Örgütlü birlik içinde hareket etmeliyiz
Ayçin YILDIRIM
Balçova Belediye İşçisi/İzmir
Merhaba;
Ben 32 yaşında genç bir kadınım. Olaylara bakış açım benimle aynı kaderi paylaşmayan yaşıtlarımdan daha duygusal, daha taraflı ve daha öfkeli elbette. 9 yaşında bölgedeki şiddet sebebiyle memleketini terk eden ve 23 yılda hiçbir şeyin değişmediğini gören biri başka nasıl olabilirdi ki zaten. Üstelik bu öyle 3-5 yıl değil, tastamam 23 yıl...
Bilinen yönüyle çocukların katliamına sebep iki olgu var. Devlet ve terör. İkisini de birbirinden ayırmayan taraftayım ben. Biliyorum çünkü; vazgeçilmez ve artık çekinmeden gözümüze sokulan, belli kesimlerin reddettiği işbirlikçi bağı, sözde kahraman devletin sözde kahraman kolluk kuvvetlerinin bölge halkını yıllardır terörizmden koruma çabaları, bu kahramanların faşist uygulamaları sayesinde terörizme her gün yenisinin eklendiği genç kitleler ve bölge halkının seçtiği tarafın bedelini elbet ödeyeceğinin farkında olması gerçeği. Bu sadece bilinmesi gereken yönü, bilinmeyen yönleri de var elbette.
Yukarıda kısaca değindiğim ama uzun yıllardır devam eden ve benim sadece 23 yılına şahit olabildiğim ülkemin rutin gündemidir aslında. Değişen ise sadece isimler ve tarihler oldu.
Son yıllarda yaşananlar gösteriyor ki toplumun duyarsızlığı ve önyargıları siyasi sisteme göre şekillendikçe acılar katlanarak büyüyor. Batıda yaşayan bir kadın olarak diyorum ki; batıda yaşayan her kadın benim gibi hissetmeli, tahmin dahi etmek istemediği gencecik evlatlarını kaybeden annelerin dilinden anlaması için aynı dile ve mezhebe sahip olmak gerekmiyor.
Olayların bir başka boyutu ise Silopi’de annesinin cenazesini 6 gün boyunca alamayan, sadece pencereden izlemekle yetinebilen, kahvaltı sofrasında annesinin roketatarla ölümünü izleyen o çocuklara sevgiden, barıştan ve kardeşlikten bahsedemeyecek oluşumuz.
Geleceğe yönelik kin ve nefret toplumunun inşasını susarak izliyoruz.
Devlet; topraksızlaştırma, mülksüzleştirme ve yersizleştirme politikalarını batıda çeşitli yasalar çıkartarak (büyükşehir yasası) uygularken, doğuda katliamlarla gerçekleştirmeye devam ediyor. Bölgede kurulan çeşitli sol komiteler, bu faşist politikaların geleceğe ve günümüze yönelik yıkımlarını anlatmaya çalışması umut verici olsa da, yapılanları engellemek maalesef daha büyük kitlelerin ayağa kalkmasıyla mümkün görünüyor. Ülkemdeki bölgesel katliam, tüm halklar üzerinde uygulanan faşist baskılar örgütlü siyasal birlik içerisinde hareket edemediğimiz sürece periyodik olarak devam edecektir.