Faşizm en çok kadından korkar
Yaşadığımız süreçte ne yazık ki Osmanlı dönemini hatırlatan uygulamalar yaşanmaktadır. Osmanlı’da kural gereği padişah ferman çıkarmadan önce Şeyhülislam fetva verirmiş. Günümüzde Diyanet İşleri Başkanlığı, Şeyhülislam görevini görmektedir. Ve DİB, siyasi rejimi meşrulaştırmak için olağanüstü bir çaba sarf etmektedir.
78 milyonun vergisinden beslenen ve 6 milyarlık bütçesiyle toplam 8 bakanlığın bütçesine sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) kapatılmalıdır. Ülkemizde sadece Sünniler değil, birçok inançtan insanlar yaşamaktadır. Diyanet, sadece Sünni-İslam inancını temsil ettiğinden, biz yıllardır DİB’in kapatılması gerektiğini söylüyor ve bunun için mücadele veriyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı, uygulamaları ve yapmış olduğu açıklamalarıyla inançları kutuplaştırmakta ve Sünni mezhebinden olmayanlar üzerinde baskı oluşturmakta, sistemin açıktan dayatmış olduğu, Türk-İslam-Erkek üçlemesine hizmet etmektedir. Bir anlamıyla DİB, gizli başkanlık haline gelmiş durumda.
Yaşadığımız süreçte ne yazık ki Osmanlı dönemini hatırlatan uygulamalar yaşanmaktadır. Osmanlı’da kural gereği padişah ferman çıkarmadan önce Şeyhülislam fetva verirmiş. Günümüzde Diyanet İşleri Başkanlığı, Şeyhülislam görevini görmektedir. Ve DİB, siyasi rejimi meşrulaştırmak için olağanüstü bir çaba sarf etmektedir.
Öyle ki; daha önce yapmış olduğu açıklamaları bir kenara bırakalım, geçtiğimiz haftalarda “Cemevleri kırmızı çizgimizdir”, “Alevi ile evlenilmez” ve “Bir babanın kızına şehvet duyması haram değildir” gibi ardı ardına fetvalar yapılması boşa değildir. Aleviler açısından da DİB kırmızı çizgidir, biz hiçbir zaman bu kurumu tanımadık.
“Bir babanın kızına şehvet duyması haram değildir” fetvası ise affedilmeyecek nitelikte, sapıklığın tavan yaptığı; daha önce bize göre birçok gaf yapmış olmasına rağmen çok şaşırdığımız bir açıklama.
Ülkemizde kadın kırımının had safhada olduğu bir süreç yaşıyoruz. Toplumsal cinsiyetçiliğin toplumumuzun birçok katmanına hükmettiği düşüncesiyle, bir yandan en sevdiklerimiz tarafından öldürülürken, bir yandan ülkemizde yaşanan kirli savaşta namluların, bombaların özellikle kadın ve çocuklara çevrilmiş olduğunu görüyoruz.
Faşizm, en çok kadından korkar, çünkü siyasetin en yoğun hali mutfakta kaynayan tencereye yansır. Bu yüzden kadınları mümkün olduğu kadar kuşatıp köleleştirmek ister. Ve yaşadığımız son süreçte görüyoruz ki kadın her taraftan kuşatılmış ve sıra kız çocuklarının cinsel olarak kuşatılmasına kadar gelmiş. Toplumumuzun yarısını, olmadı yarısından biraz daha azını DİB’nın fetvalarına uyan bir kesim olarak kabul edersek, biz kadınları çok tehlikeli bir süreç bekliyor. Bu sapık, ensest ilişkilerin artması, çocuklara edilen tecavüzlerin çoğalması ve hasta bir toplum anlamına geliyor. DİB, verdiği fetvalarla bu ülkenin yüz karası olmuş durumda. Bu sorun sadece kadınların değil, bu ülkede yaşayan herkesin sorunudur diye düşünüyorum. Çünkü bu açıklamayla sadece kadınlar değil, kızı olan babalar, kız kardeşi olan erkekler ve toplumun bütün kesimleri zor durumda kalmıştır.
Songül TUNÇDEMİR
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Malatya Şube Başkanı