Sağlık Bakanı hakkındaki gensoru AKP ve MHP oylarıyla reddedildi
HDP Grubu'nun 'sokağa çıkma yasağı uygulanan yerlerde kişilerin yaşam haklarının korunmasına yönelik gerekli tedbirleri almadığı ve sağlık hizmetlerinde aksamalara sebebiyet verdiği' gerekçesiyle Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu hakkında verdiği gensoru önergesinin ön görüşmesinde, önerge AKP ve MHP'lilerin oylarıyla reddedildi.
HDP'nin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında verdiği gensoru önergelerinden, önce Sağlık Bakanı hakkındaki önerge görüşüldü.
Önerge sahipleri adına konuşan HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, ülkenin bir bölgesinde sürdürülen şiddet politikalarına dikkat çekti. Kentlerin zaptu rapt altına alındığını, tanklarla, toplarla dövüldüğünü, halkın hedef alındığını belirten Yıldırım, sokağa çıkma yasaklarıyla başta yaşam hakkı olmak üzere, binlerin, yüzbinlerin konut ve sosyal yaşam hakkının elinden alındığını söyledi. Çatışma ortamlarında, kanın aktığı dönemlerde sağlığın biraz daha kutsal meslek olarak öne çıktığını kaydeden Yıldırım, hekimlerin, sağlıkçıların gerekirse kendi sağlıklarını riske atarak yaralılara sağlık hizmeti verdiklerini, vermeleri gerektiğini söyledi.
Ambulans şoförünün, sağlık personelinin bile öldürüldüğü olaylara değinen Yıldırım, ambulans şoförünün öldürülmesinin faili olarak belirttikleri eli silahlı kişilerin Sağlık Bakanı'nın bilgi kaynağı olduğunu söylerken, Sağlık Bakanı Müezzinoğlu oturduğu yerden laf attı. Cenevre Sözleşmesi'ni hatırlatarak, savaş koşullarında bile sağlıkçılara dokunulmayacağına ilişkin kararı hatırlatan Yıldırım, TTB ve bağımsız sağlık görevlilerinin bile yaralıları almalarına izin verimlediğini, yaralıları almak için giden annelerin bile gözaltına alındığını dile getirdi. Yıldırım, “Vahşet bodrumlarında” 163 kişinin öldürüldüğünü, 120'sinin cenazesinin tanınmayacak hale getirildiğini anlattı.
MHP YİNE AKP'YE ARKA ÇIKTI
Gruplar adına söz sırası MHP'ye gelince, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Güvenlik güçlerini, devleti 'katliam yapıyor, zulmediyor, sivilleri öldürüyor' diyerek suçlayan, 3 partinin terörü kınayan hazırladığı metne imza atmaktan imtina eden, en son 29 canımızı alan Ankara bombacısı teröristlerin taziyesine gidenlerin, zamanlaması itibarıyla asıl amacının bugüne kadar ortaya koydukları tavrı meşrulaştırmak ve haklılaştırmak için verdiği önergede” konuşmayacaklarını ve önergeye red oyu vereceklerini açıkladı.
HDP'li Meclis Başkanvekili Pervin Buldan'ın yönettiği Genel Kurul'da önerge üzerine HDP Grubu adına söz alan, Grup Başkanvekili İdris Baluken, bugüne kadarki Kürt katliamlarına atıf yaptı. Bölgede yaşananların yüzyıllık özetin tekrarı olduğunu ve yüzyıldır kısır döngünün sürdüğünü kaydeden Baluken, “Cizre'deki vahşet bodrumları ve cehennem binaları Dersim katliamı gibi insanlık tarihine yazılmıştır” dedi.
'VAHŞET BODRUMU, CEHENNEM BİNALARI'
Sokağa çıkma yasaklarının anayasa ve yasaların yanı sıra Uluslar arası sözleşmelere aykırı, hukuk dışı, yasa dışı, insanlık dışı olduğunun altını çizen Baluken, milyonlarca insanın yaşam, sağlık, insan hakkı, hatta defin ve gömülme hakkının bile gaspedildiğini söyledi. “Böyle bir süreçte Sağlık Bakanı'nın sağlık adına tek cümle kullanmadığı gibi Savaş Bakanı gibi hükümet adına açıklamalarda bulunduğunu” da kaydeden Baluken, isim, adres ve bilgileri kendilerine verilen 150 kişinin hiçbirinin vahşet bodrumundan sağ çıkarılmadığını, “bir damla su” diyen yaralılara bir damla suyun, bir tabletin esirgendiğini, acılar içinde ölümlerine seyirci olunduğunu söyledi. Kendisi de hekim olan Baluken “Yaralı kim olursa olsun kimliğine bakılmaksızın hastaneye ulaştırılması, sonra gerekirse adli takibinin yapılması” gerektiğini hatırlatarak, bunların siyasi değil, insani talepler olduğunu, ancak ölüm makinalarının gürültüsüyle bu seslerin bastırıldığını anlattı.
