Normalleştirmek Devletin Görevi
PAÜ Ekmek ve Gül Kadın Çalışmaları Atölyesi
Geçtiğimiz hafta Diyanet’in fetva hattından babanın öz kızına şehvet duymasına dair sorulan sorunun ardından bu sapkınlığını reddetmeyen diyanet, eşiyle nikahın düşüp düşmeyeceğini tartıştı. Peki bu tartışmalar Türkiye’de kadınların yaşamından bağımsız mı? Elbette değil!
‘Toplumun en küçük parçası ailedir’ sözü ders kitaplarına bile girmişken kadın bakanlıklarını aile bakanlığına çeviren sermaye hükümeti, kadını aileden ayrı tutmadıklarını, ayrı tutulmasının aileyi parçalamak anlamına geleceğini söylüyor. Kadının doğurmasına ya da doğurmamasına, nasıl doğuracağına ya da nasıl ilişkiye gireceğine kadar fetvalar veren diyanet tek tip toplum isteğinin işlemesi için son sürat çalışıyor.
Nasıl ilişkiye girileceği veya ilişkide neyin günah olduğunu fetva veren diyanet IŞİD’in ‘Nasıl tecavüz edersiniz’ listesiyle benzerlik göstermiyor mu? Bir hatıryalım; bir yazar kadınların haber sunmaması gerektiğini izleyen erkeklerin günah işlediklerini yazarken, başka biri ise hamile kadının yolda yürümesinin akla kadının seks yaptığını getirdiği için dışarıya çıkmamasını öğüt veriyordu. Bir başkası ise kız çocuklarını okutan ve çalışmalarına izin veren ailelerin nasıl Müslüman ve nasıl Anadolu insanı olduğunu soruyordu.
2011 yılında 2 milyar 713 milyon lira harcamıştı Diyanet Başkanlığı. 2013 yılında 3 milyar 907 milyon lira. Her geçen yıl arttı harcamalar. Diyanet İşleri Başkanlığı, verilen ödeneklerle hiçbir yıl yetinmedi. Her yıl yüz milyonlarca lira tutarında ödenek üstü harcama yaptı. Oysa 5018 sayılı yasaya göre ödenek üstü harcama yasak. Yasak ama yaptığı hizmetler dikkate alınarak göz yumuluyor. İşçi talepleri, yolsuzluklar, kadın sorunu benzeri birçok meselede iktidarın başı ne zaman sıkışsa Diyanet bu konuyla ilgili bir fetva ile hemen yardımına yetişiyor. Şimdi de bir babanın kızına şehvet duymasını normal kılan açıklamasıyla gündemde. Bunun hemen üstüne de bir erkek öz kızını taciz ederken yakalanıyor. Ensest ilişkilerin artmasında büyük rol oynayan diyanetin son açıklamasına binaen Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu da bir açıklama yaptı ve ülkedeki ensest ilişki oranının %40 olduğunu duyurdu.
Ensest ilişkiler, toplumun içine kapanık yaşamasının bir yansıması. Kadınların evlere kapatılması ve susturulması da bu yansımasının diğer yüzü. Ensest ilişki mağduru, tecavüze ya da tacize maruz kalmış kadınlar gerek toplumun baskısından gerek de korktukları için bir kelam bile etmiyor. AKP hükümetinin istediği de bu değil mi zaten? Tüm bunların normalleştirilmesi değil mi?
