TÜOBİK'in varsayımı, gerçekliğin ta kendisi
Utku Özveri
İstanbul Üniversitesi
Türkiye Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi'nin (TÜÖBİK) gerçeklemesine çok az kaldı. Sunumlar seçildi; kongre hazırlıkları hem düzenleyenler hem de sunum yapacaklar açısından hız kazandı. Biz de bu curcuna arasında kongrenin vazgeçilmez sloganı olan "Varsayalım ki öğrenciler bir iktisat kongresi yapıyor" sloganının ne anlam ifade ettiğini anlatmaya çalışacağız bu yazıda.
Neoliberal iktisadın aslında varsayımlar sanatı olduğunu söylersek abartmış olmayız herhalde. Bunu söylerken neyi kastediyoruz? İktisada giriş dersinde iktisadın tanımını "insanın sınırsız ihtiyaçlarını kıt olan kaynaklarla karşılamak" olarak öğreniriz. Öğrendiğimiz ilk tanımda ilk varsayımımızla karşılaşıyoruz; insan ihtiyaçlarının sınırsız olduğu! Daha sonra varsayımları sıralamaya başlıyoruz. 'Piyasanın tam istihdam da olduğu', 'Piyasada tam rekabet koşullarının geçerli olduğu', 'homoeconomicus birey'. Bunlara sınırsız örnek ekleyebiliriz. İşte tam da varsayımlara boğulmuş, gerçeklikle bağının zayıflatıldığı, emek piyasasından yoksun, sermaye piyasasına hapsolmuş, diğer disiplinlerle bağı koparılmış bir iktisat öğretisi. 'İktisat biliminin hayatta ne anlam ifade ettiğinin anlaşılmadığı, rakamlara hapsolmuş bir eğitime hayır!' sesinin karşılığıdır TÜÖBİK. Bu kongre gerçekleri yadsımadan sosyal bilimler öğrencilerinin tartışma alanıdır.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ DEDİĞİMİZ
Şimdi bir de üniversite öğrencisini tanımlayalım: Derse girip akademisyenlerin anlattığını dinleyip, sınavda çıkan soruları cevaplayan kişiler. Varsayılan üniversite öğrencisi ise; kulüpler içerisinde aktif olan, üniversitede tartışma ortamları yaratan, akademisyenlerin anlattığını kendi süzgecinden geçirip tartışan, bilimsel üretime katkı sunan kişilerdir diyebiliriz. Gerçek ile olması gerektiğini varsaydığımız arasındaki makas bu kadar açık olunca TÜÖBİK de öğrencilerin yaptığı bir kongre varsayıyor. Peki nasıl bir kongre varsayıyoruz? Bizlerin (öğrencilerin) durağanlıktan çıkıp aktif olduğu, işin başına geçtiği, ipleri eline aldığı bir kongre. Sunum yapanların, sunumların kabul edilip edilmeyeceği, katılımcılarının konaklama yerlerinin ayarlanması, kongreye sunum yapmak, fikir beyan etmek yani fikirlerin kavga ettiği, yarıştığı bir kongre. Kimi zaman hararetli tartışmaların olduğu ama kimsenin birbirini kırmadığı bir kongre! Yani katılımcısından düzenleyicisinden sunum yapanına kadar herkesin çaba harcadığı bir kongre.
TATLI VE AMATÖR
Keşke anlattıklarımızı gerçekleştirmek de yazmak kadar kolay olsa. Kongreyi hayata geçirmek için hiç bitmeyecek sandığımız bir dizi bürokrasiyle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bir dilekçe diğer bir dilekçeyi kovalamaya başlıyor. Kongrenin yapılacağı yeri bulmak, katılımcılara yer ayarlamak, katılım gösterecek üniversitelerin kongrenin gerçekleşeceği ile ulaşabilmek için otobüs ayarlama çabaları... Yani herkesi tatlı ve amatör bir uğraş sarıyor. Sorunlar ortak olup, amaç da sorunlara çözüm aramak olunca bir de bunları birlikte aşma iradesi olunca hepsi bir çırpıda geçip gidiyor.
BİR ADIM DAHA ATMAYA
İşte TÜÖBİK 14 yıldır böyle bir kongre varsayıyor. Gerçekleri görüp bunları aşmak üzere bir tutum alıp harekete geçiyor. Derdi kimseyi kandırmak değil. Herkesin ne düşündüğünden bağımsız kendini ifade etmenin olanaklarını yaratmaya çalışıyor. Herkesi hep birlikte 14 yıldır varsaydığımız kongreyi bir adım daha ileri götürmeye 9-10-11 Mart'ta 9 Eylül Üniversitesi'nde buluşmaya çağırıyoruz.