Kampanya yüreğimize umut çiçekleri ekti
Yine bir işgününün bitiminde yorgun argın Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’ne zor atıyorum kendimi. Sıcak çayın oluşu, oradaki kadınların birlik beraberliği ve dayanışması bana hemen bütün yorgunluğumu unutturuyor.
Hüsniye GÜRBÜZ
Yine bir işgününün bitiminde yorgun argın Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’ne zor atıyorum kendimi. Sıcak çayın oluşu, oradaki kadınların birlik beraberliği ve dayanışması bana hemen bütün yorgunluğumu unutturuyor.
Sohbet, canımızı en çok yakan konu etrafında dönüyor. Haberlerde gördüklerimiz, duyduklarımız, gazetelerde okuduklarımız içler acısı. Devletin Cizre’de, Silvan’da, Nusaybin’de uygulamalarını ve ortaya çıkan manzaraları seyrederken birden gözümün önüne anne karnında öldürülen bebekler geliyor. Ne kadar üzücü bir durum bebeklerini günlerce buzdolabında saklamaları. İnsanlık dışı bir şey; öldürülen bebeklerin suçu günahı neydi? Bir anneyi çocuksuz bırakmak, bir çocuğu annesiz öksüz bırakmak nasıl bir duygu? Kürtleri tahrik ederek ve katliam yaparak, orada yaşayan insanları yerinden yurdundan göç ettirerek, bölgeye huzur mu getireceklerini sanıyorlar? Bölgeye huzur getireceğiz diyerek bir halkı günlerce ev hapsinde tutamazsınız.
Bunları konuşurken kafa kafaya verip “Ne yapabiliriz? Güneydoğuda yaşanan iç savaşın ve vahşetin önüne nasıl geçebiliriz?” diye düşünürken buluveriyoruz kendimizi.
Kadınlar olarak ortaklaşa bir karar alıyoruz. Geçmişte yaptığımız gibi o bölgeye yardım eli uzatmak, oradaki insanların yaralarını bir nebze olsun sarmak istiyoruz. Mahallede “Bir paket makarna da sen ver” diyerek bütün kapıları çalmaya ve Güneydoğuda yaşananları anlatmaya başlıyoruz. İlk başta tedirgindik, kaygılarımız ve korkularımız vardı. Bugün kapısını çaldığımız insanlar, siviller katledilirken Cumhurbaşkanından tutun da Başbakanına ve İçişleri Bakanına kadar bu ülkeyi yönetenlerin dediği gibi, “Onlar da hendek kazıyorlardı” mı diyeceklerdi? Yoksa ellerini vicdanlarına koyup gerçekleri görecekler miydi?
Neticede korktuğumuz başımıza gelmedi. Batıda yaşayan ve kapısını çaldığımız insanların hepsi çok duyarlı ve vicdanlı insanlar çıktı. Yardımlarını esirgemediler. Her biri evinde ne var ne yok bize kapı aralarından vermeye çalıştı. Bu bir nebzede olsa yüreğimize umut çiçekleri ekti. Çünkü bu yaşananlar kendilerine de dokunmaya başlamıştı. Artık batıdaki insanlarda korkularından dolayı evlerinden çıkamaz hale geldiler. Bunun tek ve en büyük nedeni ise; her an her yerde ölüm tehlikesiyle yaşamak zorunda kalıyor olmalarıydı. Korkuları sadece güneydoğu bölgesinde değil artık yanı başlarında bombaların patlamasıydı.
İnsanlık suçu işleyenlerin yaptıkları cezasız kalmaz. Şu da iyi bilinmeli ki özgürlük mücadelesi veren halkları da hiçbir güç yolundan çeviremez. Biz Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak bu ezilen halkların yanında olmaya devam edeceğiz ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.