Kamu emekçisi kadınlar huzursuz ve kaygılı
Bilindiği üzere AKP Hükümeti, 1 Kasım seçimlerinden sonra, emekçileri hem ekonomik hem de temel haklar konusunda kıskaca alma planlarını bir bir hayata geçirmekte. Bu planlardan biri de kamu personel rejiminde “reform” adı altında 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun değiştirilmesi.
Duygu ERDOĞAN
Bilindiği üzere AKP Hükümeti, 1 Kasım seçimlerinden sonra, emekçileri hem ekonomik hem de temel haklar konusunda kıskaca alma planlarını bir bir hayata geçirmekte. Bu planlardan biri de kamu personel rejiminde “reform” adı altında 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun değiştirilmesi.
Söz konusu düzenlemelerle kamu çalışanlarının iş güvencesinin ortadan kaldırılması, bütünüyle performansa dönük, esnek, kuralsız bir çalışma düzeninin yaşama geçirilmesi planlanıyor. Bizler, Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Örgütlenme Komisyonu olarak özellikle iş güvencesinin kaldırılması tehdidi ve güncel siyasal gelişmeleri tartışmak üzere işyeri gezileri düzenledik. Gruplar halinde Konak ve Karabağlar sınırları içindeki hemen her işyerine gittik. Bastırdığımız kupalar, güvencesizlikle ilgili afiş ve broşürlerle gezilerimizi zenginleştirmeye çalıştık.
Gittiğimiz her işyerinde kadın çalışanlar yoğunluktaydı. Güvencesizliğin ve esnek çalışma koşullarının ilk etkileyeceği kesim kadın emekçiler olacağından, onlarla buluşmak önemliydi. Bizleri bekleyen tehlikelere karşı, sendikalı sendikasız bütün çalışanların, işyerlerinde ortak mücadeleyi örme önerimiz her yerde olumlu karşılandı.
Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube üyesi kamu emekçisi kadınlar, güvencesiz ve esnek çalışma uygulamaları ve yeni yasal düzenlemelerle ilgili düşüncelerini Ekmek ve Gül okurlarıyla paylaştı:
HER AN TEHDİT ALTINDA HİSSETTİRİR
TUĞBA YEĞEN: 657’de yapılan değişiklikle memurların istenildiği gibi görevden alınmasına, başka yerlere zorla atanmasına ve mahkeme yoluyla tekrar göreve dönüş yapılamamasına sebep olabilir. Bu da çalışanların her an kendisini tehdit altında hissetmesine yol açar. Ayrıca bireylerin kendi düşüncelerini rahat bir biçimde ifade etmesini engelleyecek. Düşünmeyen, sadece emir komuta zincirinde çalışan bireyler oluşacak.
ANGARYA VE MOBBİNG ARTACAK
SEVTAP ÇARBOĞA: Kamu emekçilerine son darbe iş güvencesinin kaldırılmasıyla gerçekleşecek gibi görünüyor. İş güvencemizin alınması, geleceğimizin karartılması anlamına geliyor. Yasada öngörülen değişikliklerden bir tanesi de amirin verdiği her işin yapılması. Bu angarya ve mobbingin artmasını, işini kaybetmemek için daha fazla çalışmayı ve otoriteye itaat etmeyenin ekmeğinden olacağı anlamına da geliyor. Bütün bunların dışında ideolojik farklılıklar ve kişisel çatışmalardan kaynaklı sorunların yaşanacağını öngörmek hiç de zor değil. Zaten yaşanan son süreçte toplumdaki kutuplaşma artmış ve iş barışı zedelenmişken bir de dayanışmadan çok rekabete dayalı, bireyciliği özendiren bir anlayış aradaki uçurumu daha da artıracaktır.
HUZURUMU ELİMDEN ALMAYIN!
DERYA IŞIK: Yedi yaşında bir kız çocuğu annesiyim. Kızımın babasından ayrıldım. Evlenirken boşanacağımı, tek başıma çocuk yetiştireceğimi düşünemedim. Maalesef şiddet mağduruyum. Öğretmenim, düzenli gelirim var, kimseye muhtaç değilim deyip boşandım. Şimdi güvencemin ortadan kalkması planlanıyor ve ben çok kaygılıyım. Getirilmesi düşünülen performans sisteminin adetli işlemediği bir sistemin içerisindeyiz. Dünya görüşüm ve cinsiyetimden dolayı objektif değerlendirilmeyecek, buna eminim. Tek başına çocuk büyüten anne olarak sürekli vakit ve enerji harcayacağım. Kaygım çok, çünkü birey olarak benliğimi yitirip pasif bir insan olacağım. Bu şekilde bir annenin yetiştireceği çocuğun ne halde olacağını herkes tahmin ediyordur. Moral, motivasyon eksikliğinden özgüvensiz sadece bilgi aktarımı yapan, çocuğun yaratıcılığını, hayal dünyasını geliştiren bir öğretmen olacağımı da düşünmüyorum. İyi bir öğretmen, iyi bir anne olmak için huzur lazım, iş güvencem kalkınca huzurum yerinde olmayacak. Peki nasıl iyi olmamı bekleyeceksiniz? Huzurumu elimden almayın!
SENDİKALI SENDİKASIZ HERKES RAHATSIZ
ZÜBEYDE FIRAT: 657’de yapılacak değişiklikler sendikalı sendikasız çalışan her kesimi rahatsız ediyor. Çevremizdeki birçok insan bu konuda tedirgin, mutsuz ve umutsuz. Mevcut siyası iktidarın baskısının katmerlendiği ve sendikaların siyasi partilerin arka bahçesi olduğu düşüncesinin aşılması önemli. Mücadelenin emek ekseninde olması, bunun görünürlüğünün artaması gerekli. Sendikalar iş güvencesinin kaldırılmasına yönelik eylem ve etkinlikleri emekçilerin daha geniş katılım göstereceği bir hatta hazırlarsa daha etkili olacak. Her kesimden emekçileri birleştirmesi gerekir.
ŞARTLAR HER ÇALIŞAN İÇİN AĞIRLAŞACAK
NEBAHAT DEMİREL: 657 Sayılı Kamu Personeli Yönetiminin Torba Yasayla değişen bazı maddelerinin, görünürde kamu personelinin lehine olduğu düşünülse de, detaylı incelendiğinde aleyhine olduğu bir gerçektir. Kamu çalışanlarının, torba yasaya göre, kurum amirlerinin izni ile iş ve hizmetlerde esnek çalışabilecekleri belirtilmekte. Bu, iş ve hizmetlerin, esneklikten ötürü çalışma saatlerinin dışına çıkması anlamına gelir. Az ücretle 8 saat yerine 12 saat çalıştırmak istiyorlar. Hangi şartta çalıştırılırsa çalıştırılsın, her çalışan için ağır olacak. Ülkemizde yasalara rağmen kadın çalışanlar zaten tam iş, az ücretle çalıştırılıyor. Çalışanlar arasında cinsiyet ayrımcılığı yapıldığı aşikar. Ayrıca kamu kurumlarında çalışan kadın personellerin hamilelikte doğum öncesi ve doğum sonrası zorunlu izinleri performansa dayalı iş kaybı sayılıyor. Bu nedenle kadın personel sayısının daha da azaldığı görülüyor.