Sigorta yok, güvence yok, çalışma saatleri uzun
Zorlu yaşam koşulları, geçim sıkıntısı nedeniyle lastikçilik, otomobil tamirciliği, otobüs şoförlüğü derken “erkek” işleri diye bilinen işlerde çalışan kadınların sayısı artıyor. Adana’nın Seyhan ilçesinde bulunan Vedat Dalokay Sebze ve Meyve Hali’nde de birçok kadın çalışıyor.
Kadınlar bu ‘hal’de çalışıyor
Fatma KOÇ ŞAHİN
Zorlu yaşam koşulları, geçim sıkıntısı nedeniyle lastikçilik, otomobil tamirciliği, otobüs şoförlüğü derken “erkek” işleri diye bilinen işlerde çalışan kadınların sayısı artıyor. Adana’nın Seyhan ilçesinde bulunan Vedat Dalokay Sebze ve Meyve Hali’nde de birçok kadın çalışıyor.
Hal işçisi kadınlar her gün henüz gün ışımadan yollara düşüyor. Bazen gece iki, bazen, üçte, dörtte işe başlayıp günde yaklaşık 12 saat çalışıyorlar. Birçoğumuzun yeni yataktan kalktığı saatlerde işlerini yarılayan Hal işçisi kadınların mesaisi ancak öğleden sonra bitiyor. Ondan sonra da ev işleri, çocuk bakımı bekliyor onları... Ve sonra yine iş.
Kadınlar Hal’de günlük yevmiye karşılığı çalışıyor. Çalışma saatleri esnek. Yaptıkları işin adı ardiye. Meyve ve sebzeleri kasalara dizen kadınlar bazen de erkeklerle birlikte kasaları kamyonlara yüklüyor. Tüm bu ağır ve zor koşullarda çalışmalarına rağmen erkeklerle aynı ücreti almadıklarını da özellikle vurguluyorlar. Kendi paralarını kazanıyor olmaktan memnunlar; ancak gözle görülür erkek yoğunluğu kadınların bazı sıkıntılar yaşamalarına da sebep olmuyor değil.
SEBZE HALİNDE BİR ÜNİVERSİTE MEZUNU
Hal’de erkeklerin çokluğu göze çarpıyor. Erkekler genelde kamyon üstünde. Kadınlar aşağıda meyve sebze diziyor. Ardiye işinin yoğun olduğu, halin arka taraflarına doğru gidince kadınlar görünmeye başlıyor.
Başta röportaj yapacak kadın bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Bir kısmı eşlerinin görmesinden bir kısmı patronlarından çekindiğinden konuşmak istemiyor. Onlardan biri de üniversitenin Tıbbi Laboratuar Teknikerliği Bölümü mezunu, 22 yaşında genç bir kadın. Üniversiteden mezun olduktan sonra iş bulamadığını, ailesine katkıda bulunmak için yevmiye karşılığı Hal’de çalışmak zorunda kaldığını söylüyor, ama isminin yazılmasını kesinlikle istemiyor.
GÜVENCE YOK
Öznur da 22 yaşında. “Kendimi bildim bileli Hal’de çalışıyorum” diyen Öznur, ailesi Çukurova’ya göç ettikten sonra iş bulmakta zorlandıkları için okulu bırakmak zorunda kalmış. İki abisi üniversite okuduğu için çalışmak zorunda olduğunu belirten Öznur, eğitimine açık öğretimde devam ediyor. Hastalandıklarında patronların kendilerini doktora götürdüğünü, başkaca da bir güvenceleri olmadığını söyleyen Öznur, okulunu bitirdikten sonra sigortalı, iş güvencesi olan bir işte çalışmak istiyor.
OKUMAK İSTERDİM
Hicran ve Bedriye akraba; hala-dayı kızları. Hal’de çalışmanın zor olmadığını, severek çalıştıklarını ifade ediyorlar. Patronları gelen telefonla yanımızdan ayrılınca 17 yaşında olan ve iki yıldır Hal’de çalışan Hicran; “Aslında ben okumak isterdim. Hal’de çalışmak istemiyorum” diyor. 20 yıldır tarlada, bahçede ve Hal’de çalışan Bedriye ise “Diyarbakır’da, köyde okuyordum. Buraya gelince okuyamadım. Hemen çalışmaya başladım. Ama okumak, avukat olmak isterdim. Ya da köyden hiç gelmemeyi isterdim” diye anlatıyor. doktora kendilerini
Gülşen’in ailesi de 20 yıl önce Şırnak’tan göç etmiş. Hiç okula gönderilmemiş, onun da isteği okumak. Çocuk yaşlarda çalışmaya başlayan Gülşen, 20 yaşının 10 yılını Hal’de çalışarak geçirmiş. ‘Ardiye’ işinden arta kalan zamanda işyerinde temizlik ve çay işini de yapıyor. “Eğer göç etmemiş olsak ev hanımı olurdum. Bu zor koşullarda çalışmak zorunda kalmazdım” diye düşünüyor.
Gülten 2 yıl öncesine kadar hiç çalışmamış, hayat şartları zorlayınca, iki erkek kardeşi ile birlikte Hal’de çalışmaya başlamış. 40 lira yevmiye karşılığında günde 1 ton havuç kesmek zorunda olan Gülten, haftanın üç günü işe çağrıldığını söylüyor. Gülten de hiç okumamış, “Fırsatım olsa hemşire olmak isterdim” diyor.
BU SAVAŞI DURDURSUNLAR
Hal’de çalışan işçilerin çoğunluğu 90’larda Kürt illerinde yaşanan savaş ve devlet baskısı sonucu memleketlerini bırakıp kaçmak zorunda kalmış Kürt işçiler. Kürt illerinde yaşanan sokağa çıkma yasağı ve katliamları yakından takip eden kadın işçilerin önemli gündemlerinden biri barış. Bugün Cizre, Silopi, Sur, Nusaybin’de yaşananların aynısını 90’larda ailelerinin de yaşadığını anlatıyorlar.
Yıllar önce ailesi Mardin’den gelmiş olan Hanife, “Şu an Cizre’de Silopi’de ne yaşanıyorsa ailem de aynısını yaşayıp Adana’ya gelmiş. Haberleri seyredince uyuyamıyoruz, yemek yiyemiyoruz. Buradan tüm yetkililere sesleniyorum; bu savaşı durdursunlar” diyor. Hiç okuyamamış Hanife; “Okusaydım adaletsizliklere için bir şey yapmak isterdim” diyerek avukat olma özlemini dile getiriyor.