“Sağlık Bakanı yalan yanlış açıklamalarla bu hükümeti kurtarmaya çalıştı” diyen ve Bakan'ın birbiri ile çelişen açıklamalarına atıf yapan Baluken, yaralılara sağlık ekipleri yerine operasyon birliklerinin gönderildiğini ve katliam yapıldığını dile getirdi.
Yaralılara ambulans gönderilmesi için Sağlık Bakanı ve yetkililerle görüşmelerini, ambulans gönderilmesi girişimlerini anlatan Baluken, Bakan Müezzinoğlu'na, “Hekimlik, insanlık adına utanıyorum, iğreniyorum” diye seslendi.
CENAZELERE BİLE EZİYET
İnsanları öldürdükten sonra, “Ambulans getirdik, hadi gelin” anonslarıyla basına yapılan mizansene de dikkat çeken Baluken, yangın çıkarılan diğer binaya da işaret ederek, yaralıların kurtarılması için hiçbir çabaya izin verilmediğini söyledi. O insanların tamamının infaz edildiğini, cenazelerin aytı ile dağıtıldığını, insanlık dışı yaklaşımların cenazelere de uygulandığını aktaran Baluken, ailelerin ilden ile, cenazeden cenazeye giderek teşhise zorlandığını, aynı zorlukların otopside de uygulandığını anlattı.
Sağlık Bakanı'nın, “Eğer Başkan yapsaydınız bunlar olmazdı” sözlerine de atıf yapan Baluken, milletvekillerine de vicdanlarını dinleyerek oy kullanmaları çağrısı yaptı.
'SAĞLIK BAKANI OLARAK O KOLTUKTA OTURMAYIN'
CHP Grubu adına konuşan Mersin Milletvekili de yaşananlarla AKP'nin “ben bu ülkeyi yönetemiyorum acizim” demek istediğini söyledi.
“İnsanların doktora ulaşamadığı, açlık ve su sıkıntısı çektiği, beyaz bayrakla insanların hastaneye ulaşmaya çalıştığı yalan mı?” diye soran Atıcı, Sağlık Bakanı'na seslenerek, “O koltukta asla oturmamalısınız. Gensoruya gerek kalmadan o koltuğu terk etmelisiniz. Siz de hükümetiniz de acz içindesiniz” diye konuştu.
Ağzını açana, “terörist, teröre yanlaşlık yapıyor” denildiğinin altını çizen Atıcı, “Ben Cizre'de suçlu da olsalar yaralıları tedavi etmelisiniz dediğimde beni de hedefe koydunuz” diye konuştu.
Bir hekim olarak Sağlık Bakanı'nın Bakanlar Kurulu'nda bulunmasının nedeninin savaşı durdurmak olması gerektiğini dile getiren Atıcı, “Bir hekim, Sağlık Bakanı olarak savaşı durdurmalısınız. 'Hükümet beni dinlemedi' diyorsanız o koltukta işiniz ne, kalkın” dedi.
AKP KATLİAMI İDDİA DİYE NİTELEDİ
AKP Grubu adına söz alan Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç ise “savaş değil, terörizme mücadeledir. TC'nin yaptığı terörizmle mücadeleyi savaş olarak adlandırmak doğru değil” dedi. Cizre'deki katliamı, “Cizre'de yaşandığı iddia edilen olaylar” olarak ifade eden Erdinç, “ülkenin dört bir yanına en iyi sağlık hizmetini götürdükleri” iddiasıyla sağlığa ilişkin icraatları anlattı. Şırnak, Cizre'de hiçbir sağlık hizmetinin aksamadığını ileri süren Erdinç, “HDP'lilerin iddialarını şaşkınlıkla dinledim” dedi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun kendini savunmasının ardından, gensoru önergesinin ön görüşmesi ve gensoru açılması AKP ve MHP'lilerin oylarıyla reddedildi.
Meclis Genel Kurulu'nda daha sonra İçişleri Bakanı Efkan Ala ile ilgili gensoru önergesinin görüşülmesi başladı. (Ankara/EVRENSEL)