskişehirspor’un karanlık günlerinde de  yanında şehrinin emektarları var, değişmiyor. 93-94 sezonu 2. lig playoff maçında 32 bin biletli seyirciyle rekor kıran deplasman taraftarı, 2007-2008 sezonunda Süper Lig’e yükselirken Boluspor karşısında yine tribündeydi. Kendi bandosunu kurdu, kendi koreografisini yaptı, kendi tribününü yarattı, kendi şehrine kendi emeğiyle sahip çıktı.

Bu direnç özümüzden gelir, birliğimizden gelir. Sıkılan yumruktan ve bıkılan yağmadan gelir. Bugün Eskişehirspor’u düştüğü yerden “kaldırmak isteyen el” organizede “metali işleyen el”dir. 

Cebindeki son parayı maç biletine verenleri, karnı açken maça girenleri gördük biz bu şehirde. “Asgari ücret 1500 lira mı olsun yoksa ES-ES ligde mi kalsın?” diye sorduğumuzda OSB’de, ES-ES’i rızkına eş tutan tavrıyla “Asgari ücret 1500 olsun ama ES-ES’im de ligde kalsın” diyor işçiler. Bizans’ın basını, sermayesi, satın aldığı klüp yöneticilerine rağmen Eskişehirspor’un hâlâ direniyor olmasının sırrı bu cevapta gizlidir. İşte en başta söylendiği gibi ES-ES direniş demektir! Ama şunu bilmek gerekir; bu direnç günü geldiğinde yalnız düşmana değil, dost görünen başarısız yöneticilere de gösterilir. Ligin ilk yarısını düşme hattında tamamlamasında taraftarın zerre payı olmadığı gibi stadları 3. lig günlerinde dahi boş bırakmayanlar ES-ES’in ve EMEĞİN gerçek dostlarıdır!

ES ES ES Kİ KİKİ ESKİ ESKİ ES!

ÖNCEKİ HABER

Eskişehir'de sanat emekle güzeldir

SONRAKİ HABER

İşçi semti: Emek Mahallesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa