Bir Efsaneden Daha Fazlası: Metin Oktay
Jenerasyon olarak benim gibi, ona yetişemeyenlerin ortak hayıflanmalarıdır kanımca; ‘Ne olurdu bir kere onu canlı izleyebilsek?’
Onur GÜMÜŞ
Tekyumruk taraftar grubu
Denizli
Hakkında söylenecek çok fazla söz, kurulacak çok fazla cümle, anlatacak binlerce anı biliyoruz. Ben daha çok bilinmeyenlere değinmek istedim. Jenerasyon olarak benim gibi, ona yetişemeyenlerin ortak hayıflanmalarıdır kanımca; ‘Ne olurdu bir kere onu canlı izleyebilsek?’ Ağları yırtan golü , yediği tekmelere ; tekmeler ile cevap vermek yerine mücadelesi , azmi , beyefendiliği ile sadece Galatasaraylıların değil tüm futbol tutkunlarının efsanesi olmayı başarmıştır Metin Oktay. Kendi adıma konuşmam gerekirse; günümüz futbolunda gol attıktan sonra, sırf bir yerlere yalakalık olsun diye ‘rabia’ işareti yapanı da gördüm. Formasını giydiği milli takımın taraftarına ana avrat küfür eden futbolcu da gördüm. Aldığı son model aracı ile medyaya şov yapan(!) futbolcu da gördüm. Mesele sadece futbolcu görmek ise, en çok görmem gereken Metin Oktay’ı göremedim. Ama mesele sadece futbolculuk değil. İşte tamda bu noktada Metin Oktay’ı efsaneleştiren başka konular var.
Galatasaray’a gelişi mesela...
1954 yılında profesyonelliğe ilk adımı atarak İzmirspor ile sözleşme imzalamıştır. O dönemin lig sistemi şuan ki sistemden farklı olduğu için İzmirspor, sadece İzmir takımlarının bulunduğu ‘İzmir profesyonel liginde’ mücadele etmektedir. Metin Oktay İzmirspor kariyeri boyunca çıktığı 18 maçta 17 gol atarak “İstanbul takımlarına karşı oynamadan” birçok kulübün dikkatini çekmiştir. Genç futbolcunun namı o kadar yayılmıştır ki dönemin en büyük futbol otoritelerinden biri olan Baba Gündüz’ün de kulağına gelir. Baba gündüz genç Metini izlemek için İzmir’e doğru yola çıkar. Metin’in oynadığı maçın sadece ilk 45 dakikasını izler ve sinirli bir ses tonuyla ‘ Beni ta İzmir’e kadar bu adam için mi getirdiniz!’ diyip stadyumdan ayrılır. Kimse Baba Gündüzün verdiği tepkiyi anlamaz, herkes şaşkınlık içindedir. Ama aslında Baba Gündüz stratejik taktik belirlermiş ve rakiplerini egale etmek için böyle bir yola başvurmuştur. Arabaya biner binmez kurmaylarına ‘ bu çocuğu sakın kaçırmayın, onu Galatasaray formasıyla görmek istiyorum der. Metin Oktay’ın adı her gün başka bir kulüp ile anılmaya başlamıştır. Ama Metin Oktay’ın aklında Galatasaray’dan başka takım yoktur, olmayacaktır. İzmirspor’un Metin’e yaptığı, dönem futbolcularının çoğunun ret edemeyeceği teklifi Metin Oktay çok düşünmemiştir. Gönlünü kaptırdığı ilk eşi olan Oya Hanımın babası İzmirspor’un üst düzey yöneticilerinden birisidir. Metin milli takım kampı için Moskova’da bulunduğu sıra Oya Hanım’ın basına yaptığı ‘Metin İzmir de kalacak, İstanbul’a gitmeyecek’ açıklamaları Metini kızdırmıştır. Oya Hanımın ısrarla İzmir’de kalmak istemesi durumu öyle bir noktaya getirir ki Oya hanımın kurduğu o cümle Metin Oktay efsanesinin fiilen başlamasına neden olacaktır.
'YA GALATASARAY YA BEN?'
Baba gündüz bir sabah Turgay Şeren’i yanına çağırır. Turgay Şeren dönemin Galatasaray takım kaptanıdır.
“ Bak Tugay “ diye söze başlar...
“İzmir’den pırıl pırıl bir genç gelecek. Onu Galatasaray’a kazandıralım kaptan. Ona bu futbolculuğunun yanı sıra, Galatasaraylılığı öğretelim. Bir Galatasaraylının ne gibi meziyetlere sahip olması gerektiğini aklına sokalım. Al Metin’i, onunla beraber yaşa. Kamplarda aynı odada kal. Saha dışında da her gün onunla beraber ol diyemem ama genelde hayatınızı paylaşırsanız, inanıyorum ki, Metin Oktay yalnız futbolculuğu ile değil, beyefendiliği ile Galatasaraylılığı ile, futboldaki krallığı ile Türk futboluna imzasını atacaktır.”
Turgay Şeren’in dediği gibi olur her şey. Metin Oktay Galatasaray forması ile çıktığı daha ilk maçında takımının ilk golünü atar. O sezon (1955-56) Galatasaray İstanbul Ligi şampiyonu olur. Metin Oktay 17 maçta 19 gol atarak gol kralı olur. Tribünlerde ‘ Taçsız Kral ‘ pankartları bu sezondan itibaren giderek yayılmaktadır.
1956-57 sezonunda Galatasaray şampiyonluğu averaj ile aynı puan da ki Fenerbahçe’ye kaptırır. Ama Taçsız Kral attığı 17 gol ile yine o sezonun gol kralı olur. Sezon sonunda ise o meşhur olay yaşanır. Fenerbahçe ikinci başkanı Müslim Bağcılar, Metin Oktay’ı transfer etmeyi kafasına koymuştur. Metin Oktay arkadaşları tarafından davet edildiği bir restaurantta Müslim bağcılar ile buluşturulur. Kendisinden habersiz emrivaki olarak gerçekleştirilen bu buluşmaya Metin Oktay çok kızar, ancak onun nezaketi meşhurdur. Mekânı terk etmez ve Müslim bağcıların davetini kırmayarak masaya oturur. Bağcılar, kendisine imzalı açık bir çek uzatır. ‘istediğin rakamı yaz, yeter ki Fenerbahçe’ye gel. Metin Oktay kimsenin beklemediği bir şekilde çeki geri uzatır ve o meşhur sözü söyler.
'BİZİ SEVENLERE İHANET ETMEYELİM BABA'
Yazının başında da söylediğim gibi çok anı var Metin Oktay ile ilgili. Gönül ister ki hepsinden biraz bahsedelim ama bu pek mümkün değil. Çünkü Metin Oktay’ı efsane yapan tek unsur attığı goller yada kazandığı başarılar, kupalar değil. Metin Oktay’ı efsane yapan onun kişiliği, kendisine yapılan haksızlıklara karşı tutumu, beyefendiliği , nezaketi , sarı kırmızılı renklere gönülden bağlılığı ve o hepimizin bildiği duruşu. Elini kalbine götürüp, tüm sevenlerini yürekten selamlaması... Koyu bir Galatasaray taraftarı ve Tekyumruk-Denizli Taraftar grubu üyesi olarak; Metin Oktay ruhunu, Metin Oktay duruşunu gelecek nesillere aktarmak, onlara bu sevgiyi aşılamak için elimizden geleni yapacağız.Hani diyoruz ya bestemizde, avazımız çıktığı kadar;
“Taçsız Kral Metin Oktay Tek aşkıydı Galatasaray.
Senin gibi Cimbomluyu unutur mu bu taraftar?”
Bu taraftar Metin Oktay’ı bin yıl geçse de unutmaz. Doğum gününü elimizi kalbimize götürerek , özlemle kutluyoruz.
İyi ki doğdun Taçsız Kral.
İyi ki adın Galatasaray ile bütünleşti.