Savaştan en çok zarar gören Kürt ve Türk işçiler
Metin ALAN
Savaş en çok emekçileri, yoksulları vuruyor. Savaş koşulların emekçi çocukları hayatını kaybediyor, halk yoksullaşıyor. Adıyaman’da bulunan sendika temsilcileri ve işçiler de yaşanan süreçte emekçilerin sofrasına giden ekmeğin her geçen gün küçüldüğünü söylüyor. Sendika yöneticileri barış için mücadele etmekten başka bir yolun olmadığını söylüyor.
Ramazan Gökay
(Tüm Köy Sen İl Temsilcisi)
Hükümetin dış politikada izlediği savaş yanlısı tutum ve dışa bağımlı tarım politikaları yüzünden, üretici köylüler ürettiğini satamaz, sattığıyla doyamaz hale geldi. Tarımın bitme noktasına gelmesiyle, bölgedeki savaşın etkileri yetmiyormuş gibi Kürt illerindeki yoksul köylüler mevsimlik işçi durumuna düşürüldü. Tüm-Köy Sen olarak hükümetin savaş politikalarına derhal son vermesini istiyoruz. Bu nedenle tüm kitle örgütlerinin, sendikaların bir araya gelerek saldırı ve zulmün bitirildiği bir ortamın inşası için, örgütlü hareket etmesinin zorunlu olduğunu düşünüyoruz.
Hasan Tanrıverdi
(Yol İş İşyeri Baştemsilcisi)
Ülkemiz hızla bizlerin istemediği bir savaşa hem içte hem de dışarıda sürükleniyor. Bu durum biz işçileri de kendi içimizde bölüyor. Sendikalarımız sessiz. Hükümet ülkemizde ve ülke dışında savaş ortamı yaratarak kıdem tazminatlarımızı gasbetmeye çalışıyor. Kiralık işçi bürolarını meclise getirerek bizleri güvencesizliğe, örgütsüzlüğe ve kölece çalışma koşullarına mahkum etmeye çalışıyor. Memurların iş güvencesini kaldırmaya hazırlanıyor. Bunları yaparken de sendikalarımızın ve biz işçilerin sessizliğinden, birlik olamayışımızdan cesaret alıyor. Hükümet bir yandan da Suriye’ye girme hesapları yapıyor. Öyle günlerden geçiyoruz ki, barış isteyenler suçlu, iktidara karşı, terör yandaşı oluyor. Öldürülüyor. Savaş isteyenler el üstünde tutulup korunuyor. Biz işçiler barıştan yana olmalıyız her zaman. Çünkü savaşlardan en çok zarar görecek olan Kürt de olsak Türk de olsak biz işçileriz.
Ramazan Şahin
(Tekstil İşçisi)
Suriye’nin hali ortada. Bölgedeki yıkım ve operasyonlardan dolayı göç edenlerin hali perişan. İşsizlik ve yoksulluk her gün biraz daha artıyor. Belimizi büküyor. Asgari ücreti artırdılar, daha alamadan her şeye yapılan zamlarla eskisinden daha kötü duruma düştük. Bizler bu haldeyken devletin savaştan yana olmasını anlamıyorum. Adıyaman’daki tekstil fabrikalarında çalışan işçiler olarak çok kötü koşullarda çalışıyoruz. Cizre’de, Sur’da olanlara işçi arkadaşlarımızın çoğunluğu teröre karşı savaş olarak bakıyor. Sonuna kadar devam edilmeli diyen de var, bir an önce bitirilip çözüm olmalı diyen de var. Aslında gerçekleri öğrenseler kim ister savaşı.
Özcan Akın
(Taşeron İşçi)
Hükümet seçimlerden önce taşeron işçilere kadro vereceğini söyledi. Şimdi tam tersini yapıyor. Seçimi kazanırsa kamu düzeni sağlanır dedi, Cizre’nin, Sur’un, Nusaybin’in ve diğer yerlerin hali ortada. Bizlerin hali ortadayken, Suriyeli işçileri bizlerden daha kötü koşullarda, daha ucuza çalıştırmayı düşünüyorlar. Onları bizden daha ucuza çalıştırmak varken bizleri niye çalıştırsın patronlar. Savaşa karşı çıkmak için ülkemizdeki Suriyelilere ve bölgedeki yaşananlara bakmak yeterlidir bence.
Orhan Maraş
(Petrol İşçisi)
Hükümet sürekli iktidarda kalabilmek için bütün savaş yöntemlerini deniyor. Bugün kamuoyu bölgede yaşanan savaş halini televizyonlardan maç izler gibi izliyor. Böylesine bir ortamda hazırlanan torba yasayı, kıdem tazminatımızın fona devredilmesini, özel istihdam bürolarını kimse konuşmuyor ya da yeterince gündemine almıyor. Hükümetin devreye soktuğu savaş politikaları bu saldırı yasalarını görünmez kılıyor. İşçilerin buna karşı mücadele etmesini, birleşmesini engellemeyi hesaplıyor. İşçilerin kendi aralarındaki bölünmeleri derinleştiriyor. Ne yazık ki sendikalarımızda savaş politikaları karşısında ya sessiz kalıyor, ya da savaştan taraf olarak açıktan saf tutuyor. Savaşı yapanlar zenginliklerine zenginlik katarken, günbe gün bizler fakirleşiyoruz. Açıktır ki işçi sınıfı ve sendikaları, hükümetin savaş politikalarının ülkeyi ne hale getirdiğine tekrar bakıp birleşmeli ve savaşa karşı barıştan yana tutum almalılar.